Hatırlatma: Lütfen gördüğüm şey sadece benim bir hayal ürünüm olsun.
🌙
.
.
.Olduğum yerde öylece dikiliyordum. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Ne mi görmüştüm? Anlatayım ben size ne gördüğümü.
Çerçevelenmiş bir fotoraf ve o fotorafta Hoseok denen o herif Taehyung'la öpüşüyordu! Yanındaki çerçevede göz gözeydiler ve çok yakınlardı. Yakın oldukları bir kaç fotorafta masanın üzerinde ki rafta duruyordu. Kalbime ister istemez bir ağrı saplanmıştı.
Th:"Jungkook?"Taehyung'un sesini duyunca kendime gelebilmiş ve yanaklarımı istila eden yaşları silebilmiştim. Hızla dolabın önünde ki bavulumun yanına gitmiş ve kıyafetlerimle ilgileniyormuş gibi yapmaya başlamıştım. Umarım ağladığımı anlamazdı.
Jk:"E-efendim."Görüş alanıma girdiğinde gözlerimi yere dikmiştim. Parmakları çenemi bulduğunda istemesem de zoruyla başımı kaldırmıştım. Kaşlarını çatmış beni izliyordu.
Th:"Ağladın mı sen?"Al işte anlamıştı!
Jk:"Yoo nerden çıkarttın?"
Th:"Şişmiş ve kızarmış gözlerinden. Ayrıca yanakların hala ıslak."Ellerimi tutmuş ve yatağa oturmuştu. Beni de kendine çekerek kucağına oturtturmaya çalışmıştı fakat izin vermemiştim. Bu sefer büyük oynamış ve belimden tutarak kucağına oturtturmuştu. Elleri ile ıslak olduğunu bildiğim yanaklarımı silmiş ve gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.
Th:"Şimdi bana neden ağladığını söylüyorsun."Kafamı olumsuz anlamda sallayıp kucağından kalkmaya yeltenmiştim ki belimdeki elleri buna izin vermemişti.
Th:"Jungkook, bana ne olduğunu söylüyorsun."...
Th:"Yani bunları bana bir yerden duyduğunu söylüyorsun. Öylece?"
Kafamı salladım. Göğsünde olan ellerimle oynarken gözlerine bakmamaya özen gösteriyordum. Jimin'e söz vermiştim. Bunları bana Jimin'in anlattığını söylesem sanırım daha başlamadan biten bir arkadaşlığımız olur ve ben bunu asla istemiyordum. Jimin'i sevmiştim!
Taehyung ilk bir kaç dakika öylece yüzüme bakmış ve sonra sesli bir şekilde nefesini bırakmıştı.
Th:"Jungkook Yoongi mi Jimin mi?"Kafamı kaldırdım ve inandırıcı olsun diye de gözlerimi gözlerine diktim.
Jk:"İkisi de değil. Bir yerden duydum dedim ya sana."
Th:"Bunu sadece o ikisi biliyor Jungkook."Omuz silktim. Kimin söylediğini ona asla söylemeyecektim.
Th:"Peki."Ellerini belimden indirdi ve beni yavaşça kucağından yatağın yanına bıraktı. Ben ne yapmaya çalıştığına bakarken, o çalışma masasının yanına gitti ve üzerinde duran çerçeveleri eline aldı.
Th:"Bunlar burada duruyor çünkü...buraya uzun zamandır gelmiyorum."Bana bakıp gülümsedi. Bende samimiyetten uzak bir şekilde gülümsedim. İki çerçeveyi bir eline alarak rafa uzandı. Orada ki fotorafları aldı ve masanın yanında duran çöp kutusuna attı. Sonra bana döndü ve kalçasını masaya dayadı.
Th:"Bebeğim, ben çoktan kalbimdekileri yakıp yıktım. Bir kaç fotoraf kalsa ne olur? - ki onlar da gördüğün üzere çöpte."Yavaş yavaş bana yaklaştı. Yanaklarımı avucunun içine alıp göz göze gelmemizi sağladı.
Th:"Ben sadece ama sadece seni seviyorum."...
Jk:"Taehyung bak bak! Pamuk şekerci!"
Tuttuğum eli çekiştirerek tam karşımda duran pamuk şekerlere doğru koştum. Taehyung benim bu halime gülüyor ve yavaş olamamı söylüyordu. Sonunda hedefimin yanına geldiğimde heyecanla pamuk şekerlere bakıyordum. Taehyung hâlâ gülüyordu.
Th:"Hangi renk istiyorsun bakalım?"Biraz durup düşündüm. Pembesini zaten yemiştim. Ama...mavi! Mavi pamuk şeker hiç yememiştim!
Jk:"Mavi, mavisini istiyorum."Taehyung hafifçe gülümseyip satıcıya dönmüştü. Bir şeyler söylemişti ama tabii ki Fransızca konuştuğu için anlamamıştım. Çokta umursamadım. Pamuk şeker...sadece pamuk şekere odaklanıyorum! Taehyung, adamın verdiği pamuk şekeri almış sonra da bana vermişti. Heyecanla paketi açmaya çalıştım. Ama açmayınca Taehyung'u bekledim. O açardı.
Parayı ödedikten sonra bana döndü.
Th:"Noldu? Açamadın mı?"Kafamı sallayıp pamuk şekeri ona uzattım. Gülerek kafasını iki yana salladı.
Th:"Gel bak şuraya oturalım. Orada açarım."Uzattığı elini tutarak gösterdiği banka doğru yürüdüm. Oturduğumuz da elimdekini alarak açtı sonra da bana uzattı. Ben iştahla yerken o beni izliyordu. Pamuk şekerimin ucundan koparıp ona doğru uzattım. Gülümsedi ve uzattığım parçayı ağzını açarak kabul etti. Ağzına soktuktan sonra bende kendime bir parça kopardım ve ağımıza attım. Ayaklarımı sallayarak etraftaki insanları izliyordum. Sonra aklıma bir şey geldi.
Jk:"Taehyung, Eyfel Kulesine gidicek miyiz?"Kafasını salladı.
Th:"Ama bugün değil."
Jk:"Neden?"
Th:"Hatırlıyorsan sana bir süprizim var demiştim. İşte o yüzden oraya Pazartesi günü gideceğiz."Meraklanıp hafifçe yerimde kıpırdandım.
Jk:"Süprizin ne ki?"Göz devirdi.
Th:"Süprizin sana ne olduğunu söylesem sanırım o süpriz olmaz."Kafamı sallayıp 'haklısın' deyip önüme döndüm. Şimdi ben nasıl bekleyecektim Pazartesiyi!
.
.
.
🌙
Düzenli olarak bölüm atamıyorum sorry.
İçime hiç sinmeyen bir bölümdü.
Üzgünüm bunun için :/
Yorum istiyorum sizden bolca. Lütfen♡
Hadi bakalım 'Bölüm Sonu Şeysi'lerimize geçelim.Awww Ceykey!!
Taekook momentleri görünce telefonum ile böyle oluyorum. Kjaajshajajaj
Umarım hoşunuza giden bir bölüm olmuştur. [Gerçi ben çok sevmedim. :/]
(Şu diğer hikayeye de bir baksanız. Boynu bükük kaldı orda öyle)
Neyseee bir dahaki bölümde görüşürüz bitanelerim ♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᶠᴼᴿᴱᵛᴱᴿ 🌙
FanfictionTaekook🌙 "İlk aşık olduğum insan olmasanda, son olmanı istiyorum, Jungkook. Her şeyinle benim olmanı, sonum olmanı istiyorum." tamamlandı -kutsaltaekookaskina 🌙