40 *öᶻᴱᴸ ᴮöᴸüᴹ*

148 8 1
                                    

(2 buçuk yıl sonra)

"taehyung?"

taehyung koltukta elinde telefonla ilgileniyordu. bense banyoda ıslak saçlarımı kurutmak için fön makinesi arıyordum.

"efendim, güzelim?"

kafasını telefondan kaldırmadan beni yanıtlamıştı. başımda sarılı olan havluyu çıkartıp banyonun tezgahına rastgele attım. şuan aşırı heyecanlıydım ve attığım için tezgahı tutturamayıp yere düşen havlu cidden umrumda değildi. dolaptan fön makinesini çıkarttım.

"sence de bulabilecek miyiz?"

"orası çocuk kaynıyor bebeğim, buluruz elbette."

kafamı salladım ve fön makinesini açtım. kısa bir süre sonra kuruduğuna kanaat getirdiğim saçlarımı elimle dağıttım ve fön makinesini kapatıp öylece orda bıraktım.

giyinme odasına girdim ve ne giyeceğimi düşünmeye başladım. belime dolanan kollar ve omzuma yaslanan çene ile irkildim.

"sakin ol bebeğim. biraz heyecanlısın galiba."

güldüm.

"biraz değil, bayağı heyecanlıyım."

taehyung boynumu öptüğünde gülümsemem genişledi.

"hadi hazırlanalım da bir an önce çıkalım."

kafamı salladım ve düşünmeden -düşünürsem eğer akşama anca çıkardık- gözüme kestirdiğim şeyleri giydim.

giyinme odasından çıktığımda taehyung'un çoktan giyinmiş olduğunu gördüm.

ve ağzım açık kaldı...

siyah uzattığı saçları -ki ben buna hala karşıyım. Tanrım! herkes ona bakacak-, gri bir kazak ve siyah kot pantolon. Al canımı Tanrım! bu sadelikte bile kusursuz.

"taehyung?"

bana döndüğünde şaşkınca bana baktığını gördüm. sonra kaşlarını çattı.

"hadi o sarı sweati anladım, ki kesinlikle çok şirinsin ve seni saklamam gerekecek, o deri pantolon nedir ya?"

sitemle söylediğinde kıkırdadım.

"asıl sen kendine bak! bu sadelikte bile harikasın."

"gitmesek mi ya?"

dediğine daha sesli güldüm.

"ah, saçmalama."

"pekala hadi gitme fikrinden caymadan bir an önce çıkalım şu evden."

...

"tanrım, taehyung!"

taehyung bir sevgilisine bir de sevgilisinin gözlerinin içinin parlayarak baktığı miniklere baktı gülümseyerek.

"bunlar çok tatlılar."

"evet" dedi taehyung, "çok tatlılar. hadi içeri girelim."

içeri girdiler, tabi junkook iki de bir durup teker teker başlarını okşuyordu miniklerin. müdür odasına giderken bir anda durdum.

taehyung durduğumu fark etmiş olacak ki o da durdu.

"jungkook?"

ben odaklandığım noktaya hipnoz olmuş bir şekilde bakarken taehyung yanıma gelmiş ve benim baktığım yere bakmıştı.

"t-taehyung, bu, bu çocuğu evlatlık edinelim!"

...

"dediğim gibi bay kim, sunyeon'un da onayını alırsak, evlatlık edinme işlemlerini yaparız."

 ᶠᴼᴿᴱᵛᴱᴿ 🌙 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin