Başlangıç tarihinizi buraya
bırakabilirsiniz.Multimedya; Ozan
Bölüm şarkısı; Yüzyüzeyken Konuşuruz - Bodrum"Aşkın lütfen. Bir daha asla ama asla seni böyle işlere alet etmeyeceğim, yalvarırım." Oflayarak gözlerimi devirdim. "Karşılığında bana ne vereceksin? Gerçekten bunu yapmam karşılığında bana ne verebilirsin ki?" Ozan sırıtarak belki de hayatı boyunca yapabileceği -ki sınırlarını zorladığından oldukça emindim- en sevimli yüz ifadesini yaptı.
Gözlerini kırpıştırıyor, yüzünün altında birleştirdiği ellerini avucunun içine doğru bükmüş bir şekilde bakıyordu ifadesiz yüzüme. Sırıttım. "İstediğin şey çok iddialı Ozan, ki işe yarayacağından bile emin değiliz." Somurttum. Gerçekten bazen Ozan gibi bir arkadaşım olmasa hayatın daha güzel bir yer olacağını düşünüyordum. Hatta emindim bundan.
"Bu otele gelirken o çocukla karşılaşacağımızı bilsem sence seni buraya getirir miydim olum? Kırk yılda bir tatil yapalım dedik, onda da karşılaştığımız olaya bak!" Bulunduğumuz loş ışıklı otel odasında tek dizinin üstünde çökerek kumral saçlarını ittirdi hafifçe.
Şimdi ise açık ellerini birbirine yapıştırmış, af dileniyor gibi duruyordu. "Lütfen."
Bugün günlerden büyük bir gündü bizim için, bugün iki yakın arkadaş olarak hayatımızın tatilini yapacağımız, hatta belki bakirliğimizi bile kaybedebilirdik, haftanın başlangıcıydı.
Ozan benden zeki olmasına rağmen benden biraz daha düşük net yapmıştı. Bunun sebebi ise kendisi çalışacağına beni çalıştırmış, kendi geleceğini dikkate alacağına benimkini önemsemişti.
Hal böyle olunca ben de basit bir intikam için onu kıracak değildim. Üniversite sınavına köpek gibi çalışan iki yakın arkadaş olarak bu tatili fazlasıyla hakediyorduk.
Şimdi ise geçirdiğimiz uzun yolculuk bitmiş, Ozan'ın Bodrum'da seçtiği otele gelmiştik fakat bok varmış gibi bir de onun intikam planları çıkmıştı başıma. Derin bir nefes alarak dizlerinin uyuştuğuna emin olduğum arkadaşıma baktım bıkkınlıkla.
"Tamam lan." Dedim. "Varım."
"Sen adamsın oğlum." Dedi sırıtarak. Sarı saçları alnına dökülmüş, ağzı sabahki yolculuğun getirdiği yorgunluktan kaymıştı ibnenin evladının. "Sen benim aşkınsın lan." n harfini uzatarak adıma gönderme yapınca göz devirdim.
"Kes boşu da duşa gireyim artık."
Bu intikam olayına gelecek olursak, Ozan okuldan bir kıza platonikti. Kızın özgeçmişini bırakın, ailesini de geçin, daha önceden gözgöze geldiği insanları bile araştırıp bulmuştu.
Biz iki sap otele girer girmez işaret parmağıyla bir adamı işaret edip haykırarak bu o demişti. Bir süre şokta kalsa da odaya adım attığımız an ağzını aramış, olayı yüzüstü öğrenmiştim. Hani şu götüne elektrik direği sokmuşlar gibi titreyerek baktığı ve işaret parmağıyla gösterdiği çocuk, hah işte o çocuktan bahsediyorum, sevdiği kız Gözde'nin abisiydi.
Anlattığına göre Ozan'ı zamanında çok pis dövmüş, üzerine bir de arkadaşları bunun üzerine işemişler.
Yüzünü buruşturup üstüme işemişti orospu çocukları dediğinde her ne kadar gülsem de sinirlenmiştim.
Dört yıllık arkadaşımın üstüne ben işemediysem, kimse işeyemezdi.
Açtığım cam kabinin içine girerek soğuk suyu sıcağa ayarladım. Üzerimdekileri çıkarmış kenara asmıştım. Ozan'ın benden istediği şey, üzerine işemelerinden de kötüydü. Peruk takmamı ve onu ayartmamı istemişti benden.
Her ne kadar rahat insanlar olsak da bir adamla odaya çıkmaktan daha korkunç bir şey olamazdı benim için. Sikerdi bir kere. Hele o peruk düşerse kesin sikerdi.
Elime sıktığım otel şampuanını kafama yedirirken düşüncelerim de planlarım kadar zamansızdı.
Bir süre saçlarımı duruladım ardından tekrar şampuanladım. İki kere kafamı yıkayıp, vücudumu da liflediğimde duşum bitmişti. Kabinden çıkıp aynaya bakarak saçımı düzelttim, siyah tutamlar gözlerimin önünü kapatmış yeşil irislerimi gizlemişti.Islak ayaklarıma beyaz terlikleri de geçirip ayaklarımı yerde sürürken, çoktan lavaboyla arasında tek kapı olan yatak odasına geçiş yapmıştım. Kendi geniş yatağına yatıp telefonuyla oynayan Ozan'dan tarafa bakmadım. "Kanka bir şey söyleyeceğim. Daha planlarım henüz doğaçlama olsa da gerçekten seni alet etmek istemediğimi bil isterim. Keşke elimde olsa da ben peruk taksam, adamı ben ayartsam. Ama kim üstüne işediği birisini unutur ki?" Ses tonu senin peruk takman umrumda bile değil intikamımı al yeter der gibiydi.
"Şahsen ben unutmazdım." Islak kafamı sallayarak dediklerini dinlemeye devam ettim. "Şu tatilimiz güzel geçsin de başka bir şey istemiyorum be kanka." Söylediği şeyle beraber kahvenin en sıcak tonu olan gözlerini üzerime çevirmişti. Artık bakmadığı telefonundan uzun süredir bağımlısı olduğu futbol oyununun sesi yükseliyordu. "Ozan, abicim. Sadece bir günlük bir şey olacak. Bugün bara ineriz, adama bakarız, içiyorsa bir şekilde kafası bulanıkken ayartırım ben onu. Sonra odaya götürürüm, üstümü çıkarırken falan benim çavuşu görür, konu kapanır." Ozan bir süre ifadesiz baktı, ardından patavatsız bir şekilde sırıtmaya başladığında ben de gülmemi tutamadım.
"Yapacağın planı sikeyim Aşkın, hoşuma gitti." Valizden çıkarttığım tişörtü üzerime geçirirken hala sırıtıyordum. "Olum düşünsene buna da razıyım deyip devam ettiğini." Dediğim şeyle beraber kucağındaki telefon beyaz çarşaflı yatağa düştü, ardından Ozan canı çıkacakmış gibi gülmeye başladı. "Ahahaha adam gaymiş birde. Adamın çavuş, pilot olursa beni bulaştırma."
Siyah şortu da bacaklarımdan geçirdiğimde tamamen vücudumu ona dönerek, "Beni bu işlere sen bulaştırdın kardeşim. Öyle bir şey olursa pilot milot dinlemem uçağı sana sokarım. Şimdi yürü yemeğe."
Onun kahkahaları, benim sinirli bakışlarım altında otelin en alt katındaki restorana ilerlerken, o gece olacakları nereden bilebilirdik ki?
Sahi, nereden bilebilirdik?
Hiçbir zaman uzun açıklama yapma taraftarı olmadım. Lakin şimdi açıklama yapma gereğinde bulundum. Bu kitaptaki fikirleri çalan birisini görmek istemiyorum arkadaşlar. Size çok değer verdiğimi, her birinizi ayrı ayrı sevdiğimi biliyorsunuz ama fikir hırsızlığı görürsem o minnoş halimden eser kalmaz, haberiniz olsun.
Onun dışında yeni bir kurguya başlıyorum, nasipse de bitene kadar devam edeceğim. Yarın ya da salı akşamı da diğer kitaplar düzenlenmeye alınacak. Zaten paylaştım bu bilgiyi daha önce sizlerle.
Son olarak hepiniz hoşgeldiniz. Kitap boyunca bir hatam, karıştırdığım bir şeyler olursa sinirlenmeden bana iletirseniz memnun olurum.
Ben sizin kamu malınız değilim. Kendi düşüncelerini, fikirlerini başkalarına kalemiyle iletmeye çalışan bir insanım. Kazandığım bir bütçe ya da herhangi bir çıkarım olmadığından siz bana saygı duyun, ben de size.
Sinirimi de kustuğuma göre, bazılarınız hariç sizi harbi seviyorum. Destekleriniz için minnettarım, bir sonraki bölüme kadar hoş kalın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODRUM (GAY)
RomanceBoyxboy hikayedir. Eşcinsel karakterler barındıran bir kitap olduğundan, homofobiklerin okumaması önemle rica olur. - "Yapman gereken şey basit, onu kendine aşık edeceksin." Kapak düzenlenecektir. Argo kelimeler barındırdığından rahatsız olacaklar...