Bölümü kontrol etmiyorum.
Bir yanlışım varsa söyleyin.
Seviliyorsunuz.Multimedya; bölümle alakalı çizim
Bölüm şarkısı; Selami Şahin - Ben Bir Tek Kadın(adam) Sevdim"Alo?" Çaresiz adam, gözlerine dolan endişeyi gerilere itekleyerek açılan telefona doğru konuşmaya başladı. "Kiminle görüşüyorum?"
Telefonun diğer ucundaki adam ne olup bittiğinden habersiz bir şekilde "Kamer." diye cevap verince "Kamer Bey, lütfen telaş yapmayın-" diye devam etti iki dakikada ezberlediği repliklerine. Fakat çok geçmeden sözü asabi adam tarafından kesilmişti.
Tolga direksiyonu sola doğru kırıp sözünün kesilmesine ses çıkarmadı.
"Ne boş yapıyorsun lan sabah sabah, sen kimsin?" derin bir nefes çekti içine. Şu an masum bir çocuğa çarpmış bir yetişkin olmasaydı -20 yaşına basar basmaz yaptığı kaza onun yetişkin olduğu gerçeğini değiştirmiyordu- karşısındakine çok da güzel haddini bildirirdi.
Ama arka koltukta yatan ve kafasından büyük ihtimalle bir litre kan akmış çocuğu acilen hastaneye yetiştirip bir yakınını araması gerekiyordu.
"Bir çocuğa çarptım. Son aramalarında siz vardınız, ben de size haber vermek istedim. Eğer bir yetmiş boylarında saçları siyah olan bir çocuk tanıyorsanız lütfen Akıncı Hastanesi'ne gelin." karşı taraftan gelmesini beklediği cevap bir iki dakika boyunca gelmedi.
Hayır tanımıyorum Ya da Allah senin belanı versin temalı birkaç fikir dolansa da kafasına Kamer denilen adamın suskunluğu hiç iyi olmamıştı.
Birkaç saniye telefonda boş boş nefes alıp veren adam sağolsun, hafiften kaybettiği direksiyonun hakimiyeti yine ellerindeydi. "Ne diyorsun lan sen?"
"Yanlışıkla çocuğa çarptım-" Tolga hissettiği suçluluk duygusunun ona kattığı bir şey miydi yoksa adam ağlıyor muydu bilmiyordu fakat karşı taraftan bir burun çekme sesi duydu.
"Nasıl çarptın lan Aşkın'a?" diye fısıldadı Kamer'in telefonu, titreyen ellerinden kayarken. Kamer'in ellerinin arasındaki telefon önce boşluğa düşmenin verdiği hareketlilikle önce yere kaydı, ardından düştüğü yerde bir iki kez sekip ayaklarına düştü.
Düşen tek şey telefon değildi.
Kamer'in boşluğa bakan gözlerinden birkaç damla yaş daha akmıştı yere doğru. Ağır hareketlerle eğilerek aldı telefonu kulağına. "Senin ananı avradını sikerim orospu çocuğu! hiç mi için acımadı lan? hiç mi ona zarar gelecek diye korkmadın?"Daha önce sesini hiç duymadığı bu adamın iddia ettiği şey Aşkın'a çarptığıydı değil mi?
Yoksa Kamer serap falan görmüyordu."Dediğim gibi bir kaza-" elini duvara çarptı.
"Senin kazanı sikerim, çabuk hastaneye götür onu." Telefonu suratına kapatıp ekranda yazan Aşkın yazısına baktı bulanık gözlerle.Sonra harekete geçti.
Önce üzerine başka bir tişört giyerek depresyonda olmanın verdiği etkiyle açtığı kanalı kapattı. Arabanın anahtarlarını cebine koyarak olabildiğince hızlı -hatta daha da hızlı- merdivenlerden indi. En sonunda lobide durdu. "Araba nerede koçum?" lobideki kırmızı üniformalı görevli otelin hemen önünü işaret etti."Ön garajda abi." Kamer ensesine vurarak hafiften teşekkür eder gibi göz kırptı. Bitik hissediyordu. Arabaya binerken de onu çalıştırırken de bitmiş hissediyordu. Eminim küçük birkaç sıyrığı vardı. Hele bir o adamın dediği hastaneye varsın, o zaman görecekti boş yere telaşlandığını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BODRUM (GAY)
RomanceBoyxboy hikayedir. Eşcinsel karakterler barındıran bir kitap olduğundan, homofobiklerin okumaması önemle rica olur. - "Yapman gereken şey basit, onu kendine aşık edeceksin." Kapak düzenlenecektir. Argo kelimeler barındırdığından rahatsız olacaklar...