35.Bölüm: "Nedensiz de sevilir." / Final part 2

8.5K 330 403
                                    

Bölüm sonunu da okuyun olur mu?
Multimedya; wuu jakuzi
Bölüm şarkısı; Kaan Boşnak - Bodrum
(Başladığımız şarkıyla bitirelim, isterseniz serbest takılın)

Defalarca kırılan bir kalpten sevgi beklemek ne kadar yalandır, ne kadar yamandır oğlum. Hiç gelmeyeceğini bilip de beklediğimiz bir insan gibi, hiç sevmeyeceğini bilip yine de o kişiyi sevmek gibi, demişti anneannem zamanında. Şimdi bakmayın o halde yüzümdeki yaralara, kalbimdeki hasarlara.

Bakmayın şu çirkin surata, bakmayın zift kadar kararmış şu kalbe ve onun içinde sıkışmış hatıralara.

Bakmayın ki utanmayın yaptıklarımdan, görmeyin kalbime dokunan parmakları, kirli tırnakları. Etimi tenimden çekip koparan o kan toplamış tırnakları.

Kararmış kalbimin içinde sıkışan hatıralarıma uzanmak, felaket olmuştu benim için. Bire bir hatırlıyordum yaşadığım bu saçma şeyleri, yaptığım hataları. Birisini sevmek emek işidir aynı zamanda, dolandırmaya, kandırmaya, kırmaya, kırılmaya gelmez demişler. Ben sevdiğim herifi hem kandırmış, hem de kırmıştım hiç bilinmeyen yerlerinden.

Geçirdiğim zaman boyunca bunu anlamak, hissetmek dokunmuştu kanıma. Ne cahilmişim meğer onu severken, ne korkakmışım, ne suskunmuşum. Bir sene nasıl oturduysa içime, yavaş yavaş hatırlanan hatıralar inme gibi indi kalbime.

İşte böyle bitti bizim can alıcı hikayemiz.
Kendi ellerimle bitirdim, kendi ellerimle hikayemizin katili oldum sevgilim, beni affet.

"Ne oldu?" diye soran Ozan'a döndüm titrek gözlerle. "Hala kendini suçlamaya devam mı ediyorsun? sabah flörtlerinin yazmamasından yakınırken öyle demiyordun." Ellerimi kucağımda birbirine geçirip sıktım istemeden. "Sabah sabahta kaldı. Ne zaman Bodrum'a gelecek olursam, yaptığım bokluklar kalbime oturacak. Aynı şimdi olduğu gibi.. değil mi?" Kafasını sallayarak onayladı beni durduğumuz otelin önünde.

Bir sağıma döndü gözlerim bir de yol ağzına kadar uzanan soluma. "Oturacak." dedi. "Onlar senin tam burana.." işaret parmağı -elindeki bavulu hangi ara bırakmıştı biliyordum- kalbimin olduğu yere değdiğinde "Otururken sen de sana yapılanları unutma ama. Olur mu?" dudaklarımı birbirine bastırıp dolmaya yüz tutmuş gözlerimi kırpıştırırken elim bavuluma gitti.

"Gidelim." Adımlarımız birbiri ardına peş peşe dizile dursun otelin kapısına kısa sürede vardık. Ayaklarım ileriye gidiyor olabilirdi, ama sorsanız bir ruhuma. Size söyleyecek o kadar şeyi vardı ki!

"Hazır mısın?" diye fısıldadım Ozan'a.
"Hazırım." Diyerek parmaklarını parmaklarıma sürttü anlık. Dönmeli otomatik kapıdan geçerek nihayet otele girdiğimizde sıcak havanın verdiği o fenalık gitti üstümüzden, klimadan mı yoksa en zor kısmı atlattığımızdan mı bilmiyordum.

Lakin zor olanı başarmıştık şimdi.
Otelin lobisine ilerleyip oradaki adamla konuştuk önce, odamızın anahtarını aldık, havlu kartı vesaire derken bir saatimiz su gibi kayıp gitmişti. "Gelsin karılar kızlar." dedi Ozan dalga geçercesine.

"Gelsinler bakalım." dedim gülerek.
Üzüntümle Ozan'ı sıkmak istemiyordum, onun yerine kendi motivasyonuyla beni de motive etmesi daha iyiydi benim için. Bizim için.

Terliklerimizden çıkan vik vik sesiyle ilerlemeye başladık koridorda. Dışarıdan bakıldığı zaman tatile gelen iki genç arkadaş gibi dursak da içimiz ölmüştü bizim. Ne gençliği kalmıştı ne yaşlılığı, ne sağlığı kalmıştı ne hastalığı,

"Odanın numarasına baksana." cebimdeki kartı çıkarıp "123'müş." dedim. "Tamam." odayı bulana kadar debelendik biraz. En sonunda o geniş ve ferah odaya vardığımızda kendimi yatağa bıraktım. Her yerim sızım sızım sızlıyordu.

BODRUM (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin