8.Bölüm: "İnsanın Hissettikleri Bu Korku ve Bu Merak."

12.9K 847 370
                                    

Multimedya; Bölümle alakalı fotoğraf
Bölüm şarkısı; Son Feci Bisiklet - Uzaydan Geldiğine Göre Yorgun Olmalısın

"Dur." İkinci kez kolumdan çekildiğimde derin bir nefes verdim. Ne olurdu kolumu tutmasa, gitmeme izin verse? "Efendim Kamer?" Dedim üzerine bastırarak. "Şu intikam.." diye fısıldadı gergince. "Ne için?" Boş boş baktım bir süre. Gerçekten merak ediyor gibiydi. "Neden?" Diye sordum. Neden soruyorsun, neden merak ediyorsun Kamer?

"Söyle işte." fısıldıyordu. Sinirli bir çocuk gibiydi surat ifadesi. İstediğini alamayan sinirli bir çocuk gibiydi. Bana çarptığı zaman önüne baksana birader diyen çocukla, karşımda eriyen çocuk aynı kişiler miydi? "Birisinden intikam almak istiyorsan, onu gerçekten seviyorsun demektir derdi annem."
Annesinin durumu aklıma gelince, gözlerim hafif hafif dolmaya başlamıştı, "Sevmekten korkuyorum." Dedim. "Sevmekten korktuğum insandan intikam alacağım. Güzel olduğu için." Anlamaz gözlerle baktı bana.

"Güzel olduğu için birinden intikam mı alacaksın?" Kafamı salladım onaylarcasına. "Başkalarına karşı bana olmadığı kadar güzel olduğu için."

"Anlamıyorum ama anlamayı isterdim." Omuz silktim. "Anlamazsın. Hiçbir zaman anlamazlar." Sinirliydim. Kendime sinirliydim çünkü yavaş yavaş onun rüzgarına kapılıyordum. Onun güzelliğine kapılıyordum, çünkü açık kapı bırakmıyordu bana.

"Bugün benimle kalır mısın?" önüme geçti. Yüzünden ne hissettiğini okuyamıyordum. Çaresiz gibiydi, ama neyin çaresizliğiydi bu? "O günden sonra kokun kaldı burnumda, iki gündür gitmiyor. Biraz daha kalsın istiyorum." Elini koluma koyarak, yavaşça elime indirdi elini.

"Yeni tanıdığın insanlarla bu kadar samimi mi olursun?" Kamer gülerek gözlerime baktı. "İlk defa böyle hissediyorum. Normal halimi görsen şaşırırsın. Bir tek sana böyleyim." Güldüm istemsiz. İsyankar bir gülüştü bu, isyan ettiğimdendi. "Bana karşı da öylesin, merak etme." Dedim. Anlamadı. Anlamamalıydı.

"Ne?"
"Boşver. Gidelim." Elimdeki elini hafifçe ittirerek yürümeye başladım. Az önce kendi başıma geldiğim yolu, şimdi onunla tamamlıyordum ve kamp ateşinin ışığı birkaç metre öteden yükseliyordu. Gelmiştik anlaşılan.

Sessiz bir yolculuk geçirdik. Kamer arada bana bakıyor o 1.90 boyuyla adımlarıma ayak uydurmaya çalışıyordu. Aşkın'a aşırı sevimliydi, ama bana gelince birden içindeki hödüğü salıyordu işte.

"Aşkın!" Ozan'ın sesi kulaklarıma vardığında sesin nereden geldiğini anlamaya çalıştım. Denizde sadece kafası gözüken bedeni bulduğumda "Şu çocuğu alın üstümden valla belamı sikecek." sesi de anca varmıştı kulaklarıma. Yanındaki kafayı yeni fark ediyordum. Bu Kamer'in arkadaşı değil miydi?

"Ergün, napıyorsun abicim?" Kamer denize doğru bakarak yanına gelmem için işaret verdi.  Birkaç adım atarak denize doğru ilerlemiş bedeninin yanındaki yerimi aldım, şimdi ikimiz de Ozan'lara bakıyorduk. "Abi bu çocuğu tanıyorum ben-" konuşurken su yutan Ergün'ün de kafası suya battı bir süre.

Ozan da o da ortalarda gözükmüyordu. Önce birkaç baloncuk su yüzüne çıktı, ardından batan kafaları. "Aşkın yardım et, boğuyor beni." Şimdi peruğu atıp, Ozan'ı sudan çıkardığım sahneye mi geliyorduk?

"Aşkın nasıl kurtarsın lan seni ibne!" Kamer'in sinirli sesi yükseldiğinde derin bir nefes alarak gülmemi bastırdım.

BODRUM (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin