5.Bölüm: "Gökyüzünde Bir Martı, Sürüsünden Kovulmuş."

15.1K 1K 256
                                    

Multimedya; Oyun böyle bir şey arkadaşlar, gözünüzde canlanmazsa diye bıraktım görseli
Bölüm şarkısı; Canozan - Yalnız ölmek

Buruş buruş olmuş ayaklarımı sallayarak suyunu attıktan sonra, terliklerimi geçirdim ayağıma. Havuzdan çıkmış, kurumak için güneşin tam geldiği bir şezlong bulmaya çalışıyorduk. "Buldum!" Daha doğrusu sadece Ozan bulmaya çalışıyordu çünkü kılımı kıpırdatacak halim yoktu.

"Geliyorum." Avucumdaki havlumu boynuma asarak, kirpiklerimden damlayan suyu sildim. Gözlerim klordan dolayı yanıyor, dayanılmaz bir sızıyı göz kapaklarıma bahşediyordu.

"Bugünün planı ne?" Bulduğu şezlonga yatarak ellerini ensesinin altında bağladı, sonra gözlerini yumdu büyük bir keyifle. Bense göz devirerek çoktan yanındaki yerimi almıştım. Etrafı inceliyor, bir yandan da kafamda analiz yapıyordum.

Etrafta bir sürü insan vardı. Kokteyl içip muhabbet edenler, dondurma yiyenler, çalan eğlenceli müzikle beraber dans edenler ve yüzenler olarak bir sürü grupla sınıflandırılabilirdi.

Ama bu grupların hiçbirinde olmayan Kamer, görüş açıma girince nefesimi tutup havuza atlamamak için kendimi zor tutmuştum. Sahi, en nefret ettiğim insan tipinde başı çekiyordu.

"Kamer'le tam olarak ne yaşamıştınız?" Ağzımdan istemsiz dökülen soruyla, Ozan'ın kapalı gözleri açıldı ve dehşet dolu bakışları bana döndü.

"Sorma kanka. Ben Kamer'i çok feci bir yerde yakaladım. Ne olduğunu da sorma, çünkü söylemem. Sonra beni gözüne kestirdi, görmemem gereken bir şeyi gördüğüm için sinirliydi. Neyse işte, gördüğü yerde sikecek ama ebemi.

Ertesi gün Gözde'yle el ele geziyoruz. Bilsem abisi olduğunu kardeş ayağı çekerim direk, haberim yok tabi. Gözde abim! diye çığlık atınca ben de efendim abisiiii dedim. Biliyorsun böyle de iğrenç bir insanım, bana abi dedi sandım."

Yüzümü buruşturarak, "Malsın." Dedim. Dilim bu kadarına yetiyordu çünkü. Hayır bir insan neden sevgilisinin ona abi diye seslendiğini düşünürdü ki?

"Sonra arkamı bir döndüm. Dönüş o dönüş, Kamer ve arkadaşları karşımda. Abi dedim ben de ona, Gözde aşkım gibi. Abicim dedim ayaklarına kapandım ama iş işten geçmişti." Gözlerini korkuyla dalan yerden çekip gözlerime baktı. "Kamer üstüme işedi." Dudaklarımı birbirine bastırsam da çıkan sese engel olamamıştım. Hava kaçırıyordum resmen.

Şunu kırk yıl sonra duysam yine aynı tepkiyi yaratırdı bende.

"Kanka gülme, valla gülme. Ne zaman aklıma gelse iğrenç anılarım canlanıyor gözümde. Sarı, yapış yapış." O tiksinircesine konuşurken yan taraflardan yanımıza yaklaşan bir kız, elindeki limonatayı ona doğru tuttuğunda irkilerek bardağı ittirdi. "Iy iğrenç sarı, yapış yapış." Aynı çişte olduğu gibi söylenip, limonataya da saldırgan gözlerle baktığında, gülmemek için kaşlarımı çatarak kıza odaklandım. Suratı asılmıştı.

"B-ben belki içmek istersin diye düşündüm. Sonuç olarak hava sıcak. Sen de terle-" belli ki kur yapıyordu. Belli ki Ozan şerefsizini beğenmişti.

Güzel bir hareketti, inceydi.
Ama sorun şuydu ki Ozan incelikten ne anlardı?
"Sağol bacım. Ben almayayım." Kız bir süre baktı, baktı. Sonra somurtarak geldiği yolu geri döndü. Geri dönmeden önce de limonatayı bardağıyla beraber önümüzdeki havuza fırlatmıştı. Biz ise derin bir owww çekip yine önümüze dönmüştük.

İstemeden de olsa insanları kırıyorduk. Biraz bizim odunluğumuzdan biraz da onların abartılı ince düşüncelerinden kaynaklanıyordu. Ne zaman birisi bizden hoşlansa aynı şey oluyordu. Çünkü birimizin kalbi doluydu, diğerimizin ise.. beni bilirsiniz, birisini sevmem lanet bir rüya olurdu muhtemelen.

BODRUM (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin