2.Bölüm: "Ne Söylesen Boş, Beni Göremezsin."

20.2K 1.1K 535
                                    

İkinci bölüm buradadır efenim, iyi okumalar.

Multimedya; Aşkın'la Kamer olarak düşünebilirsiniz. Kızın saçını parmağınızla kapatınca erkek oluyor aq

Bölüm şarkısı; Yüzyüzeyken Konuşuruz - Boş Gemiler

"Şuna bakın nasıl da kız gibi ağlıyor!" En az benimki kadar küçük olan elleri kafamda hissetmemle irkildim. Uzun saçlarıma sarılı parmaklar kafamı geriye çekiyor, elin sahibinin kemiklerini kıracak güce sahip olsam da beni korkudan tir tir titretiyordu.

"Anne!" Çığlık atarak elden kurtulmaya çalıştım. Saçlarımın siyah telleri koparmışçasına acıyor, gözlerimin yaşlarla dolmasına sebep oluyordu.

"Annen de mi böyle dövüyor seni? Ne kadar yazık! Kadınlara el kalkmaması gerektiğini öğrenememiş." Ayağa kalkıp, ben kadın değilim diye böğürmek istiyordum. Kadın değilim ve olmayacağım. Annem gibi olmayacağım.

"Bırakın beni!" Yere yapışık yüzümün verdiği kadarıyla dudaklarımı kıpırdatmıştım. Saçımdaki eller çekilirken, yere yapışık vücudum belimi tutan ellerle havaya kaldırıldı. "Çok hafifsin." Gözlerim kocaman olmuş, vücudum çoktan belimdeki eller sayesinde doğrulmuştu.

Bana zorbalık yapan çocuklar geride duruyor, karşımdaki çocuğa ağızları açık bir şekilde bakıyorlardı. "Görmüyor musunuz? O bir erkek! onu annenizle karıştırmayın. Sizden daha güzel bir yüzü var diye onu kıskanmayın!" Sekiz yaşındaki bir çocuğa göre oldukça kalın olan sesiyle bağırdı onlara.

Saçımı çeken çocuk sinirle uzaklaşırken, arkadaşları da onu takip etti koridor boyunca. Canım acımıştı, incinmiştim. Ama en önemlisi; gururum kırılmıştı.
"Adın ne?" Diye fısıldadı karşımdaki yüz. Boyu benden iki kafa kadar fazla, yine sekiz yaşındaki bir çocuğa göre oldukça uzundu.

"Aşkın." Diye fısıldadım dolu dolu olan gözlerimi fark ettirmeden silerek. Koridora bakan gözlerim ona dönünce, yüzüne yeni dikkat etmiştim. Gerçekten çok güzeldi.

"Üzülme." Diye fısıldadı elime uzanarak.

"Onlar kadar çirkin olacağına, fark edilmeyecek kadar güzel ol."

-

"Hazır mısın?" Ozan'ın çekinerek sorduğu soru yüzünden aynada, kendi yansımamda olan bakışlarımı ona döndürdüm. "Hazırım." Kafamda kendi saçımmış gibi duran, beyaza yakın sarı peruğa baktım. Omzuma kadar inse de, yine de kısaydı.

"Sana yürüyebilir miyim?" Dudaklarımı birbirine bastırarak gülüşümü engelledim. "Senin yüzünden her yerimi tıraş ettim, zaten cılızdım şimdi de tüysüzüm amına koyayım. Beni soktuğun şu hale bak! Elimde olsa şuracıkta soyunup-" avuç içlerini kulaklarına bastırarak anlamsız bir şeyler mırıldanmaya başladı.

Zaten cümlemi devam ettirmeyecektim ama kendi iğrenç sesiyle sağır olmak istiyorsa keyfi bilirdi.

Cılız bacaklarıma Ozan'ın özenle(!) aldığı kilotlu çorabı geçirerek, çiçekli elbiseyi giydim. Ayaklarımda kendi spor ayakkabılarım, üstümde de kendi ceketim vardı. Omuzlarım bir kadınınkine göre biraz geniş olsa da gerçekten benzeyebileceğim kadar benzemiştim.

yeşil gözlerim ince kaşlarımın altında dinleniyor, gür kirpiklerimin gölgesinde güneşleniyordu. Burnum, tek beğendiğim yerim, düzgün bir şekilde aşağı iniyor, sus payımın hemen altındaki dudaklarıma bakıyordu göz ucuyla.

BODRUM (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin