Seviyor muyum?

466 24 3
                                    

Oğuz: Baban mı?
Eylül bayılır gibi olmuştu ama yatağın kenarına tutmuştu.
Oğuz: Özgül sen git hemen Aliyi çağır. Alp sen Eylül'ün yanında kal. Samo sende benimle gel hastayı ameliyata alıyoruz hadi. Eylül merak etme herşey iyi olacak.
Eylül kalkmak istemişti ama başı çok dönüyordu
Alp: Hocam hemen kalkmayın.
~
Özgül Ali Asafın kapısına vurup hemen içeri gitmişti.
Özgül H.: Ali Hocam çabuk gelmeniz lazım Eylül hoca iyi değil acilde.
Selin ve Ali kalkıp hemen koşarak Acile gitmişlerdi. Eylül bir yatağın üstünde oturuyordu. Ali'yi görünce hemen sarılmıştı ona.
Ali Asaf: Noldu Eylül.
Eylül: Gelen hasta babamdı trafik kazası geçirmiş Oğuz ameliyata aldı.
Ali Asaf: Tamam gel odana gidelim.
Ali ve Eylül Eylül'ün odasına gitmişti.
Eylül daha fazla kendini tutamamıştı ve ağlıyordu. Ali'de ona sarılmıştı.
Eylül: Ben onu hiç seviyorum sanıyordum. Eğer ona birşey olursa hiç üzülmem diyordum. Asla affetmem diyordum Ali ama şu an sadece yaşasın istiyorum.
Ali Asaf: Böyle düşünmen normal Eylül ne olursa olsun ne yapmış olursa olsun o senin baban.
Eylül: Babam. Söylerken bile sadece bana yaptığı eziyetler geliyor aklıma.
Ali Asaf: Tamam hadi gel ameliyatı izleyelim.
Eylül: Tamam.
Eylül ve Ali ameliyatı izlemek için ameliyathaneye doğru gidiyordu. Girişte Nesrin ve İpek vardı. Eylül hemen geçmek istemişti yanından ama.
Nesrin: Bak bir kere bile arayıp sormadığın babanın haline. Ama zaten adam ölürse rahatlican dimi Eylül. Bu zamana kadar yaşamazsın diyordum gitmiş bide doktor olmuşsun uğursuz seni!
İpek: Sus anne!
Nesrin: Ne susacam be. Söyle sene nasıl doktor oldun daha liseyi zor geçerken, cevap ver sene o kadar baktım sana uğursuz seneler önce babaannen de senin uğursuzluğun yüzünden ölmüştü.
Eylül iyice sinirlenmişti
Eylül: Bak Nesrin kapat o çeneni, niye arayıp sorim kapıya attığınız için teşekkür mü ediyim? Bana bi kere bile bakmadığınız için anca dövüp ceza verdiğiniz için benim önümden herşeyi alıp şu közünün önüne koyduğun için mi ayriyim sorim? Bak sus açma ağızını yoksa çok kötü olur. Sende annenin ne mal olduğunu gör.
Ali Asaf: Hadi Eylül gidelim.
Eylül ve Ali Asaf tam içeri girecekken
İpek: Abla!
Eylül duymamış gibi yapıp devam gitmişti.
Ali Asaf: Onun bir suçu yok Eylül.
Eylül: Biliyorum ama onu her gördüğümde içim daha çok acıyor.
Ali Asaf: Keşke dinleseydin yinede.
Eylül: Hadi gel ameliyata bakalım.
Eylül ve Ali gözlem odasına gitmişlerdi ameliyatı izliyorlardı şimdilik bir sorun yoktu. Biraz sonra Bahar gelmişti ve Eylül'e sarılmıştı.
Bahar: Birşey olmayacak merak etme.
Eylül: Geldiği gibi gitsin de.
Bahar: Neyse hadi ameliyata bakalım.
~
Selin: Baba neden ya neden niye izin vermiyorsun onların mutlu olmasına?
Ziyanur: Sen anlamazsın istemiyorum bu iş olmaz o kadar.
Selin: Onların yeteri kadar engeli oldu zaten bide sen engel olma onlara nolur baba.
Ziyanur: Olmaz diyorum kızım hadi şimdi kavga etmeyelim Ali nerde?
Selin: Uff baba. Eylül'le Eylülün babasının ameliyatını izliyorlar.
Ziyanur: Neyse bende bir hastanede dolaşim Ali gelene kadar.
Selin: İyi sen bilirsin görüşürüz.
Ziyanur: Görüşürüz.
Ziynur odadan çıkmıştı.
~
Eylül'ün babasının ameliyatı bitmişti ve onu bir odaya almışlardı. Oğuz ve Eylül kontrol muayene için Eylül'ün babasının yanına gitmişlerdi. Odada İpek ve Nesrin de vardı.
Oğuz: Ben Uzm. Dr. Oğuz Dağçakrak ameliyatınızı ben yaptın beyin kanamanız vardı, şimde sizi bir daha kontrol edeceğiz.
Kontrollerini sen yap Eylül.
Eylül: Tamam.
Eylül babasının tüm kontrollerini yapmıştı bir sorun yoktu.
Eylül: Herşey normal gözüküyor.
Oğuz: Tamam güzel. Herşey iyi giderse bir kaç güne taburcu olursunuz.
Vedat: Herşey için teşekkür ederim doktor bey.
Oğuz: Ne demek görevim başka bilmek istediğiniz birşey yoksa ben gidiyorum.
Vedat: Yok teşekkürler.
Nesrin: Teşekkürler doktor bey iyiki bu uğursuz yapmadı ameliyatı.
Vedat: Sus Nesrin kızım sen ciddiye alma.
Eylül: Ben senin kızın değilim tamam mı bunu aklına sok.
Oğuz: O uğursuz dediğiniz kişi dünyanın en efsane doktorlarından biri, neyse ben çıkıyorum iyi günler.
Eylül'de birşey demeden Oğuz peşinden çıkmak istemişti ama
Vedat: Eylül bi dur konuşalım lütfen.
Eylül babasının yanına geri gitmişti Oğuz kapıda bekliyordu
Eylül: Neyi konuşacağız ya! Bunca sene konuşacak birşeyimiz yoktu bundan sonra da yok.
Vedat: Ben çok pişmanım Eylül çok özür dilerim.
Eylül: Özür mü dilerisin benim yaşadıklarıma bir değil bin özür bile yetmez, birdaha da karışıma çıkma, iyileş git hayatına devam et, çünkü ben öyle yapacam.
Vedat birşey söyleyemeden Eylül çıkmıştı odadan. İpek de çıkmıştı odadan Eylül'ün peşinden.
İpek: Abla dur, bi dinle.
Eylül devam gidiyordu
Oğuz: İstersen bi dinle.
Eylül: İstemiyorum.
Oğuz: Sen bilirsin.
Ipek: Bi dur sana ya.
Eylül durmuştu
Eylül: Ne var bi annen bi sen, ne söyleceksin bana bizim konuşacamız ne olabilir ki?
İpek: Şey ben annemin dedikleri için özür dilerim ve bende artık burda çalışacam.
İpek gitmişti. Eylül tam devam yürümek isterken birden başı dönmüştü yine. Oğuz hemen yanına gelmişti.
Oğuz: İyi misin?
Eylül: İyim birşeyim yok sadece başım döndü, ben Ali'nin yanına gidecem.
Oğuz: Tamam o zaman görüşürüz.
Eylül: Tamam görüşürüz.
~
Eylül Ali'nin odasına gelmişti kapı biraz açıktı Ali babasıyla konuşuyordu. Eylül konuşmayı kapıdan dinliyordu.
Ali Asaf: Baba neden anlamıyorum niye istemiyorsun Eylülü?
Ziyanur: Bak oğlum sana nedenini söyleyemem, ben eminim ki sende öğrendiğinde keşke bilmeseydim diyeceksin.
Ali Asaf: Orası bana kalmış ben bilmek istiyorum ben neden Eylül'e evlenmiyorum?
Ziyanur: Çünkü...
Ali Asaf: Ne çünkü?
Ziyanur: Çünkü o kızın babaannesinin ölümünde bende suçluyum!
Birden Ali Eylül'ün kapıda olduğunu fark etmişti hemen yanına koşmuştu. Ama Eylül ordan gitmişti ve ağlıyordu. Ali Eylül'ü kolundan tutunmuştu durdurmak için.
Eylül: Görüyor müsün Ali engeller bitmiyor, baban babaannemi öldürmüş.
Ali Asaf: Bende şimdi öğrendim ama bunda benim bi suçum yok Eylül.
Eylül: Senin yok ama babanın var.
Eylül hala ağlıyordu
Ali Asaf: Ağlama Eylül nolur.
Eylül: Senin baban bu hayattaki tek ailemi aldı elimden artık sende yaklaşma bana.
Eylül tam devam gitmemek isterken birden bayılmıştı. Kanaması vardı.
Ali Asaf: Çabuk sedye getirin çabuk!! Eylül aç gözlerini nolur. Dayan lütfen bebeğimize birşey olmasın.
Sedye gelmişti ve Alp ve Oğuz da vardı. Ziyanur Eylül'ün hamile olduğunu duymuştu. Acile doğru giderken
Ali Asaf: Alp sen git çabuk Ecem'i çağır acile gelsin.
Alp: Tamam hocam.
~
Eylül'ü ameliyata almışlardı, bütün sevdikleri oradaydı ve İpek ve Vedat'da onu bekliyorlardı. Bir kaç saat sonra Ecem ameliyathaneden çıkmıştı herkes merakla ne diyeceğini bekliyordu.
Ali Asaf: İkiside iyi dimi?
Esma: İyiler dimi?
Ecem: A-Ali.......
~
Bu kadar az Vote ve Yorum gelmesine gerçekten çok üzülüyorum çok emek veriyorum, zaten farkındasınız bu aralar sık sık yeni bölüm geliyor, dikkate alırsanız çok sevinirim. Birdahaki bölümde görüşmek üzere👋💕

Umutsuz❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin