Babalar

466 20 1
                                    

Eylül: Nasıl dalga geçiyorsun dimi?
Bahar: Keşke şaka olsa.
Esma: Biz babanla konuşalım.
Bahar: Yok Esma babam kararlı hiç kararından vazgeçecekmiş gibi durmuyor.
Eylül: Olsun ben konuşurum bi.
Bahar: Şansını dene.
Esma: Oğuz biliyor mu?
Bahar: Söylemicem, sizde söylemeyin lütfen.
Eylül: Sen bilirsin ama sana birşey söyleyim mi Oğuz'dan ayrı kalmak sana ve ona sadece acı verecek.
Bahar: Biliyorum ama gitmezsem de olmuyor benim kafam çok karışık.
Esma: Demek artık burda ikimiz kaldık Eylül.
Eylül: Öyle yeğeninin doğumundada burda olmayacak.
Bahar: Ya öyle demeyin zaten içim parçalanıyor.

Bahar kalkıp Esma ve Eylül'e sarılmıştı

Bahar: Bu dünyadaki hiç bir güç hatta uzaklık bile bizi ayırmayacak.
Eylül: Kimse bizi ayıramaz.
~
Eylül'ün morali çok bozuktu sabah hastaneye gitmişti. Sinan'ı ikna edebileceğini düşünüyordu. Odasından çıkıp Sinan'ın odasına gitmişti. Kapıya vurmuştu.

Eylül: Gelebilir miyim?
Sinan: Tabi gel. Otur.
Eylül: Nasılsın Sinan Amca.
Sinan: İyim kızım, sen nasılsın bebeğin nasıl?
Eylül: İyiz bizde çok şükür. Ama ben aslında başka birşey için geldim.
Sinan: Ne için geldiğini biliyorum Eylül ama ben artık Bahar benim yanımda olsun istiyorum. Kızımdan ayrı kalmak istemiyorum.
Eylül: Haklısın ama Baharın tüm hayatı burda.
Sinan: Olabilir bu buraya bir daha gelmeyecek demek değil ki. Sadece daha az görüşeceksiniz o kadar.
Eylül: Hiç ikna olacak gibi değilsin Sinan Amca.

Sinan gülümsemişti

Sinan: Siz beni anlayamazsınız kızım, benim aklım hep burda kalıyor. Bir baba için evladından ayrı kalmak çok zor birşey.
Eylül: Doğru anlayamam, tamam ben gidiyim.

Eylül tam kapıdan çıkarken

Sinan: Kızmadın dimi bana?
Eylül: Y-yok.
Eylül odadan çıkıp kendi odasına gitmişti.
~
Eylül'ün iç sesi:
Keşke sende beni bu kadar düşünseydin baba. Bir kere bile aramadın sormadın bu kız bunca sene ne yaptı diye. Öldüm'mü kaldım'mı onu bile bilmiyorsun ama hiç birşey yokmuş gibi hayatına devam edebiliyorsun. Arkana bile bakmadan attın beni sokağa, seni asla affetmicem.

Eylül kendi açı hayatını hatırladıkça gözünden yaşlar akıyordu. Birden odaya Ali girince hemen silmişti gözyaşlarını.

Ali Asaf: Ağladın mı sen?
Eylül: Yok ağlamadım.
Ali Asaf: Gözlerin kızarmış ama.
Eylül: Tozdan dır.
Ali Asaf: Tabi tabi anlat lütfen.
Eylül: Babam geldi aklıma beni sokağa atışı bir kere bile sormadı bu kız bunca sene ne yaptı diye. Hiç sahip çıkmadı bana, annemide öldürdü.

Eylül yine ağlamaya başlamıştı. Ali'de hemen kalkıp sarılmıştı ona.

Ali Asaf: Tamam bunları düşünme artık ben hep senin yanında olacam. Geçmişi unut sil çünkü sadece zarar veriyor.
Eylül: Evet zarar veriyor.
Telefonu çalmıştı Eylül'ün arayan: Samo.
Ali Asaf: Çalmasa olmazdı zaten.

Eylül tebessüm etmişti

Eylül: Efendim.
Samo: Hocam dün bi hasta geldi ya bende bakarım demiştiniz hamile olan ama yakını da bilmiyordu ya.
Eylül: Tamam Samo geliyorum.

Telefonu kapatmıştı

Eylül: Benim gitmem lazım.
Ali Asaf: Git bakalım doktor, kimsenin seni üzmesine izin verme hele de geçmişin.
Eylül: Denerim.

Eylül çıkmıştı odadan
~
Selin ve Kemal hastanenin bahçesinde bir bankta oturuyordu

Selin: Sence Eylül birazda benim yüzünden mi bunları yaşadı?
Kemal: Tabiki hayır sen sadece ikisinin de iyiliği için birşey yapmak istemiştin.
Selin: Sadece iyiliklerini düşündüm ama kendimi biraz suçlu hissediyorum.

Kemal elini Selin'in yüzüne koymuştu

Kemal: Bak canım benim senin bir suçun yok sen sadece iyi birşey yapmak istedin, kendini üzme.
Selin: Tamam.
X.: Selin!

Selin birden şok olmuştu, karşısında olan kişiyi görünce hemen kalkıp ona sarılmıştı. Kemal pek ne olduğunu anlamamıştı.

Selin: Baba çok özledim seni.
Ziyanur: Bende seni çok özledim canım kızım. Bu beyefendi kim?

Kemal birden Selin'in baba dediğini duyduğunda biraz heyecanlanmıştı.

Kemal: B-ben Kemal hastanede doktorum.
Ziyanur: Demek Kemal seninsin. Rahat ol oğlum bu kadar heyecana gerek yok.

Selin gülmüştü Kemal'in bu haline.

Selin: Babacım gel biz bi içeri abime bakalım.
Ziyanur: Tamam kızım.

Ziyanur elini uzatmıştı Kemal'e

Ziyanur: Tanıştığımıza memnun oldum Kemal.
Kemal: Bende efendim.
Selin: Baba sen git bi içeri ben hemen geliyorum.
Ziyanur: Tamam.

Ziyanur gitmişti

Selin: Sen ne kadar heyecanlandın böyle ya. (gülerek)
Kemal: Gül sen gül, senide göreceğiz.
Selin: Hadi ben kaçtım.
Kemal: Kaç tabi.
~
Samo ve Eylül geçen gün gelen hastanın yanına gitmişlerdi.

Eylül: Merhaba ben Dr. Eylül, size ben bakıcam.
Serra: Benim adım Serra, ne zaman çıkabilecek hastaneden.
Yakını: Bi dur, doktor hanım bi baksın dünden beri birşey söylemediler.
Eylül: Ben aslında Serra hanımla yalnız konuşmak istiyordum sizi dışarı alabilirsek.
Yakını: Niye ya birşey mi var niye söylemiyorsunuz?
Eylül: Önemli birşeyi yok ama konuşamamız gereken bazı şeyler var.
Yakını: Tamam ben çıkıyorum.
Eylül: Teşekkürler.

Hastanın yakını çıkmıştı odadan.

Eylül: Serra hanım hamile olduğunuzu biliyor muydunuz.
Serra: Biliyordum.
Eylül: Dün bu yüzden bayılmışsınız zaten başka bir sorun görünmüyor ama yakınınızın hiç birşeyden haberi yoktu.
Serra: Nolur başka kimse bilmesin, öldürüler hem beni hemde bebeği özellikle de kapıda bekleyen abim bilmesin.

Eylül ve Samo kısa birbirine bakmıştı

Eylül: Biz kimseye söylemeyiz ama bu bebek böyle küçük kalmayacak biliyorsun dimi.
Serra: Biliyorum doktor hanım ama evlenmeden hamile olduğumu öğrenen olursa, yanarım ben herkes beni red eder en başta da ailem o yüzden şimdilik saklamam gerekiyor.
Eylül: Siz bilirsiniz, gitmeden önce Doğum uzmanı baksın bebeğinize ondan sonra taburcu olursunuz zaten.
Serra: Tamam teşekkürler.
Eylül: Ne demen görevim.

Eylül ve Samo odadan çıkmıştı

Eylül: Samo Ecem'e söyle bir gelip baksın sonra hastayı taburcu edersiniz tamam mı ama hastanın istediği gibi abisi hiç birşeyi bilmeyecek.
Samo: Tamam hocam siz merak etmeyin.
~
Selin ve Ziyanur Ali Asafın odasına gitmişti. İçeri ilk önce Selin gitmişti.

Selin: Gelebilir miyim?
Ali Asaf: Tabiki gel.
Selin: Bak sana kimi getirdim.
Ali Asaf: B-Baba!

Ali hemen kalkıp babasına sarılmıştı

Ali Asaf: Gel otur. Sen gelmezdin ki buraya sürpriz oldu.
Ziyanur: Baktım senin geleceğin yok kardeşini de aldın yanına en iyisi ben geliyim demdim.
Ali Asaf: İyi yapmışsın baba bende zaten bir karar almıştım onun için seminle konuşmak istiyordum.
Ziyanur: Söyle oğlum.
Ali Asaf: Ben Eylül'le evlenecem.
Ziyanur: Olmaz bunu sende biliyorsun istemiyorum o kızı seneler önce de istememiştim şimdi de istemiyorum evlenmeceksin.
Selin: Neden baba?
~
Eylül odasında oturuyordu ve hasta raporlarına bakıyordu ta ki telefonu çalana kadar.

Eylül: Efendim Samo?
Samo: Hocam acile bir hasta gelecek de gelebilir misiniz.
Eylül: Tamam geliyorum.
~
Eylül Acile gelmişti hasta da gelmişti.

Eylül: Samo bilgi ver!
Samo: Hocam 50 yaşlarında erkek trafik kazası geçirmiş kalp atışı çok düşük, beyin kanaması var.
Eylül: Tamam Oğuz'u da çağırın hemen ameliyata alalım.
Oğuz: Geldim bile.

Eylül hastasın yüzüne görünce bi duraksamıştı.

Oğuz: Noldu Eylül?
Eylül: Bu benim B-babam.
~
Umarım yeni bölümü beğenmişsinizdir. Daha fazla Vote ve Yorum bekliyorum çünkü yazarken çok emek veriyorum. Birdahaki bölümde görüşmek üzere💕👋

Umutsuz❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin