kırküç

7K 406 176
                                    


Yazılar geçmeye başladığında burnumu çekip başımı göğüsünden kaldırdım, ellerimi cenemin altına koyup oflayarak uyuklayan adama baktım. Ne güzel uyuyordu öyle.

Koray ve Berkay'ın yatak hayatını öğrendiğinden beri vaktini onlarla, onların evinde geçirir olmuştu. Günler sonra onu ikna etmiş yanıma alabilmiştim. İlk işimiz elbette ki koltuğa yayılıp film izlemekti, gerçi. Kalbi kulağımın altında güm güm atarken filme odaklanamamıştım ama olsundu, kalp ritmi duyduğum en güzel şarkıdan on kat daha güzel geliyordu kulağıma.

Umarım Berkay ve Koray rahat bir nefes alabilirlerdi. Bu durum elbette ki hoşuma gitmiyordu, bir çok anlamda rahatsızdım bu konudan. Kardeşi olarak gördüğü adam küçük bir çocuk değildi, istese pekâlâ Aslan'a karşı çıkabilirdi.

Ancak ne Koray ne de Berkay bir şey demiyordu ve bu gerçekten garipti bana göre. Koray Aslan'dan korkuyordu, birlikte büyürken her anlamda Aslan onun rol modeliydi. Ve daha önce sebebini bilmediğim büyük bir kavga yapmışlardı zaten, Koray'ın adanadan İstanbula kaçma sebebi olan o kavgadan sonra ikisi de pişman olmuş ve çok üzülmüştü belli ki. Tekrar kırılmaktan fazlasıyla korkuyordu Koray, eminim ki Aslan da tekrar ayrılmalarından korkuyor.

Koray'ım baba yarısıydı, ağabeyiydi, dostuydu Aslan. Ona karşı çıkmaya cesareti olmadığı için sevdiğinden uzak duruyordu günlerdir. Öyle ki Berkay'la göz göze bile gelmiyordu.

Berkay ise saygısından susuyordu.

Koray'ın üzülmesini istemiyordu ve Aslan'ı bir büyük olarak görüyor saygı duyuyordu ancak elbette ki bir yere kadar susacaktı. Ki haklıydı da. Bunca zaman ilişkilerine ufak defek laflar dışında bir şey demeyen Aslan'ın aniden bu denli katılaşması garipti. Homofobik olsa anlardım ama. Şu an üzerinde uzanıyordum, onu seven bir adamın ona bu kadar yakın olmasına izin vermezdi homofobik bir insan.

iç çekerek yükselip burnumu boyun girintisine soktum. Kalbi güzeldi bu adamın. Bana bile şans vermişti..

Anlatmasa da endişelendiği bir şeyler vardı demek ki. Aslan zaten hissetiklerini açık açık dile getirmiyordu, hareketleriyle dolaylı yoldan anlatmaya çalışıyordu. Şimdi durup düşündüğüm de, yemek yemedim diye endişelenip ağzıma hamburger tıkmışlığı vardı. Yüksekten düşüp kendime zarar vermeyeyim diye uğraşmışlığı da.

Bana karşı yumuşak olduğu anların sayısı yediğim dayaklar ve aldığım tehditlerle kapışırdı.

" Hayır.. "

Kaşlarımı çatarak başımı kaldırıp terle kaplı yüzüne baktım. Aldığı kesik nefesler ve çıkarttığı seslerle yine bir kabusun içinde olduğunu anladım, iç çekerek elimin tersiyle anlındaki ter damlalarını sildim.

Islanan saç diplerinden başlayarak saçlarını okşadım, Ne görüyordu her gece bilmeyi istiyordum. Soramıyordum çünkü o da neden izmire gittiğimi sormamıştı, anlatmamı bekliyordu. İyi ki de sormamıştı, anlatacak kadar güçlü değildim çünkü ve kendime güvenmiyordum. Bu yüzden soramıyordum da ' Her gece ne yaşıyorsun kabuslarında? ' diye.

" Şştt, geçti. Buradayım. "

Geçen sefer ki gibi, kasları gevşedi ve yavaş yavaş kabuslardan kurtuldu. Gülümsedim. Yerime geri dönüp başımı göğüsüne yasladım, kalp ritmi kulağım da güp güplerken gözlerimi kapattım. Böyle anlarda, aşırı huzurdan başım dönüyordu. Kapı çalındığında iç çekip yavaşca üzerinden kalktım, yukarı kıvrılmış olan tişörtümü aşağı çekiştirirken kapıya koşup açtım. Aslan'ı uyandıracaktı.

Uzak dur ! | Texting• BxB|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin