" Bebeğim, uyan. "Mızmızlanarak yatağın diğer tarafına döndüm ve örtüyü bacaklarımın arasına alarak uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim. Uyandığımda saat 9'du, şimdi ise 12 olmalıydı. Dün gece yaşanan yanlış anlaşılma hâlâ düzeltilmemişti, yatıp uyumuştuk sadece. Aslan'a bir şans vermek hata mıydı bilmiyordum. Her şeyi öğrendikten sonra onu pamuklara sarıp saklayasım vardı ama öte yandan kendi kırgınlığım hemen uçup gidecek bir şey değildi. Elini başımın üzerine koyup, saçlarımı okşadıktan sonra alnıma minik bir öpücük bıraktı.
" Uyanmazsan öperim. "
Bu kez yanağımı öptüğünde gülümsedim ve gülümsememden öptü beni. Gözlerimi açıp, ona baktığımda gülümseyerek üzerimde ki örtüyü çekti ve dün gece dolabından aşırdığım şort ve tişörte baktı. Benden önce uykuya daldığı için ne ara giyindiğimi bilmiyordu. Beni böyle gördüğünde tek kaşını kaldırarak gözlerini açılmış olan karnımdan yukarı çıkardı. Doğrulup tişörtü düzelttim ve gözlerimi ovdum. Sabah sabah yenilmek istemezdim.
" Öhm, kahvaltı? "
Başımı salladığımda elini uzattı, gözlerimi kırpıştırdım. Gülerek elimi tuttu ve beni çekti, kısa bir an örtü bacağıma dolanmıştı. Gövdelerimiz çarptığında ellerini belime koydu, burnumu kısıp ellerini çözdüm ve kapıya ilerledim. Fazla temas etmesek daha iyiydi, benim için.
" Örtü ayağıma dolandı. "
" İnandım. "
Kapıyı açtığımda önden geçmesi için kenara çekildim, gülerek yanımdan geçerken yanağımdan makas aldı. Yanağımı tutarak arkasından ilerledim, bizi banyoya getirmişti. Kapıda durup, elimi enseme atacakken elimi yakalayıp beni içeri çekti. Aynanın önüne geldiğimizde elime yeni diş fırcasını verdi, macunu sıkarken dünyanın en tehlikeli işini yaparmış gibi temkinliydi. Bunun sebebi ortadan sıkmamasıydı. Gülerek musluğu açtım.
" Takıntılı olduğunu bilmiyordum. "
" Yo, ben bir tek sana takıntılıyım. "
15 dakika aynadan bir birimize bakarak dişlerimizi fırcaladık, çok eğlenceli bir aktivite yapıyormuşuz gibi durup durup gülmüştük. Banyodan çıktığımızda yine önden gitmesi için adımlarımı yavaşlattım, eliyle omzundan aşağısını işaret edip duruyordu. Salona kadar buna devam etmişti, en sonunda dayanamayıp sordum.
" Ne yapıyorsun yahu? "
Türkan teyze elinde poşetlerle içeri girdiğinde başımı eğip selam verdim ve çoğunu aldım. Gülerek saçlarımı dağıttı ve üzerini değiştirmek için odasına geçti. Aslan da aldıklarımın çoğunu benden geri aldı gerçi. Mutfak masasına poşetleri bırakıp ona döndüğümde buzdolabını açıyordu. Ona baktığımı fark ettiğinde gözlerimi hızla siyah dolaplara çevirdim.
" Başın nereme geliyor ona bakıyordum. Ayakkabısız daha bi kısasın sanki ha? "
Torbalardaki şeyleri yerleştirmesi için ona verirken burnumu kıstım, ben kısa falan değildim. O uzundu. Bunu ona dersem tüm gün benle uğraşacaktı, bu yüzden ne yaptım?
" Ben kısa değilim sen uzunsun bir kere. "
Dedim. Zekiyim. Düşündüğüm gibi, bana bakıp kaşlarını kaldırdı ve eliyle tepeden tırnağa beni gösterip gülmeye başladı. Ellerimi masaya koyup yaslandım, çok güzel gülüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzak dur ! | Texting• BxB|
Teen Fiction" Tam da burası çok acıyor, şimdi bile. Sevdiğin öperse acın hafifliyormuş, öpsene beni Aslan. Tam da kalbimden. Olmaz mı? Hı? " | Yarı Texting | | Sezon finali verdi gibi bir şey | Gay #5 24/1/20 #3 26/1/20 Teşekkürler..