FEDA

Bölüm 20

Veysel Albay ve Bozkurt timi helikoptere bindi. Hepsi şarjörlerindeki tüm kurşunları hainlerin üzerine yağdırmak için sabırsızlanıyorlardı.

Helikopter pilotu :

Komutanım sizi terörist kampına 10 dakika uzaklıktaki noktaya indiyorum.

Anlaşıldı.

Helikopter alçaldı ve belirlediği noktaya iniş yaptı. Bozkurt timi indi ve yürümeye başladı. 10 dakika sonra kampı görür hale gelmişlerdi. Kayaların arkalarına geçip aırtüstü uzanarak kamufle oldular. Bu sırada keskin nişancı Bulut Üsteğmen tüfeğini kurdu. Etrafı tüfeğinin dürbününden kolaçan ediyordu. Telsizin düğmesine basılı tuttu :

Komutanım kampın önünde 10 adam var. Saat 2 yönünde biri yerde oturan diğeri ayakta 2 adam duruyor. Mağaranın girişinde de başları olduğunu tahmin ettiğim biri oturuyor. Komutanım emriniz ?

Savaş Türk'ün düğünüdür. Ver müziği üsteğmenim.

Bulut Üsteğmen gülümseyerek :

Emredersiniz komutanım.

Bulut Üsteğmen ateş etti ve adamlardan ayakta duranı indirdi.

Uzman Çavuş Barbaros ( bomba imhacı) :

Komutanım keşke bomba kullansaydık. Anında bin parça.

Tufan Başçavuş :

Ne gerek var oğlum çevreyi kirletmeye. Böyle temiz temiz bitiriyoruz işte işimizi.

Asya Teğmen :

Kesinlikle. Çevreye yazık.

Murat Yüzbaşı :

Bozkurt ! Çeneniz çalışacağına eliniz çalışsın.

Emredersiniz komutanım.

Çatışma çok uzun sürmedi. Terörist başının yanındaki tüm adamları temizleyip onu yalnız bıraktılar. Bozkurt timinin üzerine doğru geldiğini görünce kaçmaya başladı. Bozkurt timiyse hiç aldırış etmedi. Av artık kurtlarındı. Nereye kadar kaçabilecekti. Zatan bacağı da aksıyordu.

Ali Astsubay :

Şerefsize bak. Hala kaçabileceğini sanıyor. Komutanım ben bunun için kurşunumu ziyan etmek istemiyorum , izninizle dalıyorum komutanım.

Çağrı Yüzbaşı :

Öyle tek başına tadına çıkmaz onun. Anca beraber kanca beraber.

Veysel Albay :

Hadi gidip avımızı alalım beyler.

Veysel Albay önde Bozkurt timi arkada teröriatin arkasından yürüyorlardı. Aradaki mesafe epey daralmıştı. Bu sırada hala kaçmaya çalışan terörist tökezleyip yere düştü ve silahını da yere düşürdü. Tam uzanıp alacakken eline basılan postalın acısıyla bağırdı.

Çağrı Yüzbaşı :

Ne bağırıyosun lan kuyruğuna basılmış kedi gibi. Daha demin kurum kurum kuruluyordun. Ne oldu ?

Çağrı Yüzbaşı bir ayağıyla teröristin eline basarken diğer ayağıyla da yüzüne sağlam bir tekme savurdu. Adamın yüzü kanlar içinde kaldı. Tabiri caizse ağzıyla burnu yer değiştirdi.

Ali Astsubay :

Komutanım bize de bırakın yav.

Çağrı Yüzbaşı gülümseyerek :

Buyur Astsubayım meydan senin.

Çağrı Yüzbaşı'nın geri çekilmesiyle Ali Astsubay teröristin yanına geldi. Karnına birbiri ardınca tekmeler indiyordu.

Polat Teğmen :

Yalnız abartmasak mı ? Sırada bekleyenler var burda.

Veysel Albay :

Polat getir şu iti önüme.

Emredersiniz komutanım.

Polat Teğmen hemen Ali Astsubay'ın yanına gitti.

Ali bırak artık. Veysel Albay istiyor bunu.

Ali Astsubay tükürdü tetöristin yüzüne. Zaten onların yüzlerine ancak tükürülebilirdi.

Polat Teğmen yakasından tuttuğu gibi kaldırdı teröristi. Yüzü gözü kan içindeydi. Ayakta duracak hali kalmamıştı. Topal bacağından dolayı zaten yürüyüşü aksaktı şimdi ise yürümeyi bırak adeta sürünüyordu. Polat Teğmen de hiç aldırış etmeden sürükleyerek götürüyordu. Götürdü ve Veysel Albay'ın önüne attı. Veysel Albay teröristin yüzünü görebilmek için saçlarından tutup çekerek başını geriye yatırdı.

Bana bak şerefsiz. Şimdi aç o kulaklarını beni iyi dinle. Sen benim askerimi şehit edeceksin , ocağına ateş düşüreceksin Albay Veysel de bunu senin yanına kar bırakacak öyle mi ? Yok öyle bir dünya! Mehmetçiğimin kanının , annesinin gözünden akan her damla yaşın hesabın vereceksin. Duydun mu lan ! Vereceksin.

Bak komutan acı bana. Ne istersen veririm. Bildiğim her şeyi anlatırım sana. Ne olur bağışla beni.

Kapa lan çeneni. Benim vatanımda , benim toprağımda değil konuşmaya nefes almaya bile hakkın yok senin. Erhan , Murat, Yener , Şevket. Ruhunuz şad olsun aslanlarım.

Veysel Albay bir iki adım geri çekildi ve teröristin kalbini nişan aldı ve bir el ateş etti. Adam yüzüstü yere düştü.

Tufan Başçavuş elindeki telsizi uzatarak :

Komutanım karargah.

Oktay Paşa :

Veysel ne durumdasınız ?

Şehitlerimizin intikamını aldık komutanım.

Aferin çocuklar.

Saolun komutanım.

Bir görevi başarıyla tamamladınız. Ama yapmanız gereken bir görev daha var. Şimmdi sıra görevlerin en zor ve en önemlisinde..