Sunshine 9. Bölüm

2.4K 142 10
                                    




Sunshine

9. Bölüm

"Aşık olan herkes biraz kaçıktır zaten. Yapılacak en çılgın şeylerden biri bu. Deliliğin toplumca kabul gören şekli gibi."

Yakup Hoca dersi bitirmişti. Açıkçası derste anlatılan şeylerle çok fazla bir ilgim yoktu çünkü ön çaprazımda dikkat dağıtıcı büyük bir unsur vardı. O da ders boyunca hiç konuşmamıştı ki bu durum onun için biraz istisnai bir durumdu. 75 dakika boyunca önümdeki deftere bir şeyler karalamış, ara ara bakışlarımı Ege'ye kaydırmış, onun dışında da zihnimin içinde oyalanmıştım. Altan birkaç kez dirseğiyle beni dürtüp dikkatimi toparlamaya çalışsa da bugün hiç ders kaldıracak kafada değildim. Her neyse hiç değilse bitmişti.

Çağla arkasını döndü ve "Hadi gideceğimiz yeri konuşalım." dedi, hepimiz hala sıralarımızda oturuyorduk. Çağla'nın dönüşüyle toparlanmayı bıraktım ve ellerimi sıranın üstündeki defterlere koyup, "Açıkçası ben pek bir yer bilmiyorum, hala yabancıyım buralara." dedim.

En son yaşadığım gidecek yer bulma sohbetinde rota evime dönmüş ve sonrasında olanlar olmuştu, bunları hatırladığımda Ege'ye göz ucuyla baktım, telefonunda bir şeylerle ilgileniyordu. Sonra yavaşça arkasını döndü ve "Yeni bir yer açılmış, bizim kızlar söylemişti. Canlı müzik filan da varmış galiba, bi deneyelim isterseniz." dedi önce Çağla'ya, sonra da Altan'a bakarak. Beni bilerek pas geçiyordu. Onunla istemediği sürece sohbet etmeyecektim bu yüzden bakışlarımı ondan alıp, önümdeki defterleri toplamaya başladım.

Çağla söze atıldı ve "Aa evet, olur bence. Ne dersiniz?" dedi ve bize döndü yüzünü tekrar.

Altan telefonuyla ilgilendiği için biraz sessiz kalmıştı, Çağla bunu görünce "Altan ne dersin? Şu yeni yere gidelim mi?" Altan şaşkın bir ifadeyle yüzünü kaldırdı ve "Olur olur bana fark etmez, siz karar verin." dedi, Çağla tekrar bana döndü, "Ne dersin Toprak?" dedi, bakışlarımı defterlerden kaldırıp Çağla'ya baktım, bu sırada Ege bana bakıyordu "Olur, uyar bana." dedim, kısa bir anlığına Ege'ye baktım, sonrasında gözlerimi ondan aldım ve ayağa kalktım. Bakışlarını yakalamaya çalışmaktan ve o bakışları okumaya çalışmaktan yorulmuştum. Sanırım o da bu yorgunluğu hissetmişti ayağa kalkışımdan çünkü bir süre ben ayakta defterlerimi çantama koyarken bana baktı, bakışlarının üzerimde olduğunu anlamıştım. Sonra kafasını yavaşça önüne çevirdi ve sırasındaki eşyaları toplamaya başladı. Altan hariç hepimiz toparlanmıştık ama Altan hala telefonunda birine mesaj atmakla uğraşıyordu.

Ona döndüm, "Sen kimle konuşuyorsun öyle hararetli hararetli?" dedim ve telefonuna bakmaya çalıştım.

Altan heyecanlandı ve telefonunu gizlemeye çalışarak "Ya bi saniyeee." dedi, dediğine gülümsedim ve onu daha fazla kızdırmak için eğlenceli bir tonla "Bak bak, aramızda bir adet kirli çıkı varmış.." cevap vermesini bekledim ama bir şey demiyor hala mesaj atıyordu. Sesimi biraz ciddileştirdim ve "Altan kalk hadiii, gidiyoruz." dedim.

"Ya bir mesajlaştırmıyorsun insanı. Ne var Altan Altan?" dedi ve telefonunu sırasına koyup, ellerini boynuma koydu. Yüzümün tam dibinde şirinlikler yapıyordu.

"Geç kalıyoruz." dedim, kaşlarımla önde toparlanan Ege'yi ve Çağla'yı işaret ederek.

"Ayy, onları mı takıyorsun, bekler onlar beni tatlım." dedi, sesini öndekilere duyurmak için bilerek biraz yüksek çıkarmıştı. Altan'ın enerjisi bugün bir başkaydı, bunu görmezden gelemezdim, bu yüzden "Sen mutlusun, bir şeyler olmuş." dedim gülümseyerek.

Sunshine (GirlxGirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin