Küçük bir not; lütfen başlangıçtaki şarkıyı bölüm boyunca durdurmayın, onunla okuyun :)
Sunshine
16. BölümOrkestra provasını bitirmiştik. Geniş sahnedeki bir grup kişi enstrümanlarını ve diğer eşyalarını toplamaya başlamışken, ben sakince koltukta oturmaya devam ediyor, gitarımı elime almış bir şeyler doğaçlıyordum. Doğumgünümün üzerinden 5 gün geçmişti, 5 gün boyunca Ege'yle hiç konuşmamıştık. Onu derslerde ya da bazı arkadaş ortamlarında birkaç defa da olsa görmüştüm ama attığı mesajdan sonra aramızda yaşanan şey her neyse onu sakinleştirmemiz ve evcilleştirmemiz gerektiğini anlamıştım. Ne ben ona iyi gelecektim, ne de o bana, bu yüzden kızgınlıklarımız ve öfkelerimizle daha fazla zarar vermeden, zamanın yaralarımızı iyileştireceğine güvenerek sessizce son vermiştik. Haklı ya da haksız, suçlu ya da suçsuz olmanın ötesinde bir bitişti. Hem kırmış, hem kırılmış, hem yaralamış hem sarmıştık birbirimizi ama bu kadardı.
Duygularım içimden çekilmişti sanki. Kendimi oldukça fazla yargılamış, oldukça fazla cezalandırmıştım ama şu an tüm cezaların ve yargıların bittiği bir noktada, her şeyin çekilip, durağan sularda tatsız, tuzsuz kaldığım bir yerdeydim. İkimiz de bu çıkmaz kaosu uzatmayacak, yapay bir drama yaratmayacaktık.
Gitarın tellerinde çıkarttığım anlamsız sesler aklıma eskilerden kalma bir şarkıyı getirmişti. Sahnedeki deri kahverengi koltuğun üstünde, şarkıyı hatırlamaya çalışarak yavaşça çalmaya başladım. Tek ayağım altımda, diğeri ise zeminde yavaşça ritim tutuyordu. Orkestra arkadaşlarım kendi işleriyle meşguldüler, benim ortada sakince çıkarttığım tıngırtılar kimsenin ilgisini çekmiyordu. Güvensiz gitar sesleri belirli bir ritme dönüştü ve şarkı hem aklımda hem gitarımda daha da netleşti. İnsanlar etrafımda dolanırken, kendi aralarında bir şeyler konuşup estetiksiz bir gürültü çıkartırken, zamanın içinde kendime ayrı bir boşluk yaratıp içine çekildim. Hiçbir ses, hiçbir görüntü giremiyordu yarattığım bu paralel zamana. Gözlerimi kapattım yavaşça, sözler zihnimde belirdi ve sessizce ağzımdan dökülmeye başladılar.
"Dönülmez yollarımı
Kararsız günlerimi
Şu garip hikayemi
Gözyaşlarım anlatır"
Kendi mırıldanmalarımdan başka hiçbir şey duyulmuyordu. Şarkının sözleri, kulağımdan beynime ulaştıkça, geçen son birkaç haftayı ve Ege'yi hatırlatıyordu bana. Bu yoğun hikayenin nasıl benden habersiz, benden kontrolsüz yaşanıp bittiğini... Bu kısacık süre içinde hem onu hem kendimi ne kadar kırık döktüğümü... Laf dinlemeyen duyguların esaretinde onun için tatsız bir anıya dönüştüğümü...
"Senin evinde yatağın içindeydik, yaklaşmaya korkuyordun."
"Tek bir gece vardı elinde ama bakışlarıma yakalandıkça saçlarını geriye itip gözlerini kaçırıyordun."
"Yataktan kalktın ve salondaki gitarını alıp tekrar geldin."
"Cam açık, rüzgar çılgın, sen demode bir romantiktin ama mutluydum, sen her ne kadar inanmasan da mutluydum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sunshine (GirlxGirl)
Romance"Senin evinde yatağın içindeydik, yaklaşmaya korkuyordun. Tek bir gece vardı elinde ama bakışlarıma yakalandıkça saçlarını geriye itip gözlerini kaçırıyordun. Yataktan kalktın ve salondaki gitarını alıp tekrar geldin. Cam açık, rüzgar çılgın, sen de...