AŞKA DÜŞEN YANACAKTI ELBET

113 4 0
                                    

Artık yüzükler takılmış,Yusuf ve Nazlı artık nişanlanmışlardı ama dedelerin beklemeye sabrı yoktu hemen o an oracıkta düğün için karar kılındı süre belirlendi Mirza ağa bu işin daha fazla uzamasını istemiyordu bu yüzden  1 hafta içinde düğün kurulacaktı. Yusuf için pek bir şey fark etmiyordu ama Nazlı bu durumdan rahatsız oldu bu acele ne içindi anlayamıyordu ama sesini de çıkaramıyordu  ,içine içine kusuyordu öfkesini.  Öte yandan da bu yağız delikanlıya aşık oluyordu sevgi emek isterdi biliyordu bunu ama en çok emeği bu sevgi için hangi taraf verecekti işte bu tam bir muammaydı. Yusuf Antakya da zoraki bir hayata adım atsa da İstanbul'da da kurulu bir düzeni bir hayatı bir zamanlar deli gibi sevdiği Berna vardı ve hala Berna Yusuf'un yolunu gözlüyordu....Yusuf odasının balkonunda sabah güneşini izlerken aklına Berna gelmişti.

Berna şuan ne yapıyordu,neden hiç aramıyordu onu,hala seviyor muydu bu sorular beyninde dolaşıp dururken birden yüreğini kuşun kanadı misali pır pır ettiren Nazlı geldi aklına onunla ilk karşılaşması, didişmeleri, kozan konağında ilk görüşü hepsi bir film şeridi gibi geçti gözünün önünden ve yüzünde tatlı bir tebessüm beliriverdi. o an telefonu çaldı arayan Berna' ydı.

"Yusuf seni çok özledim tam 1 hafta oldu ve 1 haftadır sesini duymadım yüzünü görmedim seni  özledim ne zaman döneceksin..." beklenmedik anda gelen bu telefon herşeyi tepe taklak etmişti,   hiç bir şey diyemedi ağzından çıkan tek cümle " nasılsın Berna" oldu Berna hiç aramadığı için öfkeliydi  elbet ama yinede Yusuf'un sesini duymak onu yumuşatmıştı.

" Berna seninle daha öncede konuştuk biraz zamana ihtiyacımız var bu ilişki yürümüyordu biliyorsun. Hem burda işler biraz karışık dedem artık eskisi gibi değil yaşlandı o yüzden bir süre daha burdaki işlerin başında kalmam gerekiyor ama merak etme en kısa zamanda İstanbul'a döneceğim, döndüğümde oturur bu konuyu daha detaylı konuşuruz " telefonu kapatır ve kardeşi meryemi arar , 

" Meryem orda durum ne, nazlı evde mi, ne yapıyor bugün dışarı çıkacak mısınız " ardı arkası kesilmeyen sorulara şaşıran Meryem

 "abi tamam sakin tek tek sor sen nazlı'yı mı merak ediyorsun hem az daha sabret 2 gün sonra evleniyorsun." 

 " Meryeeeem sana bir soru sorduk adam gibi cevap ver" sırıtık ifadesiyle  abisine 

"tamam tamam bugün alışverişe çıkacağız çarşıya bizim mağazaya götüreceğim onu bindallı düğün kıyafeti vs alacağız."

" iyi tamam ben ofisteyim ihtiyaç Olursa ararsın. "
Meryem ve Nazlı çarşıya çıkmış mağazaya girmiş bindallıları denerken Yusuf'ta uzaktan izlemeye koyulmuştur bile fakat Meryem abisinin onları takip ettiğini farketmiş ama Nazlı'yada belli etmiyordu tabi. Nazlı  kırmızı bindallıyı giyinip ayna karşısına geçtiğinde Yusuf mest olmuş büyülenmiş gözlerle onu izliyordu. Yusuf'un o bindallıyı beğendiğini anlayan Meryem "işte bu bu çok yakıştı bunu alalım" desede Nazlı siyah diye diretir  hem siyah rengin asaletini seviyordu hemde siyah onun için bu kara güne yakışan bir renkti tam o sırada Yusuf içeri girer  nazlı 

 " ya sen nerden çıktın yine bizimi takip ediyorsun."   

" yooo çarşıda işim vardı yetiştirmem gereken tesadüf oldu karşılaşmamız"  Meryem hemen araya girip abisine sorar.  " Nazlı siyah bindallı giymek istiyor ama kırmızı ona daha çok yakıştı sende birşey söylesene" 

"Yani kardeşim ben anlamam bu işlerden ama"  diyerek Nazlıya döner ve gözlerinin içine derin derin bakarak.. 

"bence de siyah giy yüreğinin karasına ancak siyah  yakışır ama şahsi fikrim bedenine daha çok yakışacağı yönde" bunu duyar duymaz hırslanır ve sırf Yusuf istedi diye inadından siyahtan vaz  geçer halbuki bilmez ki Yusuf onu kırmızı Bindallıyla görünce mest oldu... Ama Meryem Yusuf'un ne yapmaya çalıştığını anlasa da durumu bozmaz abisinden yana olur 

"evet abi Nazlı'da zaten siyahı istiyordu ne güzel ortak noktanız oldu" nazlı  bu altta kalırmış hiç "istemiyorum vazgeçtim senin dediğin gibi olsun Meryem kırmızıyı alalım" Meryem Yusuf a tebessümle bakarken Yusuf'ta sol gözünü muhteşem bakışıyla kırpar, alışveriş bitmiş artık dönüş vakti gelmişti eve yusuf arabasıyla ikisini de eve bırakmayı teklif eder ama Nazlı yine işi inada bindirip yokuşa sürer

 " gerek yok biz zaten taksiyle geldik taksiyle döneriz" 

"Nazlı karanlık basmaya başladı bu saatten sonra taksi bulman zor olur gel bırakayım işte" Nazlı omuz silkeleyerek olmaz der gibi burun kıvırır tamda yusuf'un dediği gibi karanlık çökmüş ortalıkta taksi geçmez olmuştu. Yusuf tekrar sorar ama bu defada Nazlı konaktan birilerini çağırabileceğini söyler Meryem artık dayanamaz ve kapının koluna uzanıp,

" öfff Nazlı çok yoruldum hem gel gidelim işte niye inat ediyorsun hem yolumuz uzun hem konakta kilerde merak eder özellikle baran, yahu 2 gün sonra evlenip aynı evde yaşayacaksınız şimdi yan yana gelsen ne olur hem."

Nazlı yine bir emrivakinin esiri olmuştu. oflaya oflaya arabaya yöneldi arka kapıyı açmış binmek üzereyken Meryem biranda önünü kesip

 " kusura bakma Nazlı ,yürümekten ayaklarım şişti arkada ben oturup biraz ayaklarımı uzatacağım, "derken kafasını yarı pozisyonda döner ve abisinden de onay alır " he abi müsaade var mı".. Yusuf çoktan şoför koltuğundaki yerini almış

 "hadi binin işte kim nereye istiyorsa otursun ama biraz acele edin" Nazlı gözlerini belertmiş sağa sola oynatarak öfleyip püfleyip biner arabaya yol boyunca sessizlik hakimdir geceye, ikiside konuşmaz ama Yusuf ara ara Nazlı'yı izler çaktırmadan , Nazlı'da Yusuf' u Meryem ise her ikisini.

Aslında Meryem ikisininde arasındaki bu didişmenin aşktan olduğunun bilincinde ,yüreklerinde birbirlerine karşı kıvılcım olduğunun farkındadır ama bu inatlarına anlam veremiyordu niye bu kadar ters gidiyorlardı birbirlerine ,neden aşık olduklarını gizlemeye çalışıyorlardı aklı almıyordu ama onların bu tatlı didişmeleri  onun çok hoşuna gidiyordu. Artık yolun sonuna gelmişlerdi.Yusuf aracı kozan konağı önünde durdurmuş Nazlı ve Meryem'in araçtan inmesini bekliyordu ikisi de araçtan inip " iyi geceler bıraktığın için sağol" derken nazlı ,içeri girmek üzere konak kapısına yanaştığında aracın camından o keskin karizma bakışlarıyla Yusuf sesleniverdi.

" Nazlı yarın kına yakılırken yanında olacağım " Nazlı şaşırıp kafasını geri çevirerek Yusuf'a döndü 

" ne alaka  gelin kınasında ne işin var sanki gerçekten kocam olacakmışsın gibi"  Yusuf yan yan kafasını sallayıp muzip bir tebessümle

  " evet gerçekten resmen kocan olacağım herşey de usulüne uygun olmalı değilmi.  "  Nazlı lafı yapıştırmada geç kalmamıştır hemen karşılık verir. 

"hıhııı kağıt üstünde.  Daha çok beklersin kocam olacakmış sen kimsin ki benim kocam olacaksın bu evlilik emrivaki tamam mı bunu aklından çıkarma" Nazlı konuştukça ağzından çıkan her kelime Yusuf'u delirtmeye yetiyordu kaşlarını çatıp, burnundan soluyordu. Nazlı onu her terslediğinde sinirlieri hopluyordu ama yine de derinlerde bir yerde  yüreği sıkışıyordu çünkü nazlının kendisinden nefret ettiğini düşünüyordu. Nazlı konak kapısını çarpıp içeri girdiğinde Yusuf kapıda aracın içinde biraz daha bekledi Nazlı'nın söylediklerine kafası takılmıştı gözleri çakmak çakmak olmuştu ve sonra usulca aracını çalıştırıp döndü evine. 

SÜRGÜN SEVDAM ,(Geçmişin gölgesinde çaresiz bir aşk masalı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin