SÜRGÜN SEVDAM ,(Geçmişin gölgesinde çaresiz bir aşk masalı)

ZAMANSIZ GELEN MUCİZE....

Günler hızla akıp geçiyor,hayat durağanlığını sakinliğini koruyordu. Nazlı ve Yusuf el ele verdikleri zaman başaramayacakları iş yoktu. Birlikte holdingte çok güzel işlere imza atıyor,Nazlı'nın tasarımlarıyla kazanılan yeni projeler alıyorlar, Yusuf'un hamleleriyle de girdikleri inşaat ihalelerini kazanıp güçlerine güç, paralarına para katıyorlardı. Her şey olması gerekenden daha iyi gidiyordu. Tek bir şey vardı Yusuf'u huzursuz eden , kim di ,yangınların arkasındaki asıl el kimin di ? Ama en büyük tedirginliği Nazlı ve bebeğiydi. Nazlı tam 8 aylık hamileydi. Bebeklerine kavuşmalarına 1 ay kalmıştı. Nazlı son günlerde holding te değil daha çok evde işlerini yürütüyordu.  Yusuf'un konağın bahçesine yaptırdığı mini serada çizimlerini ve deneylerini gerçekleştiriyordu. Son ayının verdiği ağırlık ve halsizlik O'nu daha çabuk yoruyor,sık sık uykusu geliyordu. Tam 2 hafta olmuştu konaktan dışarı çıkmayalı. Tasarımlarını yapıp teslim etmiş,serada yapılacak iş kalmayınca sıkılmaya başlamıştı. Berna , ara sıra durumlarından haberdar olmak ve daha yakın olmak için ziyaretine gelip gidiyordu. O gün yine uğramış Nazlı'nın çok sıkıldığını fark edince de birlikte bir şeyler yapmaktan bahsetmişti. Konuşmalarını işiten Mirza ağa için muhteşem bir fırsat oluşmuştu. Ayarladığı adamlarına Nazlı ve Berna'yı takip etmelerini emretmişti. Nazlı ve Berna Antakya sokaklarında dolaşırken peşlerine düşen gölgenin farkında değillerdi. Nazlı , uzun zamandır gidemediği tarlasını ,yanıp kül olan evini görmek isteyince Berna ile birlikte yola koyuldular.  Tüm bu olanlardan habersiz Yusuf ise , gün boyu holdingte Nazlı' yı düşünüp tedirgin oluyor ,huzursuzluğa kapılıyordu. Nazlı ve Berna tarlaya varmışlardı peşindekilerden habersiz öyle savrula savrula dolaşıyorlardı. Peşlerindekiler her attıkları adımı saniye saniye Mirza ağa ya bildiriyordu. Mirza ağa emri vermişti bir kere buradan dönüş yoktu. Nazlı 'yı bir fırsatını buldukları an kaçıracaklardı. Amacı Nazlı'ya ve torununa  zarar vermek değil , sadece toprakları ele geçirmekti. Yusuf, yangından sonra hem serayı hem evi düzelttirmişti ama hala yapılacak işleri vardı tabi,eksikleri de. Nazlı bir süre daha orada vakit geçirdikten sonra eve dönmeye karar verdi. O esnada Berna  çalan telefonuna bakmak için biraz uzaklaştı. Geri döndüğünde ise koyu renkli bir minibüse Nazlı'yı bindirirlerken gördü. Nazlı'nın çırpınışlarını görünce kaçırılma ihtimalini düşündü ama Yusuf'a haber vermek yerine hiç bir şey olmamış gibi davrandı. Yusuf içine düşen korkunun yarattığı tedirginlikle sürekli Nazlı'yı arıyor ama telefonuna ulaşamıyordu. Konağı arıyor yok. Leyla , Berna ile çıktıklarını söyleyince Berna'yı aradı.

"Berna , Nazlı yanındaysa telefona verir misin ona ulaşmaya çalışıyorum telefonu kapalı."

"Biz Nazlı ile tarlalara gelmiştik, benim telefonum çalınca biraz uzaklaştım döndüğümde Nazlı yoktu. Yani eve gideceğini söylediği için , bende eve gitmiş olabileceğini düşündüm ayrıldım oradan. Hayırdır bir şey mi oldu Yusuf."  yalandan sergilediği meraklı tavrını sinsi gülüşüyle gölgeliyordu adeta. Yusuf telefonu kapatır kapatmaz bir hışımla çıktı şirketten konağa geldi hızla ama Nazlı henüz ortalarda yoktu. Kozan konağına gitti belki annesine gitmiştir diye, ama orada da olmadığını fark edince kimseyi telaşlandırmadan bir bahane bulup ayrıldı. Tekrar tarlaya gidip iyice etrafa bakındı. Bulamayınca panik halde Hakan'ı arayıp olup biteni anlattı. Apar topar tarlaya gelen Hakan  etrafı incelemeye başladı. Tarlanın çıkışında 50mt. ilerde yerde camı kırılmış telefon buldu. Hemen Yusuf'u yanına çağırdı ve telefonu gösterdi.

"Bu telefon Nazlı'nın olabilir mi?

"Evet Hakan bu Nazlı'nın telefonu . Hakan ne olur korktuğum şey olmasın Allah'ım Ne olur Nazlı'ma bir şey olmasın."

"Tamam sakin ol belki düşürmüştür hemen aklına kötüyü düşürme.  " saat ilerlemeye başlamış hala haber yoktu. Yol kenarındaki lastik izlerinden büyük bir araç olduğunu düşünerek Nazlı'nın kaçırılmış olma ihtimalini düşünmeye başlayıp polise gittiler. Etrafı gören kamera kayıtlarını istediler Polis 24 saat geçmediğinden arama yapamayacağını söylese de yine de kayıp ihbar olarak sistemde işlem yapacağını söyler söylemez Yusuf kontrol edemediği öfkesiyle karakolda bağırıp sağa sola yumruk atmaya başladı."