VE BEKLENEN AN...

138 6 0
                                    

Bu sabah Antakya' ya güneş her zamankinden erken doğmuştu sanki.. Gece bitmesin zaman dursun diye dua eden Nazlı geceyi odasının penceresinde bekleyerek geçirmişti,gözleri yorgun ve uykusuz bakıyordu dışarıya, akşam için yapılan  telaşlı hazırlıkları seyrederken dalıp dalıp gidiyordu uçsuz bucaksız derinliklere ,çaresizdi ,yolu yoktu ,istemediği bir evliliğe mecbur bırakılışı zaten yeterince eziyet ediyordu deli yüreğine. Kapısı çaldı usulca gelen meryemdi.

"Nazlı hazır mısın kahvaltıdan sonra kuaföre gitmemiz gerek abimler akşam 6'da burda olurlar." pencere önünde dışarıyı izleyen Nazlı ,meryem' e dönerek:

"çok değil birkaç gün öncesine kadar işimle mutluydum projemi bitirip biran önce memleketime dönüp sera mı açacak sonra topraklarımıza pamuk tohumları ekip bembeyaz bir örtü giydirecektim tüm hayalim bu toprakları tekrar yeşertmekti" Hüzünlü bakışlarını yere devirirken Meryem yavaşça yanına yaklaşıp saçlarını okşadı ve aynı hüzünlü ama bir o kadarda mahçup tavrıyla

 " hayallerinden niye vazgeçiyorsun yine yaparsın" bu cümle Nazlı'yı biranda hiddetlendirmişti aslında öfkesi Meryem'e değildi sadece vazgeçmek Nazlı'ya göre değildi. 

"vazgeçtiğimi kim söyledi ,elbette vazgeçmedim söylediğim herşeyi gerçekleştireceğim buna kimse mani olamaz abin bile " meryem manalı bakışlarını nazlıya doğrultarak edalı uslubuyla kafasını sağa sola sallayıp 

"Nazlı'cım abimi bi tanısan,aslında göründüğü gibi değil o çok  centilmendir ,uysaldır, sakindir, karşısındakini incitmeyecek kadar da sevecen ve iyi kalplidir " Meryem ardı ardına abisine övgüleri sıralarken nazlı dudak büzerek muzip ama alaycı bir gülümsemeyle

 " kimde abin de mi var bu saydığın özellikler Meryem'ciğim hiç kusura bakma ama benim İstanbul'da gördüğüm o hödük adamla burdaki ukala adam hiçte senin beynindeki ve dilindeki adamla örtüşmüyor."  şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez Meryem  Nazlı'yla abisi istanbul'da karşılaşmış ama nasıl ,meraktan içi içini kemirmeye başlamıştı. dayanamadı ve sordu nazlı o gün yaşadıklarını anlatırken  araya girip

" bir dakika nazlı bütün bu anlattıkların şaka olmalı inanılır gibi değil, aslında hayat sizin yollarınızı kesiştirmiş yaaa ama çok tatlı" nazlı bu anlamsız tavrına anlam veremeyecek kadar yorgundu . 

"hadi meryem hadi bırak şimdi senaryo yazmayı bundan bile bir anlam çıkarmaya çalışıyorsun" Meryem umursamaz tavrıyla omzunu silkeleyip

 "olsun ben tesadüflerin gücüne inanırım yoksa koca şehirde birbirinizi nasıl bulacaktınız bence bunuda bir düşün" Nazlı o kadar uykusuz o kadar yorgundu ki kelimeler ağzından zorla dökülüyordu istemsizce

 "düşünecek hal mı kaldı durum ortada işte bugün özgürlüğümün son günü bırak tadını çıkarayım hem kuaföre gideceğimi kim söyledi heveslisi gibi abin için süslenecek değilim herhalde zaten iki tarafında istediği olmuyor mu o yüzden bugün ben kendim gibi olacağım hem benim dışarda işlerim var çıkmam lazım geç kaldım" Meryem merakına yenik düşüp giyinme dolabına doğru ilerleyen Nazlı'nın önüne geçer 

" ne işi nazlı akşama hazırlanmamız lazım hem senin dışarda nasıl bir işin olabilirki "  sorulardan meraklı gözlerden sıkılan nazlı omzundan tutup hafifçe ittirerek odasından çıkmasını ister yumuşak hareketlerle. meryem bu dururmu hiç merakı peşini bırakırmı hemen abisini arar...

" abi nazlı birazdan evden çıkacak atını da hazırlattı dışarda işleri varmış yani bugün sizin nişanınız var ama hazırlıklara katılmadı kuaföre gitmiyor dışarda işim var diyor ne işi bu" Yusuf kardeşinin yaptıklarına anlam veremiyordu konuşmasını bitirmesine fırsat bile vermeden

SÜRGÜN SEVDAM ,(Geçmişin gölgesinde çaresiz bir aşk masalı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin