AYRILIK DA SEVDAYA DAHİL

105 1 0
                                    

Ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan. Ay ışığına batmış,  karabiber ağaçları, gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor. Zambaklar ,yaseminler unutulmus tedirgin gülümser. Çünkü ayrılık da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili -   ATİLLA İLHAN

Hayat hep şarkılardan, şiirlerden alıntıymış gibi yaşanır. Her burukluk, her acı, her isyan,her kazanım ve her kaybedişin bir hikayesi vardır hayatın içinde. insanoğlu yüzyıllardır yaşadığı her duyguyu nakşetmiş hayatın tüm derinliklerine . Evren öyle bir yanıt vermiş ki insanoğluna, kimine ödül kimine ceza. Memleketin her köşesinde olduğu gibi Antakya'da bunlardan nasibini almış elbet. Kozanlar ve Dağhanlar yaşadıklarıyla , yaşattıklarıyla bir bir ödemişler paylarına düşen her bedeli. Peki masum insanların günahı neydi. Onlar neyin bedelini ödüyorlardı. Atalarının yaptıklarının bedelini ödemek neden hep çocuklarına miras kalmıştı.  

Nazlı kara kara düşüncelere bulanmış zihniyle boşluktaymış gibi dolaşıp duruyordu. Yemiyor , içmiyor yüzü gülmüyordu. Bugün büyük gündü onun için . Sevdiğini görecekti ama arada buz gibi soğuk , hissiz demirden zırhların ardında. Yusuf , erkenden kalkmış hazırlıklarını yapmış görüş saatini beklerken sevdiğine mektup yazmıştı, sonuna da bir şiir iliştirmişti en hislisinden.

Nazlı görüş salonunda bekliyordu Yusuf'u, kapı açılıp içeri girdiğinde heyecan ve panikle ellerini arada bulunan cama yasladı ağlamayacağına dair kendine söz vermişti gözlerinde tutsak ettiği gözyaşları Yusuf'u görünce bir anda firar etti kirpiklerinden yanağına . Yusuf camın öte yanında kaldırdı telefonun ahizesini.

"Nazlımmm , yasemin kokulum özlemim sevdam hoşgeldin kadınım." Nazlı daha bir şiddetle ağlamaya başladı, dudakları sanki soğukta kalmış ta donuyormuşcasına birbirine değiyor değdikçe zangır zangır titriyordu. Hıçkıra hıçkıra sadece ağzından iki cümle dökülü vermişti.

"Seni özledim" Yusuf her ne kadar sakinleştirmeye çalışsa da nafile Nazlı yüreğine söz geçiremiyordu. Dayanamadı O koca yürekli adam ,dudaklarını kenetleyip mutlu bir tebessümle oluk oluk akıttı gözündeki gizli cevherleri. Uzun uzun bakıştılar, konuştular ,aşklarını dile getirip hasret giderdiler. Ama her güzel anın olduğu gibi bu görüşünde sonu gelmişti. Ayrılık vaktiydi. Yusuf yavaş yavaş ayrılırken ardından gözü yaşlı bakakaldı Nazlı'sı.

Nazlı bir süre daha bekledikten sonra kendine çeki düzen verip çıktı odadan. Ceza evinden çıkarken görevli Nazlı'ya seslendi.

" Hanım efendi bir saniye lütfen, eşinizin bir emaneti var size onu teslim edeceğiz."

Nazlı merakla bekledi. Eline tutuşturulan beyaz zarfı heyecanla alıp çantasına koydu. Konağa varır varmaz odasına çıkıp zarfı koklayıp okşadı. Sonra açıp okumaya başladı.

"Yüzyıllık yalnızlığın ortasına atılmış gibiyim, her yanım viran , her yanım acı ama en çok da sol yanım be Nazlım. sol yanım sensizliğe mahkum edildiğinden bu yana zindana atılmış köle misali karanlıkta. sızlıyor , acıyor içim . Her şeye katlanırım da, bir tek sensizliğe dayanamam. Kokuna hasret kaldım , yavrularıma hasret. Ama biliyorum ki bu günleri de aşacağız ve sonrasında o hayal ettiğimiz hayata ulaşacağız Hep güçlü kal kadınım ve hep gül sen. Beni bekle.... 

Boynunda bir yer vardir, ben bilirim
Ne zaman oradan öpsem,
Degisir gözlerinin rengi
Yanar dudaklarin, terler avuçlarin
Dökülür kapkara aydinlik gibi
Omuzlarina saçlarin
Gitgide artar kalbinin vuruslari
Bir musiki halinde dünyami doldurur
Ansizin bütün sesler kesilir
Zaman durur
Bir bas dönmesi baslar o en yükseklerde
Her gün seninle yeniden var oluruz
Eriyip kayboldugumuz yerde...

SÜRGÜN SEVDAM ,(Geçmişin gölgesinde çaresiz bir aşk masalı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin