BÖLÜM 3: KİM?💫

4K 255 27
                                    

11 yıl sonra...

"Süheyl geldi mi anneanne?" Her sabah aynı saate uyanmaktan bıkmıştı. Okulu bırakmayı defalarca düşünmüştü.

Bir kursa yazılabilirdi. Hayatını tamamen ilime adayabilirdi. Burda heba olmaktansa daha mutlu bir yaşam sürebilirdi. Ama söz vermişti annesine. O eczaneyi açacağına söz vermişti bir kere.

Ve ne olursa olsun Enis Sofuoğlu'nun ve Beyza Sofuoğlu'nun kızları sözünü tutardı. Bunun için değil miydi bunca çabası? Her sınavdan yüksek not almasının sebebi bu değil miydi? Üşengeçliğin lüzumu yoktu değil mi?

"Kapıda bekliyor. Hadi Allah'a emanet olun." Ayakkabılarını da giydikten sonra son bir kez aynadan kendine bakıp dışarıya çıktı. Yıllardır her sabah aynı manzarayla karşılaşıyordu ama her defasında kalbi neden ona bu ihaneti ediyordu.

Sanki kalp atışını tüm mahalle duyuyor gibi durdu bir an. Duyuyor muydu Süheyl? Onu her görüşünde deli gibi çarpan kalbini o da duyuyor muydu? Onun da kalbi Beyza'nın ki kadar hızlı atıyor muydu? Kafasındaki düşünceleri hızla kovdu. Süheyl sadece ona acıdığı için bu kadar kibar ve ilgiliydi. Görmüştü çünkü Beyza.

Eksik notlar için süheylin defterini aldığında o yanasıca yırtılasıca sayfa da yazılanları görmüştü. Çok büyük bir hata yapıp okumuştuda. Evet başkasının özelini okumak iyi bir şey değildi ama Süheyl kendi vermişti defterini ona. Böyle özel bir şey varsa vermemeliydi. Sevdiği kızdan bahsetmişti o satırlarda. Naif kırılgan o güzel mi güzel kızdan. Öyle hitap etmişti Süheyl o kıza. Okuldan biri miydi acaba? Lale denen o kız mıydı? Çok güzel bir kızdı bembeyaz teni yemyeşil gözleriyle fazla güzeldi.

Hem bir kaç kez konuşurkende görüştü onları. Kesinlikle o kızdı. Ama haksızlık değil miydi? Yıllardır Beyza'nın yanında olup başkasına aşık olması haksızlık değil miydi? Bu kadar güzel üstüne titrerken bu kadar güzel bakarken bir başkasını sevmesi haksızlıktı.

"Beyza...Beyza." Süheylin seslenmesiyle kendine geldi. Af Allah bilir kaç dakikadır çocuğun yüzüne böyle boş boş bakıyordu.

"Pardon dalmışım."

"Fark ettim onu. Gidelim mi?" Başını sallayıp hızla yürümeye başladı. Kendini rezil etmek için kendiyle yarışıyordu resmen. Aralarında üç dört adım olacak şekilde diğer çocuklarla buluşacakları yere geldiler. Bir gün erken gelseler şaşardı zaten. Zaten fazlasıyla utanıyordu birde böyle durmak onu daha fazla zorluyordu.

"Hayırdır nedir seni bu kadar daldınlaştıran şey."

Sen demek istedi. Sen. Yıllar önce de yıllar sonra da sen demek istedi.

"Sınavlar." Diyip kestirip attı.

"Notların zaten çok yüksek emin misin sınavlar olduğuna?" Dedi tek kaşını kaldırıp sorarcasına. Böyle şeyler yapmamalıydı. En azından Beyza'nın kalbi için yapmamalıydı. Aslında hiç bir yerde yapmamalıydı. Düşündüğü şeylerle derhal kafasını çevirdi Beyza. Ne düşünüyordu Allah aşkına. İyice arsız bir kız olmuştu. Allah'tan da mı korkusu yoktu.

"Beni bilirsin geriliyorum biraz." Dedi. Ve çocuklarda gelmişti sonunda. Konuşmanın daha fazla uzamayacağını anladığı için derin bir nefes verdi.

"Bir sabah oğlum bir sabahta bekletmeyin yaa." Dedi Süheyl gelenlere çıkışarak.

"Valla bize bakma kızları bekliyoruz bir saattir." Dedi Atlas tüm suçu Hira ve Hafsa'ya atarken. Ufukta;

"Bazen şu eşarplarının önünü açı ölçerle ayarlayacaklar diye çok korkuyorum. Beyza gibi olun işte iki dakika da hazırlanıp çıkıyor." Dedi elini Beyza'nın omzuna atarken. Evet süt kardeşlerdi helallerdi birbirlerine ama bu durum Süheylin canını fazlasıyla sıkıyordu. Hem Ufuk bu süt kardeş mevzusunu biraz abartıyordu ona göre. Bir an keşke ben Beyza'yla süt kardeş olsam dedi ve bu saçma düşünceyi derhal kovdu kafasından. İyice saçmalamaya başlamıştı. Evet Beyza'ya helal olmak istiyordu ama bu şekilde değildi asla.

MAVİACZ "SESLENDİRİLDİ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin