BÖLÜM 17: BİTTİ💫

2.6K 212 51
                                    


"B-ben öyle demek istemedim. Yani öyle pat diye çok şey oldu. Beyza ben sana aşık oldum."

Arda'nın sözleriyle Beyza'nın gözleri yuvalarından fırlayacak gibi açıldı. Eli  ayağı titriyordu. Evet az çok tahmin ediyordu ama böyle pat diye söyleyince ne yapacağını şaşırmıştı. Yıllardır beklediği itiraf neden Süheylden değilde bir başkasındandı.

"Şey ben en iyisi ben gideyim. Görüşürüz sonra ya da meyiz yani Allah'a emanet ol." Diyip hızla ordan uzaklaşmaya başladı. Kalbi çok hızlı atıyordu. Elli ayağı titriyordu.
Ama neden?
Niye böyle hissediyordu?
Heyecanlanmış mıydı?
Ne için heyecanlanmıştı?
İyi bişey miydi, kötü bir şey mi?
Kafası allak bullak olmuştu saniyeler içerisinde. Niye öyle bir şey söylemişti ki durduk yere?
Ne olacaktı şimdi?
Bir daha Arda'nın yüzüne bakamazdı. Ne saçma sapan bir duyguyu ile yüklüydü şu an. Daha önce hiç tatmadığı bir karmaşa.

*************************

Mahalleye geldiği gibi koruya gitti. Biraz kafasını dinlemeye nefes almaya ihtiyacı vardı. Yani böyle hallolmayacaktı ama en azından mavinin huzura ihtiyacı vardı. Tam deniz kenarına oturup ayaklarını aşağıya sarkıttı. Deniz dalgalandıkça üzerine gelen su damlaları kendini iyi hissettiriyordu. Gözlerini kapatıp dalgaların sesini dinledi bir süre. Kafasındaki sesler susmuyordu bir türlü. Kulaklığını takıp en sevdiği şarkıları son ses dinlemeye başladı. Belki belki bu şekilde biraz olsun durdurabilirdi.

Süheylde okuldan çıktığı gibi koruya gelmişti. Yürürken resmen ayakları yerleri dövüyordu. Sabahtan beri asık suratı ve geçmek bilmeyen baş ağrısı onu daha da sinirli biri haline dönüştürmüştü. Beyza'nın konuşmaları sürekli kafasının içindeydi.

"Çünkü o beni kardeşi olarak görmüyor. Beyza benim kız kardeşim gibi demiyor. Anladın mı bu yüzden Arda sadece Arda. Ama sen abisin sen Süheyl abisin!"

O da görmüyordu. Kardeşi olarak felan görmüyordu. Hiç bir zaman görmemişti de zaten. Ama maalesef ki Arda gibi belli edememişti. Çocuk geldiği gibi safını göstermişti resmen. 

"Hayır. Ya da evet. Sana ne bundan. Lütfen beni rahat bırak ve seni ilgilendirmeyen şeylere karışma."

Hayır dememişti. Ama evet de demişti. Demek ki oydu. Beyza resmen ellerinden kayıp gidiyordu. Birde seni ilgilendirmez diyordu. En çok Süheyli ilgilendirirdi asıl. İlerlerken gözüne çarpan güzel detayla durdu olduğu yerde.

Beyza...

Kulaklığını takmış gözleri kapalı bir şekilde oturmuştu yerde. Deniz'in dalgaları feracesinin eteklerini ıslatıyordu. Öyle güzel bir manzaraydı ki saatlerce izleyebilirdi ama etraftan gelen seslerle tek izleyenin kendisi olmadığını anladı.

"Oğlum çok tatlı kız. Arada bir geliyor sahile denk geliyorum. Bir gün gidip konuşacağım." Yan tarafındaki bankta oturan iki genç çocuğa baktı. Resmen Beyza'ya bakıp saçma sapan cümleler kuruyordu. Başındaki ağrıyı es geçip adımlarını oraya yönlendirdi ve çocuğu yakasından tutuğu gibi kaldırıp yüzüne yumruğu geçirdi.

"Ne diyorsun lan sen!"  Çocuk başka neye uğradığını şaşırsa da kısa bir sürede kendini toparlayıp karşılık vermeye başladı.

"Sana ne lan bekçisi misin?" Diyip süheylin ki kadar sert olmasa da yumruk attı. Çocuğun yanındaki arkadaşı ayırmaya çalışsa da pek bi faydası olmuyordu. Etraftaki insanlarsa film izler gibi izliyorlardı onları.

"Öldürürüm oğlum seni bir daha bu kıza bakarsan. Anladın mı beni?" Diyip ardı ardına yumrukları indiriyordu çocuğa. Beyza arkasında olan hiç bir şeyi duymuyor ve gözleri kapalı müziğini dinlemeye devam ediyordu. Bu an Beyzanın hayatında bıraktığı etkinin somut bir şekliydi. Beyza yapacağını yapıyor ve gidiyordu. Ardında nasıl bir Süheyl bıraktığını bilmiyordu bile.

MAVİACZ "SESLENDİRİLDİ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin