BÖLÜM 12 : YÜK💫

2.7K 216 26
                                    


Gözlerine vuran yoğun ışığa rağmen zorlukla açtı gözlerini. Etraf netleşmeye başladığında kolundaki serumu fark etti. Üzerinde yoğun bir acı vardı.Bir kaç saniye sonra her şey hafızana bir bir düşmüştü. Uyuduğu için bir saatçik duran göz yaşları tekrar mesaiye başlamıştı.

Kendinde gücü bulduğuna emin olduğu gibi doğrulup ayağa kalktı. Maalesef ki kolundaki serumu çıkaracak güç bulamıyordu kendinde. Serumun asılı olduğu askıyıda kendiyle sürükleye sürükleye odadan çıktı.

Koridorlarda koşan insanlar daha da bir kalabalıklaşmıştı. Onların burada olduğu süre zarfınca kim bilir dışarıda neler olmuştu. Sağına soluna baka baka ilerledi. Süheylin yanına gitmeliydi. Ameliyattan çıkmış mıydı? Durumu nasıldı? Kaç saattir uyuyordu? Deli olacaktı. Uzun koridoru bitirince karşısına ona yardım eden hemşire çıkı yeniden.

"Keşke hemen kalkmasaydınız en azından serumunuz bitseydi?" Dedi hızla Beyza'nın koluna girerek.

"Süheyl Süheyl nasıl? Ameliyatı bitti mi? Nerede lütfen yanına gidelim." Dedi hemşirenin ona söylediklerini hiç duymamış gibi.

"Sakin olun lütfen. Tansiyonunuz çok düşük çıktı zaten. Ameliyat bitti yoğun bakım ünitesinde şu an. Görebilirsiniz buyurun gidelim."

Hemşire önce Beyza'nın serumunu çıkartmış sonra da Süheylin yanına girmesi için bir kaç şey vermişti giymesi için. Süheyle yaklaştıkça içinde sanki büyük büyük patlamalar oluyordu. Aralarındaki adım sayısı azaldıkça Beyza daha da bir özlüyordu onu.

Çünkü biliyordu ona ne kadar yakın olursa o kadar uzak olduğunu. Tam baş ucundaydı şimdi. Ama sanki aralarında kilometreler vardı. Elini birazcık daha uzatsa dokunacaktı ama işte aralarındaki mesafe buna izin vermiyordu. Saçları kesilmişti. Dokunmak için can attığı saçlarını kesmişlerdi.

Ama yine de çok yakışıklıydı. Çok çok güzeldi.
Öyle bir araftaydı ki şu an Beyza...
Dokunsa yanardı. Ama dokunmasa da yanardı. Bu çok karmaşıktı. Net olduğu kadar karmaşıktı.

"Süheyl...
Çok çok korkuttun beni. Lütfen bir daha sakın beni bırakma. B-ben sen de gidersen yaşayamam. Bu kadar acıyı gerçekten kaldıramam. Bir başkasını sevmeni kaldırabilirim. Hatta..." boğazı düğümlendi.

Söyleyeceği şeyleri gerçekten kaldırabilir miydi?
Bilmiyordu.
Ama Süheyl yaşayacaksa sanki hepsi olur gibi gelmişti bir an. Sadece bir an.

"Başkasını karşıma karım diye getirmeni de kaldırırım. Çocuklarının beni halaları olarak görmesini bile." Dedi göz yaşlarını silerek. Bağıra bağıra ağlamamak için zor tutuyordu şu an kendini. Elini ağzına kapatarak sesine mani olmaya çalıştı.

"Ama lütfen lütfen sende gitme. İki kez anne ve babamı kaybetmiş gibi hissediyorum zaten. Şu an öyle çok ihtiyacım var ki dizlerinde uzanmaya. Saç derim sızlıyor. Parmaklarının aralarında dolaşması lazım. Vücudum çok üşüyor. Sarman lazım kollarınla. Ama uyanacaksan hepsinden vazgeçmeye razıyım.
Yıllardır olduğu gibi onlar olmadan yaşamaya çalışabilirim. Ama lütfen lütfen bir daha beni bırakma. Anneni ve babanı gördüm. Öyle güzellerdi ki. Onlarda kavuştular anneme ve babama. Bir ben kaldım zaten. Herkeste bir yük olarak bir ben. Şimdi lütfen çabucak dinlen ve aç gözlerini. Uzun uzun bakamasamda ihtiyacım var onlara."

**********************

-Alo Beyza nerdesiniz kızım?

-Sakin ol Eda teyze.

-Ne sakini kızım saatlerdir sizden haber alamıyoruz eve gittik Ömer ve Murat delirmişler meraktan. Sümeyye ve Yusuf'a da ulaşamadık. Nerdesiniz siz Süheyl yanına da mı iyi misiniz?

MAVİACZ "SESLENDİRİLDİ"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin