"Asu bir yavaş da. Aileye katalım derken kızı öbür tarafa göndereceksin.!!"
Kulaklarım neler duyuyor? Ne yani bunlar kendi aralarında konuşmuş mu? Anne nerdesin anne kızını çalıyorlar anne!
"Dert yakışıklılık olsaydı belki anlaşabilirdik Asu. Ama sıkıntı başka. Benim bir erkek de istediğim şeyler, duyan çoğu kişiye 'sana kolay gelsin öylesini bulursan bana da haber ver' dedirten cinsten."
"Sen kriterlerini söyle belki bizim oğlanlardan birisine uyar."
"Kendimi Esra Erol'da gibi hissediyorum şu an. Ama... hadi öyle olsun bakalım uyayım size. Öncelikle kibar olacak, söz verdiği zaman tutacak, onu giyme şunu yapma demeyecek bana güvenecek, fikirlerimi önemseyecek, evlenince evinin kadını çocuklarının anası ol diyecek olan bir hanzoya dönüşmeyecek çünkü ben çalışmaya her türlü devam edeceğim, benimle birlikte oturup kitap okuyacak müzik dinleyecek kısacası zevklerimizin uyması lazım bir de her türlü kıskançlığıma katlanması gerekecek çünkü feci kıskancımdır. Sanırım atladığım bir şey yok hepsi bu kadar."
"Defne sen az önce abimi tarif ettin!" Sena'nın gülen yüzüne bakıp bende güldüm. Ben onu abime yapmaya çalışırken o da beni abisine yapmaya çalışıyor.
"Emin misin Sena? Çünkü abinin benimkilerden aşağı kalır yanı yok gibiydi de."
"Hey! Bir kere görmekle adamı nasıl analiz ettin. Bir şans vermen lazım."
"Birincisi, abimle tokalaştığınız zaman ellerinize pis pis baktı. İkincisi, NE ŞANSI YAHU!"
"Kuzey, söz konusu olan kişi Sena'ysa biraz ciddidir. Kardeşine kimseyi yakıştırmaz. Genel hali o değil yani." Hay yaşa Duru, konuyu değiştirme fırsatı verdin bana.
"Oğuz Tarcan'ı nasıl yakıştırdı peki kardeşine." Tek kaşımı kaldırarak sorduğum soruyla çoğu kişinin suratı buruştu. Burda bir haller var. Deş burayı Defne. Yoksa seni everecekler!!
"Yakıştırmadı. Aslında hiç birimiz yakıştırmadık. Ama Sena inatla burnunun dikine gidiyor."
"Neden ki? Yani çok özel değilse." Ay hadi patavatsızın teki anlatsın bana şunu yan mecralardan öğrenmek zorunda bırakmayın beni.
"Oğuz'un Sena'yı aldattığına inanıyoruz." Bu sefer çayı ağzımda tutamadım. GİTTİ BEYAZ PANTOLONUM!!
"NE DEMEK ALDATTIĞINA İNANIYORUZ! SENA SİZİ DİNLEMİYOR SİZDE KUZU KUZU ATEŞE Mİ YOLLUYORSUNUZ ONU?" Kocaman olmuş gözlerimle baktım onlara. Oyunculuğum gitmiş, yerine baya bildiğin gerçek tepkilerim gelmişti o laflarından sonra.
"Defne yok öyle bir şey sen bunlara bakma. Ben Oğuz'a güveniyorum. O öyle bir şey yapmaz!" Sena benden çok kendisini inandırmak ister gibi söylediğinde bu işin peşini bırakmayacağıma yemin ettim.
"Peki madem siz bu kanıya nerden vardınız?"
"Son ayrılıklarından. Oğuz bi kızla bardan ayrılırken görüntülendi Sena da ona tekmeyi bastı. Tabi Oğuz gelip Sena'ya yalvarıp yakarana kadar. Yok neymiş o kız onun arkadaşıymış çok sarhoş olmuş Oğuz da ona yardım etmiş. Sen olsan inanır mısın buna Defne?" Sena'ya baktığımda başını yere eğmiş öylece bakıyordu. Kendi içinde bunu onunda sorguladığını fark ettim.
"Ben olsam aşkımdan ölsem de dönüp onun bir daha yüzüne bakmazdım." Diyemedim be. Diyemedim çünkü Sena çok kırılgan duruyor. Abi koş gelecekteki karını hanzolar üzüyor koş.
"Belki üstüme vazife değil ama... Barın iç mekan görüntülerine ulaşarak Oğuz'un doğru mu yalan mı söylediğini anlayabiliriz." Hepsinin yüzünde 'sana ne lan sen kim köpek' ifadesi arasam da... Yüzlerindeki şey hayranlıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Esintisi
Romanceİki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bulunca ne oldu peki? Neden her zaman mutlu son verir hikayeler, filmler? Aşık gençler evlenir ve mutlu son? Peki ya sonra ne olur? Bu çiftler...