İzmir'de geçirdiğimiz son gündü bugün. Ve benim sorunlarım büyüktü.
Öncelikle bugüne kadar Kuzey'le bir kere bile baş başa kalamamıştık. Halihazırda bir şeylerden şüphelenen sevgili abim Sena'yla yan yana kalmamayı göze alıp beni yalnız bırakmadı asla. Asla..
Kuzey'se bu süre zarfında daima mutluydu. Arada bulabildiğimiz 5 dakikalık kaçamak molalarda beni ne kadar sevdiğini söyleyip duruyordu. Ve ben korktuğum için bu güzel seven adamı abime anlatamıyordum.
Benim sarının öyle medeni medeni konuştuğuna bakmayın bu safi öküzdür. Bizim ailede medeni biri varsa o da Ömer abimdir. Bende aileme Kuzey'i anlatırken ordan yürüyeceğim zaten.
DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIRMIŞ A DOSTLAR. Bende abime ve Seda'ya sarılacağım.
Eh abime Kuzey'i anlatamadığım içinde doktor meselesini geçiştiremiyorum. Hal böyle olunca korkudan Kuzey'e de anlatamıyorum. Kim sevgilisine birisiyle görüşmek zorunda olduğunu söyleyebilir ki? Hele böyle güzel seven bir sevgiliye.. Ay benim canım sevgilim..
Bok yoluna gidiyorum saygılar!
"Defne biz uçakla mı dönsek bugün? Gümrükte tır kalmış benim hemen dönmem gerekli." Abim elinde telefon geldi yanıma. Kızlarla bahçede oturup kahve dedikodu ikilisinin dibine vuruyorduk. Gerçi ben biraz düşüncelere dalmıştım ama olsun.
"E araban ne olacak?"
"Hay ben böyle işin... Arabayı unuttum ben ya. E kalk şimdi çıkalım bari. Ama o da olmaz benim hemen İstanbul'da olmam lazım. Ne yapacağız Defo çalıştır saksıyı."
"Sen uçakla git bende arkandan arabayla gelirim abicim." Hadi evet de evet de nolur. Sen evet de ki bende sevdiceğime kavuşayım. Hadi be abisi hadi.
"Yok yok ya sen yorulma öyle kaç saat yol. Ben bi bakayım Ömer halleder belki." Beni tek bırakmamak için... ÖKÜZ!
Bak yine sinirlendim.
"Ulan şirketi batıracak beni tek bırakmasın diye!"
"Dur ben ikna etmeye çalışayım." Diyip koşarak abimin peşinden gitti Sena. Bende fırsat bu fırsat Kuzey'ime koşayım bari.
"Kızlar abim beni ararsa ne yapacağınızı biliyorsunuz."
Koşup içeri girdim. Abimin bir yerlerden çıkması riskine karşılık hızlı olmam lazımdı. 1 haftadır herkes bizim bu halimize alışmıştı. Oturma odasında dev ekranın önünde Fuat'la futbol oynayan Kuzey'i kolundan tuttuğum gibi çektim. Mesajı almasıyla elindeki oyun konsolunu yere fırlatarak peşimden geldi sevdiceğim. Hızla Sena'nın odasına daldık. Burası da bir haftadır buluşma mekanımız oldu. Aynı evin içinde hasret kaldık.
"Güzelim..." Kolları belimdeki yerini aldı hemen. Sıkı sıkı sarılıp saçlarımı koklayarak öptü.
"Özledim.." Güzel gülümseyişi kulaklarıma bayram ettirdi yine.
"Çok seviyorum be Defne'm çok seviyorum seni." Gözlerine baktım doya doya. Bir elimle saçlarıyla oynarken diğer elimle yüzünü okşuyordum. Yine her zamanki gibi yüzünü elime dayamıştı. Kedi gibiydi Kuzey. Sürekli onu sevsem hiç gık etmezdi. Avucumun içine öpücük kondurduğunda içimde bir şeyler titredi. Kuzey'in üzerimdeki etkileri her geçen gün artarak çoğalıyordu...
"Alparslan'la ne zaman konuşacaksın? Ben böyle sana hasret kalmaktan yoruldum. Elini tutup özgürce ben Defne'me aitim diyemeyeceksem başlarım böyle işe." Al işte yine içime öküz oturdu. Ah hala ah.. benden aldığın ah'lar yüzünden yatacak yerin yok senin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Esintisi
Romantizmİki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bulunca ne oldu peki? Neden her zaman mutlu son verir hikayeler, filmler? Aşık gençler evlenir ve mutlu son? Peki ya sonra ne olur? Bu çiftler...