Ben sözde geçen hafta bölüm yayınlayacaktım unutmuşum tüüğ bana. Buyrunuz efenim birazcık geç oldu ama alışma süreci diyelim.
İyi okumalar...Sanki daha önce yan yana gelmediğim insanlarla görüşecekmiş gibi gerildim bir anda. Kapıyı açmaya giden Kuzey'i durdurup bana bakmasını sağladım.
"Kıyafetim düzgün mü? Yoksa başka bir şey mi giysem?"
"İyisin hayatım." Diyerek tekrar kapıya yöneldi Kuzey. Ve ben onu tekrar durdurdum.
"Ay Kuzey açmasak mı ya kapıyı? Ben sanırım gereksiz bir heyecana kapıldım. E birde şimdi senin evindeyim falan ya yanlış anlamasınlar? Bak sonra o Nevrez cadısı duyar laf eder falan. Kaldıramam bak saç baş girişirim sonra yengene." Kuzey bana dönüp ellerini kollarıma koydu. Güven veren gözlerle bakıyordu bana.
"Güzelim benim. Onlar senin arkadaşların artık. Ayrıca buraya benim için değil senin için geldiler. Ve inan bana hiç birisi annesine bir şey söylemez." O sırada Ali'nin kapının diğer tarafından bağırışı Kuzey'in lafını kesti.
"Şu salak evimizi başımıza yıkmadan kapıyı açsak mı?" Aklımda evimiz kelimesi kalbimde Kuzey'in verdiği aşkla kafamı salladım bir anda.
El ele gidip kapıyı açtığımızda karşımızda sırıtan bir Ali ve ardında sıkılmış bir kuzen grubu duruyordu.
"Bastık sizi değil mi bastık? Öpüyor muydun lan yine kızı? Zaten fırsat buldukç... Ne vuruyorsun be? Asu, Duru ne biçim kardeşsiniz lan kurtarsanıza abinizi." Kuzey, Ali'yi döve döve içeri sokarken Ali çığlıklarla bağırıyordu.
Benim yerime de vur sevgilim şu hadsiz gevşeğe!
"Yengelerin en canisi bari sen kurtar be. Ahh vurmasana oğlum. Bak çok pis dalacağım sana Kuzey, ama dua et sevgilin burda. Lan! Gavura mı vuruyorsun!?" Fatih, Ali'nin çığlıklarından bıkıp onu Kuzey'in elinden kurtarırken kızlar olayı izlemeyi kesip içeriye girdiler.
Hepsiyle tek tek sarılıp kırk yıl görüşmemişcesine hasret giderdik. Yelloz hariç. Onunla saçma bir tokalaşma sarılma arası bir şey yaşıyorduk ki Ekin gelip yelloz yengesini itikledi kalçasıyla.
"Ay yengelerin en en en bi tanesi Defne'm benim. Ay nasıl özlemişim canım yengem. Ay Ulusoy'ların biriciği. Canım benim." Ekin'in bana yapışmasını kesen ise Sena'ydı. Ekin'in yelloza yaptığını Sena'da ona yaptı.
"Defolun be! Benim yengem o sizi gidi köpekler bulaşmayın abimin sevdiceğine. Defne kuşum iyi misin? Yiyecekti bu caniler seni az daha!" Kızlarla içeriye kahkaha atarak girdim.
Tam o sıra Kuzey'in gülen gözlerle bana baktığını fark ettim.
"Sen az önce bana 'yengelerin en canisi' mi dedin? Yoksa inşallah benim kulaklarım mı yanlış algıladı?" Ali'yi görür görmez tehdit dolu gözlerimi ona çevirdim.
"Kesinlikle öyle dedi sevgilim." Diyerek ateşi körükledi Kuzey.
"Kızım tamam bu çocuğa tuzlu kahve içir dedik de tuzlu su neydi be? Cani değilsin de nesin?" Dediğinde benim yüzümde sırıtış, Kuzey'in ise o tatsız anları hatırlamanın verdiği hüzünle karışık bir surat buruşması vardı.
"Cidden nasıl kıydın bana ya?" Kanmam ben bu tatlı yüze yalnız. Kendimi Kuzey'in yanına attım.
"Valla ne yalan söyleyeyim her anından keyif aldım. Özellikle yüzündeki büyük gururla tuzlu kahveni içip de ardından o suyu içmen. Yüzündeki o şok ifadesi öyle hoşuma gitti kii. Bir daha şansım olsa bir daha yaparım yani." Hayretle yüzüme bakıyordu ama suratında alaycı bir gülümseme vardı onunda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey Esintisi
Romanceİki kalp vardı birbiri için atan. Ayrı yerlerde birbirlerini arayan iki insan. Defne ve Kuzey birbirlerini bulunca ne oldu peki? Neden her zaman mutlu son verir hikayeler, filmler? Aşık gençler evlenir ve mutlu son? Peki ya sonra ne olur? Bu çiftler...