Diren Defne

136 12 1
                                    

Küçük ayyaşları güç bela eve getirip üstlerini başlarını değiştirmeden yataklarına atıp çıktım evden. İşim var çünkü. O Kuzey yıldızına beni bırakıp gitmek ne demekmiş göstereceğim!

"Sena'm abin yalıda mı?"

"Sana da merhaba Defne. Saatten haberin var mı?"

"Evet gecenin 3'ü. Şimdi, abin nerde?" İnsan gecenin 3'ünde görümcesini arayamayacaksa o görümce neden var ki?

"Kendi evinde. Boğaziçi sitesi. Konum atmamı ister misin?"

"Konuma gerek yok da güvenliklere ulaşıp Kuzey'i aramadan beni içeri almalarını sağlayabilirsen hayır demem." Derin bir nefes aldı Sena.

"Bunlar sana yol, su, elektrik olarak dönecek biliyorsun değil mi görümgecim?"

"O günleri dört gözle bekliyorum görümgecim."

Telefonu kapatıp gaza yüklendim. Gecenin köründe yolda olmanın tek iyi yani trafiksiz hayat. 15 dakikada Maslak'dan Beşiktaş sahiline gelmek gündüz vakti sadece hayal edilebilecek bir durum.

Çoktan Boğaziçi sitesine gelmiştim. Güvenlik kulübesine yaklaşıp sağ camı indirdim.

"Merhaba. Kuzey Ulusoy'a gelmiştim Defne ben. Sena Ulusoy haber verecekti geldiğimi size."

"Buyrun Defne Hanım B. Blok üst kat Kuzey Beyin dairesi."

Güvenliğin turnikeyi kaldırmasıyla arabamı park edip hızla indim. İyi ki içmemiştim. İçseydim bunun bin katı cesaret gelirdi de direk arabayla bile eve girebilirdim. Evet bende o potansiyel var.

Bir yandan kapıya vuruyor bir yandan zile basıyordum. Baskın dediğin böyle olur çünkü. Alayım bir aklını. Kapı açıldığında hızımı alamayıp göğsüne vurdum.

Göğsüne derken baya göğsüne. Çıplak göğsüne!

"Defne?" Ben şokla ona bakarken o da bana şokla bakıyordu. Aklını alayım derken aklımı kaybetmiştim.

"Gir içeri. Bu nasıl bir kılık acaba? Sen tüm kapıları böyle mi açıyorsun?" Eve Kuzey'i iterek girip kapıyı kapattığım gibi azara başladım. Allah'ım gözüm kayıyor. Aşağı bakma kızım Defne hadi irade. O kollar ne öyle beee. Kollara da bakma Defne!

"Kapım alacaklı gibi çalındı da eh uyku sersemiyim tabi. Eşofmanı giydiğime şükret istersen."

Ben iyi değilim!

Bir an onu öyle uyku halinde hayal ettim de. Hiç iyi değilim!

Kuzey beni şaşkın bir şekilde arkasında bırakarak içeri yöneldi. Siyah ayakkabılarımı ve deri ceketimi çıkarıp çoktan elimden düşürdüğüm çantamın yanına attım ve öküzümün peşinden gittim.

"Niye geldin? Arkadaşlarınla kalsaydın ya?" Muhteşem manzaralı salonun koltuğuna kendisini atıp başını geriye yasladı. Gözlerini kapatıp beni neredeyse yok saydı. Ben mi? Ellerim itinayla belimdeki has yerine geçiş yaptı. Sağ ayağım ileri çıkmış yeri tempo ile dövüyordu. Bu fırtınanın geldiğinin göstergesiydi işte.

"O kadar ahkam kestin ben gelmeyince gerçekten eve gelip uyudun mu sen?"

"Ne yapsaydım? Sevdiğim kadın beni gram sallamamışken, elimi tutup benimle gelmemişken, açık bir dille nereye istersen git demişken oturup seni mi bekleyecektim?"

Kuzey EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin