şarkı: worlds apart-ash
"Sakin ol."
"Kitabın kendilerinin olduğunu söyleyen köken vampir konseyinin peşimde olduğunu söylüyorsun, ailem kaçırılmış ve yaşayıp yaşamadıklarını bile bilmiyorum, şu -yoongi'yi işaret ettim- beni dönüştürürseniz her şeyin biteceğini söylüyor, sakin mi olayım?!"
Namjoon baş parmağındaki ve işaret parmağındaki yüzüklerin parlamasını sağlayarak kendi sakinleşmek adına iki kaşının arasını ovuşturmuş ve derin bir nefes almıştı. Yoongi ona 'şu'diye hitap etmeme sinir olmuş bir şekilde yüzünü buruşturdu.
"Çok konuşuyor bence dönüştürelim."
"Onun büyücü olduğundan bile emin değiliz." Dedi Jin ve Namjoon'a döndü.
"Büyücü meclisi onun yanında olmayacaktır. Zamanında büyükannesi tüm soylarını lanetlediği için olabilir." Diyerek açıklamasını devam ettirdiğinde inanamaz bir şekilde onlara bakmıştım.
"Küçük bir kızı sakinleştirmek dışında yapacağım daha önemli işler var Kang Gemma." Namjoon sözüne devam edeceği sırada gözlerimin karardığını hissettim ve keskin dilimi dişlerime vurdum.
"Şu an ilgileneceğin en önemli iş benim!" Krew in toplu bir şekilde durduğu masaya doğru bir adım attığımda yanımda duran Jimin çıldırmış halime bakıyordu.
"Hiçbiriniz hiçbir şeyin farkında değilsiniz. Beni öylece ölüme sürüklemenize izin vermeyeceğim. Daha kendi içinizde-"
Jimin onun planını deşifre edeceğimi düşünmüş olmalı ki mor irisleri irileşeceği sırada onu rahatlatan Taehyung'un ayağa kalkarak sözümü kesmesi olmuştu.
"Kendini bu kadar önemli görme." Dedi mühür ve kitabı ima ederek. Bana doğru bir adım attığında ateşimin yükseldiğini ve göz kapaklarımın ağırlaştığını hissettim. Yaydığı güçlü aura dişlerini çıkarmış bir kurdun bile saklanacak yer aramasını sağlayacak cinstendi. Gücünü kontrol etmekte zorlanmıyordu, duygularını hiçbir şekilde dışa vurmuyordu. Onu dokunulmaz kılan bu'ydu. Onu vurmam gereken yer de bu'ydu.
"Seninle işimiz bittiğinde ölmüş olmayı dileyeceksin."
+
"Bir daha.." görünmez parmaklar boğazıma sarıldığında ve nefesim boğazımda tıkılı kaldığında sesimi çıkaramadım. Jimin ellerini arkasında bağlamış, nefesimi kesmek için yaptığı büyü yüzüden mor irisleri yakıcı bir şekilde parlamıştı.
"O konu hakkında tek bir kelime edecek olursan sen konuşamadan nefesini keserim, anladın mı?"
Ciğerlerim çığlık atarak nefes almam için yalvarırken gözlerimin karardığını hissettim. Ellerim boğazıma giderken sesim çıkmıyordu.
"Anladın mı dedim?" Diye yinelediğinde gözlerim kızarmış ve yaşlar yanaklarımdan akmaya başlamıştı. Başımı sallayarak onayladığımda gözlerindeki alevler buz olmuş, büyüyü çekerek Krew in birkaç dakika önce gittiği koridora sapmıştı. Derin bir nefes alarak akan yaşları elimin tersiyle silerken yanan irislerimle Jimin'in arkasından baktım ve yumruklarımı sıktım.
"Hepiniz bu yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz."
Fısıltım boş ve ıssız koridorda duvarlara çarparak bana geri döndüğünde yumruklarımı serbest bıraktım ve koridorun tersine, bar çıkışına doğru adımladım. Lona herkes çıktığında yukarı çıkmıştı, beni bekliyordu. Namjoon vampir konseyi beni bulmadan benim krallığa gitmemi ve duruşmadan zaman kazanmamı istiyordu. Üstü kapalı konuştuğu için hiçbir şeyi netleştiremiyordum kafamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
krew
Fantasyinsanlar kendilerinden farklı,güçlü olan her şeyden korkarlar. fantastik/fanfiction by; arisaak