'27|zamiana

1.3K 163 42
                                    

Karıncalanan zihnimin iplerini elime almaya çalışırken bedenimin olağanüstü yandığını ve titrediğini hissedebiliyordum. Sanki beni bu hale sokan kendi zihnimdi, her şey benim etrafımda dönüyordu. Vücudum,ruhum tek bir yöne yönelmeye çalışıyor ve ben onları tuttukça asabileşiyorlardı.

"Uyanıyor."

Lona'nın yumuşak sesi bilinçaltımın derinliklerine ulaştığında kulaklarımdaki şarkı hala diriydi ve bedenim hala büyü etkisindeydi.

"Gemma."

Jimin'in sesi de bana ulaştığında derin bir nefes alarak gözlerimi irice açmış ve ani bir refleksle vücudumu ileriye doğru itmiştim. Lona'nın omuzlarımdaki elleri çekildiğinde derin nefesler alarak parmaklarımı atışını duyamadığım kalbime götürdüğümde vücudumun ve saçlarımın ıslak olduğunu fark etmemle kaşlarım çatılmıştı. Bir haftadır kaç kez ölümle burun buruna gelmiştim?

"İyi misin?"

Lona telaşını saklayarak kırmızı iri gözlerini üzerime tuttuğunda onaylar anlamda başımı salladım ve ne olduğunu kavramak istercesine etrafa bakındım. Perili orman ile Elf Krallığını ayıran sınır olan nehrin öbür tarafındaydık.

"Büyünün etkisiyle bize saldırınca bayıltmak zorunda kaldık. Perilerin nehrin diğer tarafına geçmeleri yasak olduğundan buraya gelemezler."

Nehri baygın bir şekilde geçtiğime inanamıyordum. Kayalıkların üzerine vuran ve oldukça masum görünen dalgalar orman bitimindeki şelaleye doğru hırçınlaşıyor ve birbirlerini itiyorlardı. Fazlasıyla derin olduğuna ve içinde bir sürü fantastik canavar olduğuna yemin edebilirdim. Beni geçirmek fazlasıyla zor olmuş olmalıydı. Perilerin içimizdeki en yoğun duyguyu ortaya çıkardığını söylemişti Jimin, onları öldürmek istediğimi şu ana kadar fark etmemiştim bile. Zihnimde sürekli bunu yapmamı söyleyen bir ses olsa bile.

Büyük Köken Jeon Hanedanlığı

Yeşil mühür; kralın kesinlikle değiştirilemez emirlerini içeren mühürdü. Kırmızı mühür; sadece soyluların kullanabildiği ırk sınırları arası geçişi sağlayan mühürdü. Sarı mühür ise örgüt, nesne ya da kişilerin yerini bulmada kullanılan ve asırlar önce büyücülerden vampirlere geçmiş mühürdü.

Başkentin en korunaklı yerinde bulunan Jeon Malikanesi yıllardan beri ayaktaydı ve köken ailenin gücüne yaraşır bir şekilde şaşalı, karanlık ve korkutucuydu.

Jungkook kazıklardan oluşan demir kapının yavaş bir şekilde açılışını ve büyük bahçedeki yüzlerce eğik başa bakarken yüzü ve vücudu kasılmış bir şekilde bekliyordu.Bu eve gelmeyeli yüz yıldan fazla olmuştu ve gerçekten zorunda olmasa buraya tek bir adım atmazdı. Büyük Jeon Köken ailesi onun için sadece kelimelerden ibaretti. Kraliyetin kuruluşundan bu yana gücün temsili olan; gece siyahı saçları, sopsoğuk kırmızı irisleri ve asillikleriyle bilinen, korkulan bu aile üstünü örtmek istediği çocukluğunun zehiriydi.

Jeon Tyal'ın koyduğu kurallar kesin ve keskindi. Soyun devamı için çocuklar üçüncü kuşak soydaşlarıyla evlenecek, sıraları gelene ve Tyal uygun görene kadar devlet işlerine karışmayacaklardı. Jungkook babasının koyduğu bütün kuralları gözünü kırpmadan çiğnemişti. Konseyin kuralına kulak asmadan her şeyden çok sevdiği Victoria'yı yeniden hayata döndürmeye çalıştığında meclis karşısına çıkarılmış, Tyal'ın izni olmadan Krew'e girdiğinde ve evlenmeyi reddettiğinde malikanenin ve ailenin kapıları sonsuza dek kapanmıştı onun için. Geri dönmeyi aklının ucundan bile geçirmemişti ve geri dönemezdi zaten.

Bahçedeki iki heykel havuzun arasından kendisine yönelen kişiyi gördüğünde kasılan yüzü saniyelik gevşemişti. Kız kardeşi Lerona'yı en son gördüğünde diz boyuna bile gelmiyordu. Şu an ise uzun ve bembeyaz bacakları siyah mini elbisesinden parlıyor, beline dökülen simsiyah saçları ve alaylı soğuk kırmızı irisleri Jeon olduğunu belli edecek şekilde ışıldıyordu. Kapı sonuna kadar açıldığında vakit kaybetmeden içeriye doğru bir adım attı ve gitmeden önce söylediği sözlerin ve karanlık geçmişe yad ettiği her laneti çiğnemiş oldu.

krewHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin