· giriş : iflilak ·

494 41 30
                                    

Beni buradan çıkaracak olan her ne ise, bir an evvel kendini göstermesi için yalvarıyordum içten içe. 

Daha ne kadar dayanabilirdim? 

Bu karanlık, ya sonum olursa?

Bu ihtimali her düşündüğümde, küçük bir çocuğun yüzündeki tebessümün kayboluşu misali kayboluyor yüreğimin ışığı. 

Yine karanlığa gömülüyorum. 

Neyse ki yabancı değil hiçbir şey, melûf bir ağırlık bu üzerimdeki. 

Öylece bekliyorum gelecek olan ışık hüzmesini. 

Çaresizce, bekliyorum işte. 

Bazen öyle bir ruh haline bürünüyorum ki ışık olmadan da bulurum yolumu ve çıkarım içimi kemiren bu karanlıktan gibi geliyor. 

Saf hayaller... 

Önümü dahi göremez iken, çıkış yolundan bîhaber iken, nereden geliyor bu cesaret de pişmanlık süzgecinden geçmiş kararlar alıyorum, bilmiyorum.

Üşüyorum. 

Yıllardır derin sularında kaybolmuş olduğum okyanus iliklerime kadar işliyor. 

Damarlarımdaki sızlama zihnimin bir oyunu olmaktan çok uzak. 

Buna rağmen bu ürkütücü soğukluğu arka plana itekleyen bir his tüm bedenimi ele geçiriyor: Korku.

Derinliklerinden bîhaber olduğum sular beni ölesiye korkutuyor, nefesimi kesiyor. 

Etrafıma bakıyorum, bir kara parçası görsem, buradan çıkabileceğime, kurtulabileceğime dair bir umut tohumu atılsa yüreğime, çabalayacağım. 

Çabalayacağım.

Lâkin bu hiçlik içerisinde ne kadar çırpınırsam çırpınayım, nafile. 

Hedefi olmayan bir insanın koşması ne kadar anlamsız ise, aynı ruh haline bürünmüş olan ben fazlasıyla yorgunum her şey için. 

Koyu sulara kendimi bırakalı yıllar oldu sanki. 

Kulaçlarım bir anlam taşımıyor artık. 

Gideceğim bir yer yok ki zaten. 

Tutunacağım sağlam bir dalım yok. 

Olanların hepsini kırmakla meşhurum.

Simsiyah bir bataklık sanki benim okyanusum. 

Çıkmak için senelerimi verdiğim, fakat kurtuluşu hep yanlış yerlerde aradığım bataklığım. 

Her seferinde daha da kirlendiğim bataklığım. 

Vazgeçtiğimde ise beni boğan bataklığım.

Rabbim... dedim içimden. 

Yakarırcasına hani. 

Ben ki senden ziyadesiyle uzağım. 

Ruhum, bedenim, zihnim, kalbim... 

Sen'den çok uzak ve de yıpranmış.

Kimsem yok. 

İçim benden kopmuş, gidiyor. 

Ne tutup geri getirmeye gücüm var, ne de gitme demeye. 

Sesim çıkmıyor. 

Sanki bedenimin kontrolü bende değil artık. 

Duvarların arasında acı çeken bir varlığım yalnızca. 

Sen ki sessizliğimi işitensin, gönlüm varlığını haykırıyor. 

Ne olur kurtar beni bu bataklıktan.

Benim gücüm kalmadı.

Benim hiç gücüm kalmadı.

iflilak: yeryüzünü bulutlar kapladıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin