***
"Kesinlikle hile yapıyorsun chang-sshi! Kazanman imkansız"
Sızlanarak başarıma laf atan Jungkook ile gülerek konuştum.
"Ha ha bundan sonraki kıyafet alışverişi senden. Dur ne demiştin? Gardırobumu yenileyeceğim!"
Ben zevkle kahkaha atarken Jungkook değişik homurtular çıkararak oyunu durdurdu. Ben ona "Ne yapıyon ya" bakışı atarken bir anda sırıttı ve kumandayı koltuğa bıraktı.
"Changyang~"
Büyük ihtimalle seksi olduğunu düşündüğü bir ses tonunu kullandı. Açıkçası saf hali daha sevimliydi ama şu an kesinlikle(!) bunu düşünmüyordum. Koltuk kenarına sırtımı yaslayarak ayaklarımı uzatmıştım. Jungkook'da bundan yararlanarak bir elini belimin yanından koltuğa koydu ve yavaşça gözlerime bakarak yaklaşmaya başladı. O bana yaklaştıkça gözlerimi kaçıracak alanım daralıyordu. Ayrıca kolu yüzünden hareket bile edemiyordum. İnsanlarla göz teması kuramıyordum işte! daha niye yaklaşıyorsun be insafsız çocuk! Bunları düşünürken eski bir kare canlandı zihnimde.
Flashback
Yine parkta oynuyordum bu gün. Annem gideli az çıksam da oynayabiliyordum işte..
Herkesin "hayali" sandığı arkadaşımla salıncakta sallanıyordum. Bir anda homila'nın ortaya attığı fikirle ona döndüm.
"Atlasana changyang"
"Yapabilir miyim ki Homila ?"
Kafasıyla beni onayladı. Anlık olarak cesaret gelmişti. İlk defa salıncaktan atlayacaktım havalı ablalar gibi.
"3,2,1 atla!"
Dediği anda kendimi salıncaktan aşağı bıraktım ayaklarım hafif acısa da o anın mutluluğuyla unutmuştum.
"Başardım!"
Ayaklarıma bakarak söylemiştim.
"BAŞARDIMM!!"
Zıplayarak zafer dansı kutlaması yaparken Homila kıkırdadı ve konuştu.
"Kendine inanırsan her şeyi yaparsın changyang"
"O zaman uçmayı öğreneceğim! Sonra senide alıp bultlara çıkardık. Hatta Oksijen maskesi alıp uzaya bile gidebiliriz. Sana Satürn'de dondurma alırım."
Biz dediklerime gülüşürken bir ses duyuldu.
"Hav hav"
Sesin geldiği yöne baktığımızda görüş alanıma beyaz pofuduk bir köpek girmişti. Gülümseyerek köpeğin yanına ilerledim fakat köpek arkaya doğru gitti.
"Gitme köpekcik"
Diye fısıldadım arkasından.
"Bence oraya gitmemelisin changyang."
Homila beni uyarsa da köpeğin peşinden gitmiştim. Keşke gitmeseydim...
O sırada girdiğim çıkmaz sokakta beni sıkıştırmıştı iki tane abi."Abi bu kö-köpek sizin mi ?"
Onlarsa hiç güzel olmayan bir sırıtışla bana doğru yaklaştılar. Geri geri giderken ayağımla yanlışlıkla köpeğin patisine basmıştım. Hızla köpeğin yanına çöktüm ve patisini öpmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Light / Park Jimin / Tamamlandı
FanfictionKimsenin görmediklerini görmüştüm.. Yaşamak için tutunacak bir dal arar olmuştum. Korkuyordum.. Yalnızdım.. Yine ve yine.. Fakat şunu öğrenmiştim kısacık hayatımda çoğu şey sahteydi. Aynı zamanda sana "destek" olanlar. Aslında Hayat yalandan ibarett...