*26.İlk öpücük*

280 31 7
                                    

Hıçkırıklarımı dindirmeye çalışırken balkon demirlerini kavrayan ellerimi sıktım. Hızla elimin tersiyle gözyaşlarımı silerek balkondan çıktım ve salona geldim. Fakat kimse yoktu. Kaos kokan salondan çıkarak hızlıca jin oppa ile jimin oppanın kaldığı odaya ilerledim ve kapıya vurdum. Yavaşça kapıyı açarak içeri girdim. Hararetle nefes alıp veren ikiliyi gözlerimle süzdüm. Benim yüzümden kavga mı etmişlerdi? Sessizliği bozmak adına konuşmaya başladım.

"Bu sefer kimsenin kalbi umrumda değil. Kırılırsa kırılsın ben sadece gerçekleri söyleyeceğim."

Bana arkaları dönük olan iki bedenin arasında gözlerim mekik dokurken konuşmaya devam ettim.

"Hepiniz aptalsınız."

Bana doğru hızla dönen jimin dehşetle bedenime bakmaya devam etti.

"Aptalsınız çünkü benim gibi ahmak bir kızın aranızı bozmasına izin veriyorsunuz! Siz kardeşsiniz. Böyle ufak şeylere büyük tepkiler vermemelisiniz. Özellikle de benim yüzümden kavga etmemelisiniz. Siz BTS'siniz. Çoğu insana umut, çoğu insana ilham perisi oldunuz. Şimdi kendinize gelin ve saçma şeyler için kavga etmeyi kesin! 

Derin bir nefes vererek konuşmaya devam ettim..

"Hepiniz çok agresifsiniz ve istem dışı ses yükseltmelere oldukça sık rastlanır oldu..."

Kısa bir sessizlik oluştu.

"Sorun ne?.. Sorun ne ?!! Bir derdiniz var ama bunu dışa yansıtmamalıyım diyerek birbirinizden ayrılıyorsunuz. Bunun sonu huzur değildir. Bunun sonu yalnızlıktır."

Yumruklarımı sıkarak derin bir nefes alıp verdim.

"Neyse ne. Ben yatıyorum. Yarına kadar aranızdaki bu aptalca atışmalara son verin. Sizi seviyorum"

Arkamı döndüm ve kapı kulbunu indirerek dışarı çıktım. Hızla odama ilerlerken unicorn pijamamın kuyruğundan çekilmesiyle adım atmayı bırakarak arkama döndüm. Uykulu olduğunu belli edercesine kısık gözlerini yere diken jungkook'a döndüm.

"Bir sorun m-"

"Özür dilerim. Sabah biraz fazla tepki gösterdim changyang"

Gülümseyerek ona dönmeye yeltendim. Fakat tuttuğu kuyruğum engel olmuştu. Eline bakarak kuyruğumu işaret ettim.

"Bıraksan mı jungkook-ah ?"

Gülümseyerek elini pijamamdan çekti. Elini çeker çekmez üstüne atlamıştım. Bir anda atlamamla afallasa da daha sonra kollarımı boğarcasına sıkarak birkaç saniye öyle durdum.

"Tamam, nefesim kesiliyor"

Zoraki bir şekilde söylediği cümleye kıkırdarken arkadan jungkook'un gözlerine siper eden ışıkla onu sıkmayı bıraktım. Nefes almanın verdiği imkanla ciğerlerini havayla doldurdu.

The Last Light / Park Jimin /  TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin