Kaşlarımı çattım. Menajer sunbae ile yakın olduğumdan sırtına atlayarak huysuzca konuştum.
"Küçük hanım sensin. Şimdi beni ofisine götür psikopat menajer"
Bacaklarımı beline sararken ofisin zıt tarafındaki odaya gittiğimizi fark ettim.
"Heeey. Neden oraya gidiyoruz?"
Cevap vermedi, sadece yürüdü.
"Sana diyoruuum?"
Tekrar sessiz kalmasıyla bende susarak olacakları beklemeye başladım. Odanın önüne geldiğimizde beni yavaşça indirerek kapıyı çaldı. Kapının ardından özlediğim bir ses yükselirken gözlerim dolmaya başladı. Kapının kulbunu kavrayarak kapıyı açtım ve içeri daldım. Lee Sunbae arkamdan odaya girerken beni ayakta karşılayan babama bakmakla yetindim. Benim babam ölü diye bilinirken şu an dolu gözleriyle karşımda duruyordu. Kollarını yavaşça havaya kaldırdı. O da tereddüt ediyordu demek ki..
Ona deli gibi sarılmak istiyordum fakat içimdeki ses konuşmaya başlamıştı.-O bir katil changyang. Ona sarılmamalısın.
Tam ayaklarım geri gitmeye hazırlanıyordu ki farklı bir iç ses yankılandı.
-O senin baban changyang. O senin geminin kaptanı. Koş ve ona sarıl.
Resmen şu an filmlerdeki ikilemi yaşıyordum. Gözlerimi sımsıkı yumarak içimdeki seslere orta parmak çekerek susturdum ve koşarak babamın yanına gidip havadaki kollarının altına girerek sımsıkı sarıldım. Annemin katili babama şu an sarılarak ağlıyordum. Hıçkırıklarım duyulmaya başladı bu özlem dolu sessizlikte. İç çekerek hıçkırıklarımı yutmaya çalışıyordum. Sadece çalışıyordum...
****
Sessizlik...
Ortam fazla sessizdi. Babamın kucağında bir bebek misali oturuyordum. Hayatımın yalanını bağıra bağıra ortaya çıkarıp yüzüme çarpmasıyla sesimi bile çıkaramıyordum. Sessiz odada sadece menajer sunbae ben ve babamın nefes alış verişleri duyuluyordu. Kısa bir süre sonra bu seslere benim kıkırtılarım da eşlik etmişti. Menajer delirmemin şüphesiyle gözlerini kısarak bana baktı. Ona dönerek konuştum.
"Henüz delirmedim, merak etme sunbae"
Babama dönerek gülümsedim.
"Katil olmamana sevindim."
Yanağımı nazikçe öperek geri çekildi.
"Tepki vermemene sevindim minik kızım"
Birkaç saat boyunca eski anılarımızdan bahsetmişik. Menajer sunbae ise gülmekle yetinmişti. Kolumdaki saate gözüm kayarken panikle ayağa kalktım.
"Üzgünüm baba. Eğer yurda gitmezsem yoongi oppa beni eve almayacak acele etmeliyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Light / Park Jimin / Tamamlandı
FanfictionKimsenin görmediklerini görmüştüm.. Yaşamak için tutunacak bir dal arar olmuştum. Korkuyordum.. Yalnızdım.. Yine ve yine.. Fakat şunu öğrenmiştim kısacık hayatımda çoğu şey sahteydi. Aynı zamanda sana "destek" olanlar. Aslında Hayat yalandan ibarett...