Medya:Suga
Güldü ve bana boynundaki kolyeyi uzattı.
"Bu senin olsun noona."
Kafamı sağa sola salladım ve elini ona geri ittim. O anda gülerek kafamı da yere eğmiştim.
"Teşekkürler Yun, ama o sana ait."
Yüzüne baktığımda gözleri dolmaya başladı. Hızla boynumdaki kolyeyi çıkardım ve ona uzattım.
"Eğer bunu alırsan kabul ederim."
Yanağındaki minik yaşı sildi ve güldü.
"Olur noona!"
Kolyemi ona uzattım ve onunkini boynuma takarak koşturan menajere baktım.
"Hoşçakal"
Güldü ve el salladı.
Ben de el sallayarak korumaların olduğu yere adımlamaya başladım
***
Havalimanı kaldırımında ayağımla rahat ritimler tutarken kendime benzettiğim menajer bir anda bıkkınlık içeren bir nefes verdi. Onun bıkkınlık içeren ani sesiyle, masum ve uslu kız imajımı bozmadan kafamı usulca yüzüne kaldırdım. Derin bir nefes verdi ve baş parmağı ile işaret parmağını kapattığı gözlerinin üzerine koyarak ovdu. Daha çok *Neden hayat bana sürekli orta parmak çekiyor* diyordu. Galiba.. işlerin her zaman doğru gitmediği tek kişi ben değildim. Derin bir nefes vererek bitik ve sessiz bir şekilde elini indirdi. Elini hafifçe kaldırarak üyelerin ilerlediği tarafı işaret etti.
Menajer:"Aish! sen diğerleriyle git."
Kafamı sallayarak önümdeki siyah arabaya doğru adımladım. Menajer gergindi... Sonuçta her gün grubunun olduğu uçak bir ülkede mahsur kalmıyordu. Benimki kadar çekik olan gözlerinden resmen fıskiye halinde uyku akıyordu. Gözlerinin konuşma imkanı olsa *Birazcık kapanmak istiyoruz biladerim! Lütfen derdini sonraya sakla, benim derdim bana yetiyor koçum. Şimdi müsadenle..* dedikten sonra kış uykusuna yatmayı planlıyor olacaktı.
*Düşünce zamanlaman mükemmel*
İçimdeki sese takmayarak(!) onu onayladım. Geldiğim siyah, camları filmlerle kaplı araca yaklaştım. Kapıya iki üç kere tıklattığımda kafamı eğerek açan kişi ile göz temasından kaçınmak için sessizce açılmasını bekledim. Kapı küçük bir gıcırtıyla açılırken çekingence konuştum.
"Şey, menajer oppa sizinle gelmemi söyledi de..."
Elimi istemsizce enseme götürürken Taehyung'un aşağıda kalan elimden tutup içeri çekmesiyle kendimi üyelerin arasında bulmuştum. Şaşkınlığımı bir kenara atarak gülümsedim ve düştüğüm koltuğa, yerime daha çok sindim.
Üyeler kendi aralarında konuşuyordu fakat sanki ben olduğum için biraz.. çekingenler miydi ne?.. Ben olduğum için konuşmaktan çekiniyorlardı.
'Fırsat bu fırsat' diyerek siyah oyuncu kulaklığımı sırt çantamdan çıkardım ve telefonuma takarak yüksek sesle müzik dinlemeye başladım. Aynı zamanda instagram'a girerek story atmaya koyuldum..
*
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Light / Park Jimin / Tamamlandı
FanfictionKimsenin görmediklerini görmüştüm.. Yaşamak için tutunacak bir dal arar olmuştum. Korkuyordum.. Yalnızdım.. Yine ve yine.. Fakat şunu öğrenmiştim kısacık hayatımda çoğu şey sahteydi. Aynı zamanda sana "destek" olanlar. Aslında Hayat yalandan ibarett...