"Ne?"
Derin bir nefes verdim.
"Duydun işte.. Fobim, porselen bebekler."
Dudaklarımı birbirine bastırarak kafamı eğdiğim yerden kaldırdım.
"Onları... oradan çıkarabilir misin?"
Bebeksi ve kusursuz yüzüne bakarken gülümseyerek konuştu.
"Bunu daha önce söyleseydin keşke. Klostrofobin olduğunu sandım."
Aklıma gelen şey ile gözlerimi kıstım.
"Benim.. klostrofobim belli belirsiz bir şey jimin-ah."
Gülümsedim.
"Yani.. çok yersiz ortaya çıkıyor. Yükseklik korkumda öyle."
Güldü ve beni koltuğa geri oturttu.
"Tamam, sen burada otur ben bebekleri halledeyim."
Kafamla onu onaylayarak koltuğa yaslandım. Birkaç dakika sonra duyduğum kalın çığlıkla yayıldıydığım yerde topladım.
Tae"HIAAAA!"
Koridordan yükselen çığlıkla bir şey olduğu düşüncesi ile hızla üyelerin toplandığı yere gittim.
Tae"H-hyung"
"Tanrım bağırışı bile sevimli"
Diyerek yanına ilerledim.
"Ne oluyor Taehyu- AIGOO BE-BEBEK!!!"
Benim bağırmamla birlikte Taehyung'da çığlığı basınca bebeğe bir tekme savurarak arkamı döndüm ve salona doğru koştum. Taehyung'da benimle aynı hızda arkasını dönerek salona koşmaya başlamıştı.
Salona girerek kendimi koltuktaki Taehyung'un yanına atmamın ardından soluk soluğa hafif terlemiş yüzüne baktım.
"O NEYDİ TANRI AŞKINA!"
Aniden bağırdı.
"Ta-Taehyung sakin ol"
Ellerini yanaklarına koyarak konuştu. Aish çok sevimli duruyordu !
"Sakinim.*nefes alma* Sakinim, tamam."
Önüme dönerek kollarımı kucağıma koydum.
"Ah, yüzleri kâbustan oluşmuş gibiydi"
Bana dönerek güldü.
"Katılıyorum."
Bir anda ona dönmemle ürkse de toparlayarak nefeslerini düzenleme çabasına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Light / Park Jimin / Tamamlandı
FanfictionKimsenin görmediklerini görmüştüm.. Yaşamak için tutunacak bir dal arar olmuştum. Korkuyordum.. Yalnızdım.. Yine ve yine.. Fakat şunu öğrenmiştim kısacık hayatımda çoğu şey sahteydi. Aynı zamanda sana "destek" olanlar. Aslında Hayat yalandan ibarett...