Asel babasının muayenehanesine girdiğinde içinde farklı bir his olduğunu sezmişti. Bu duygular her ne kadar hoşuna gitse de ürpermesini de engelleyemiyordu. Kumsal kesinlikle iyiliği hak eden türden biriydi gözünde. ' birde bilmişliği olmasa!' Diye içinden geçirirken gülmeden edememişti.Asansörden çıkarken aklına cafede karşılaştığı adam gelmiş "Acaba bu adam kim?" Demekten kendini alamamıştı. Çok şık giyinmiş ve bakımlı olduğu her halinden belliydi birde gözleri çok güzeldi masmavi.
Baş düşman?
Ama neden?
Adam sadece Kumsal'ın böyle düşündüğünü kendisinin ise ona yardım etmek istediğini belirtmişti.Telefonunu çıkarıp Kumsal'a mesaj atmak gibi bir istekde bulunsada bu fikrinden, aklına gelen düşünce yüzünden vazgeçmişti."ben Kumsal'ın telefon numarasını almadım!"
Asel asansörde kendi kendine şikayetleniyor, telefon numarası almayı nası unuttuğu hakkında söyleniyordu. Asansörün aynasında kendini incelerken çalan telefonunun sesi irkilmesine sebep olmuştu. Arayan babasıydı.
Hemde 9 kez!
Hangi ara arandığını ve kendisinin nasıl duymadığını düşünürken parmakları dokunmatik telefonun üzerinde hareketlenmişti bile."Babacım?"
Soru ima eden bu tek kelime her ne kadar Asel'in merakını yatıştırmasa da Bay Boz için kızının sesini duymak kendisine yeterliydi. Yaşadığını bilmek ona yeterdi. " Asel! Oh pekala sesini duymak rahatlattı beni. Şimdi neredesin? Ve Kumsal nerede?"
Kumsal asansörden çıkarken yüzünde ki tebessümü engelleyemiyordu. " ben iyiyim baba sorun yok. Şu an muayenehanene geldim, Kumsal' da evine gidiyordu en son"
" sakın! Sakın!..." Asel duyduğu kelimelerle olduğu yere çakılmıştı. Nedemek şimdi sakın?! Kumsal şimdiye gitmiştir ki? Asel tuttuğu anahtarı hala havada asılı bıraktığını görünce kendine gelip babasıyla içeri de konuşmasının daha uygun olduğunu düşündü.
Beyaz çelik kapıyı açıp parkelerde yürümeye başladığında hafifden gelen gıcırtı sesi normalde hoşuna giderdi ama o an babasının konuşmasına dikkat kesilmişti. " Asel gittiği yoldan takip et Kumsal'ı hemen. O kızla ilgili tuhaf bir şey var.."
Asel duyduklarına şaşırmamıştı zira bu açıkça belli olan birşeydi de babası zaten bunu bilmiyormuydu? "Baba iyide e şizofren bir kızın tuhaf olması normal birşey değilmi ki?" Asel babasının 'napıcaz bu kızla?' Mimiklerini hissedebiliyordu." Asel ben ondan bahsetmiyorum! Ya sen nasıl üniversite bitirdin? Bizden habersiz yatırım yapıp torpille mi geçtin kızım?"
Asel eliyle ağız hareketi yaparak babasının konuştukları hakkında söyleniyordu. Sinirleri bozulurken mutfağa geçti. Kulağı ve omzu arasına sıkıştırdığı telefonu her nekadar gönülsüz dinlese de babasına kulak verip kendine çay demlemek için çaydanlığı çıkardı.
" ... bugün bir kaç saat önce bana gelen polisler varya, karakolu aradım. Getirdiğiniz genç kız Kumsal hakkında konuşabilir miyim?, diye soracaktım ama bil bakalım bana ne dediler? " Asel elinde ki çay poşetini yavaşça yerine koyup telefonu eline alarak dikkatini babasına verdi. "beyefendi lütfen hattı boş aramalarla rahatsız etmeyin. Sizin kim olduğunuzu bilmiyoruz ama öğrenmemiz zor olmaz emin olun kimse evinize bir kız.... hatta birini göndermedi cart curt, falanımın filanı."
Asel babasının taklit yapmasını ne kadar komik bulsada, o an takıldığı konu daha önemliydi. Ne demek kimseyi göndermediler? O zaman Kumsal'ı getiren kimdi? Veya neden babasına getirmişti? Amacı neydi? "Asel hemen Kumsal'ı ara deki...numarasını aldın bu arada değil mi?"
Asel gözlerini kapatıp 'nanayı yedik' düşüncelerine dalarken babası onun suskunluğundan numarasını almadığını fark etmişti. "Almadın numarayı değil mi?" Dediğinde Asel'in göz devirdiğini tahmin edebiliyordu.
" tamam muayenehanede misin?"
" Evet de, baba ben...."
" kal orada ben geliyorum"
" ama baba...."
Asel yüzüne kapanan telefonun etkisiyle cümleyi, sesli bir şekilde babasının duymasını istercesine tamamladı;
"... ben daha pijamalıyım! "
<•⚓•>
Saat: 7:05
" sana inanamıyorum Asel! Ara ara tekrar ara karakolu" Babam geldiğinden beri bana azar atıp karakolu ara diyor, çıldırıcam şimdi napalım yani elin kızı için!? " Asel olmayacak! Beni evden alan adam? Ah nereden bulucaz bunları?"
Babam dokunsam ağlayacak gibiydi. Karakola gitmeyi teklif ettim ama beyefendi rezil olurmuş. Neymiş canım böyle insanlara güvenilmemesi gerektiğini bilmiyormusun diye rencide ederlermiş. Intihar edebilirmiyim? 5. Kattan atlasam ölür müyüm? Sakat kalırsam zararlı çıkarım çünkü!
" Baba şimdi ben eve gidip üstümü değiştiricem Allah aşkına sakin ol bi sende! Hem Kumsal ile yarın buluşacaz diye sözleştik merak etm...."
" nededin?"
Kötü birşey mi dedim acaba? Kumsal ile buluşacağımı söylememişmiydim ki? " Asel git gözüm görmesin seni! Sabahtan beri biz burada ne diye uğraşıyoruz acaba? " babam gözlerini kapatıp, kaşlarını ve anlını ovarak sandalyeye oturdu. "Git tamam git! .... neymiş yarın buluşacaklarmış.....!" Babam kendi kendine dövünürken ( sanırım bana kızıyor) ben çoktan dış kapıya gelmiştim. Çıkmadan ayna da kendime bakarak saati kontrol ettiğimde 7:15 olmuştu. Ama neden? Vakit niye bu kadar hızlı?
Ense boyu saçlarımı hafiften kabartıp kapıyı açtım.
"Merhaba?!"
Kim bu?
Kim bu izbandut?
Kim bu şaheser?"Pardon?"
Evet az önce bana hayran hayran bakan kızıl ötesi harikuladeye mal taklidi yaptım nasıl ama? Çok iyi!
" ben Asel Boz'u arıyorum tanıyormusunuz? Burada olabileceğini söylediler de."
" be....Ben Asel. Asel Boz kiminle görüşüyorum?"
Hemen babamı çağırmalıyım, ama içimden bir ses buna engel oluyordu. Iç sesim ile aramda gerginlik olduğu halde ben ne yapıyorum kimliği belirsiz şaheser ile tanışıyorum! Pişman mıyım? HAYIR?
" ben Serkan....."
<•⚓•>
♡...Bu kez burayı size bırakıyorum. Siz doldurun. En sevdiğiniz söz ile...
Buyrun bakalım alalım sözlerinizi....♡
Denizc.i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz c.i.
FanfictionTanıyacağın tüm karakterlerin 1 gün içerisinde nasıl katledildiğine tanık olmak istermisin?! Onların birbirlerine, sizin onlara bağlanıp ayrılamayacağınız bir anda kaderin herkesi birbirinden ayırdığı 24 saatden bahsediyorum sizlere. YADA HERŞEYİ BO...