Bölüm 16

30 10 4
                                    

Ortalama 2 dakikadır sanırım karşımdaki efsane ile bakışıyorum. "Asel'sin dimi? Değilsen çünkü acelem var." Benim yerimde olan birinin bence ismi Asel olmasa bile ' Evet ben Asel ' diyebilirdi. Ben ne yaptım kekeleyerek 'Evet' diyebildim sadece. "Ah harika! Sizi bulduğuma çok sevindim. Acilen sizinle konuşması gereken biri var. "

'Ne?!'

Gözlerimi kısıp şüpheli bakışlarımı gönderdim. Bu nasıl bir troldür acaba? Hani olur ya sınıfta biri arkana dokunur bakarsın sana bir mektup verir, üzerinde güzel desenler vardır pembe bir mektup, aşk mektubu olduğu her halinden belli olan bir mektup! Heyecanlanırsın bana Aşk mektubu gelmiş dersin sonra mektubu veren sana der ki 'bunu şu şu kişiye verir misin?' der Hani o yıkılış o içinde hissettiğin yıkıklık var ya hah şu an onu hissediyorum. Yıkılış!

" benimle mi?"

Başımı hafif yana yatırıp kim olduğunu sorguladım. Tam o sırada merdiven arasından bir bağırma duyuldu.

"Serkaaaaaaaaaaaan!"

Karşımda ki efsane gözlerini hafif kısıp 'al işte!' Gülüşü atarken hemen ismini söyledi; "ben Serkan" anında yanımıza damlayan kişi de ilk başta merhaba desede yüzü yere dönüktü ve dizlerinden destek alıp nefesini düzene sokmaya çalışıyordu. O sırada serkan yanınada ki genci gösterip abisi olduğunu belirtti.

Ama şöyle bir sorun vardı, isminin Erkan olduğunu öğrendiğim çocuk başını kaldırıp Serkan ile hizaya gelince bir sey farkettim. Bunlar tek yumurta ikilzleriydi. Karşımda tıpa tıp aynı olan iki genç vardı ve aralarındaki tek fark birinin yeşil birinin mavi gömlek giymiş olmasıydı. "Sizi bulduğumuza o kadar sevindik ki!" Açıkçası sevinsem mi, üzülsem mi bilemedim? Çünkü içimden bir ses bu çocukların da kumsal ile bir bağlantısı vat diyor. Ginede bir ümit belki ünlü psikoloğun kızı diye tanışmak istemişlerdir benimle olamaz mı?

"Neden?"

Serkan'nın tahminimce en fazla 5-10 dakika büyük olmasına karşın Erkan'a abi demesi her ne kadar ironik olsada, ben hala hayatımda kanlı canlı ilk kez gördüğüm tek yumurta ikizlerine şaşarken onlar ise hayatlarında ilk kez gördükleri *beni bulmanın sevincini yaşıyorlardı. Iyide bunların benimle ne ilgisi olabilirdi ki?

"Seninle biri hakkında konuşmak istiyoruz Asel! Çok...tuhaf bir kız hakkında"

"Tuhaf?!"

Şu an zaten hayatımda ki en tuhaf 1 saati tamamlamak üzereyim. Nasıl bir şanssa zaten bugün tanıştığım hatta şu 1 saat içerisinde tanıştığım insanlar benim en az bir 10 yıllık hayallerimdi. Bir Albino, bir şizofren, yakışıklı bir baş düşman, ve bir çiftte tek yumurta ikizleri.. Sizcede tek yumurta olan 2 kardeşe bir tek yumurta ikizleri diye hitap etmemiz ve onların çift olması ironik değil mi? Beynim sulandı neyse!

" evet. Isminin ne olduğu hakkında bir fikrimiz yok ama söylediği sadece 2 isim vardı. Asel ve Deniz."

Deniz? Duyduğum kelime içimde ki sesin yanılmadığını söylüyordu. " tam olarak ne dedi?" Gelen ses kensinlikle bana ait değildi. Serkan'nın sesi de bu kadar naif ve güzel bir aksanlı değildi. Aksanlı olan geldiğinden beri benimle mülâki olan Erkan hiç olamazdı. Her ne kadar onun aksanı daha iyi olsada! Bu ses daha çok şey gibi bir sesdi..... bir baba sesi gibi!

Ikizlere ortak olarak ben dahi arkamdan gelen sesin sahibine baktık. Yanılmamıştım. Ne zamandır orada durduğunu bilmediğim babam durmuş bizi dinliyordu ve herzamanki klaslığı ile karşımızdaydı. "Soru sordum gençler! Ne demiş o tuhaf kız?!"Cevap beklerken duvarın arkasından çıkıp yanıma durdu. Ikizlerin tam karşısında durup dikkati üstüne çeker çekmez cevap beklediğini yineledi. Erkan ise tam konuşacakken onu susturup içeriye geçmek isteyip istemeyeceklerini sordu.

Bir kaç dakika sonra odada 3 erkekle tıkılı kalmıştım ve işin kötü tarafı tanımadığım 2 erkeğin yanında hala mini mause'lu geceliğimle duruyordum. Kollarının ve paçalarının dantelli olduğu, önü beyaz, etrafa gülücük ve kalp saçan mini, kolları ve bacakları kırmızı olan pijamamdan bahsediyorum! Her ne kadar bu pijama mı sevsemde bu kadar çok kişinin görmesi beni huzursuz etmişti.

" efendim biz havalimanına giderken yolda bir ....."

Uygun kelimeyi arıyor gibiydi. Erkan kardeşine yabancı bir dilde el kol hareketi yaptıktan sonra 2-3 kelam konuştular. Sonuç;

".... Bir kargaşa vardı. Arabalar ses çıkartıyor ve durmadan bağırıyorlardı. Neye bağırdıklarını anlamak için oraya doğru gittik. Yolun ortasında bir kız vardı ve .... kulaklarını kopartırcasına çekiyor, tutup kendi kendine canını yakıyordu. Ben onu yolun ortasından çekene dek sadece deniz diye bağırdı. Bir de Asel."

Ben babama, babam bana, ikizler bize bakıp birbirlerine kitlenmişlerdi. Ben içeri geçmek yerine mutfağa yol aldım. Daha fazla pijamalarımı sergilemek istemiyorum çünkü.

"Aseeeeeeeel!" Diye bir kükreyiş! Babam müsaade edermi tabikide hayır! Babamın beni yanına kadar çağırıpda eve git üzerini değiştir demesi her ne kadar ayrı bir rezillik olsada, efsaneye tekrar üstten bir bakış atıp evin yolunu tuttum.

Belkide biz bir hikâyenin çok ötesindeyizdir kim bilir......


Deniz.i.

Deniz c.i.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin