Saat: 07:20
Herşey o kadar karmaşık bir haldeydi ki. Erkan tam olarak içinde ki duyguları bu cümle ile yansıtmıştı. Asel'i bulmanın mutluluğu, 5 dakika sonra babasının karşısında olmanın heyecanı, o kadar imkansızdı ki!
Hani olur ya karla donmak üzersindir, uyumak tatlı geliyordur sana. Ama sen öldüğünün farkında değilsindir. Erkan tamda bu sözün içindeydi. Belkide ölmek üzereydi ama tatlı geliyordu her şey.
Uyuyordu sevdiğine.
Her saniye birazdaha dalıyordu.
Sevdiğinin bir şizofren olması, ve her an öldürse bir suç olarak sayılmayacağı....
Bu gerçek onu sona sürüklese de, onun için tatlı bir sondu bu....Içeriye geri giren kıza baktı genç. Pijama mı? Gerçekten bu devirde hala yatarken pijama giyen varmıydı? Yoksa yeni saçma tarzlardan birimiydi buda?
Adının Ali Haydar Boz olduğunu öğrendiği adam gayet ciddi duruyordu. 7/24 dünyanın en gevşek insanı ile ( kardeşi ile ) zaman geçirince bu adam tuhaf gelmişti.
-Gençler!
Diye söze giren adam ellerini masada bağlamış direk kendilerine bakıyordu. " amacınız ne sizin?" Gelecek olan soruyu bu şekilde beklemeyen Erkan cevab vereceği cümleyi kafasında kurarken söze başladı "efendim biz normalde buraların yabancısıyız. Ortalama bir yarım saat öncede uçağımızı kaçırdık zaten. Ama sorun bildiğiniz üzre bu değil. Abimle yolda gelirken bir kıza rastladık ve o kızın kim olduğunu merak ettik sadece ve şu an buradayız. "
Boz konuşan genci süzdü. Kötü çocuklara benzemediklerine karar verince, saatini kontrol etti. Saat buçuk olmak üzereydi. " gün çok uzayacak anlaşılan." Içli bir nefesden sonra söze girdi Boz." Bakın gençler, aradığınız kız biraz ..... deli. Yani şizofren desek daha doğru olur. Bu kızla işiniz olmaz. Yardım etmedikçe yanına yaklaşmanızı tavsiye etmem haberiniz olsun"
" ozaman bizde yardım ederiz"
" ¿Qué?"
Erkan ikizinin çatık kaşları ve ne? diyerek ani çıkışıyla dediği cümleyi düşündü bir an. Gerçekten yardım etmek istiyor muydu? Bu riski göze alacak mıydı? Bay Boz'un 'şizofreni uyarısına aldırış etmeden hemde?'
"Noquiéro! estas loco el hombre dice que está loca! "
Erkan kendi kendine ikizinin söylediği cümleyi düşündü. Istemiyorum da nedemek? Derse desin banane! "Por favor seb para mi!"
Serkan kardeşinin istekli haline dayanamıyor olsada. Stemini belli etmek için elinden geleni yapacaktı. " evet Bay Boz sizinle devam edicez"
Boz karşısında tartışan gençlerin en sonunda kararlarına saygı duyarak, konuşmasını sürdürdü.
" bilginiz olsun şizofreni demek kişinin ruh halinde, duygularında ve düşüncelerinde değişimler ve bunların davranışlara yansıması olarak tanımlanabilir. Aynı zamanda..." Boz arkasına yaslanıp rahat bir şekilde devam etti.
"Şizofreni hastaları başkaları tarafından yönlendirildiklerini düşünürler. Kafalarının içindeki kendine ait olmayan sesler tarafından yönetildikleri, duygularının ve düşüncelerinin denetlendiğini düşünür ve hissederler. Burada dediğiniz kız yani Kumsal, deniz olarak isimlendirdiği bir arkadaşı tarafından yönlendiriliyor. Bu durumlara sanrı denilmektedir.
Normalde bireyde görünmeyen fakat hastalık nedeniyle ortaya çıkan gerçekle bağlantısı olmayan psikotik durumlardır. Burada kullanılan pozitif kelimesi olumlu ya da iyi anlamına gelmemektedir. Pozitif belirtiler hezeyanlar, halüsinasyonlar, düşünce ve davranış bozukluklarıdır...." Boz gençlerin bakışlarının artık hissizleştiğini fark edince konuşmasına daha dikkatli devam etti.
"Gençler Hezeyanlar; bireye göre doğru olsa da aslında yanlış olan ve bireyin kabullendiği mantıklı olduğuna inandığı ve değiştirilemeyen düşünceler ve daha çok inançlardır. Delüzyon ve sanrı olarak da adlandırılır. Bunlar başkalarının düşüncelerini okuyabildiği ve başkalarının kafalarını yönetebildiği onlara istediklerinin yaptırabileceği gibi düşünceler olarak örnek gösterilebilir mesela Kumsal'ın denizi gibi....."
Boz konuşmasını Erkan'nın sorusuyla böldü. " böyle bir şey varmı gerçekten?"
Boz uzun bir müddet gence baktıktan sonra sorusunu yanıtladı. " Erkan'dı değil mi?" Başını olumlu anlamda salladığını görünce devam etti. "Bak Erkan bende kendi gözlerimle görünceye kadar buna inanmamıştım taa ki 1 saat öncesine kadar! Kumsal şu deli kız, ben veya kızım daha hiçbirşey demeden kızımın kendisinden 5 ay küçük olduğunu, evimizde bir köpek olduğunu, benim iki çocuk sahibi olduğumu ve kızımın spor aktivitesini söyledi. Yani Erkancığım evet.... böyle bir şey gerçekten var"
Erkan yüzüne yerleştirdiği tebessümün nedenini düşündü. Duyduğu şeyler daha çok şaşılacak ve endişe edilmesi gereken şeylerdi ama genç adam sadece gülüyordu. Çok hoşuna gitmişti çünkü. Herkesden herşeyden çok daha farklı bir şaheserdi bu kız. Erkan yavaş yavaş bu kızla tanışmanın heyecanını hazmediyordu.
"Evet gençler. Bizimle misiniz?"
Bu soru üzerine ikizler göz göze geldi. Aynı anda biri gülerek kabul ederken diğeri kızgın bir şekilde "absolutemente no " diyerek istemediğini dile getirmişti. Kesinlikle olmaz. Erkan ayağa kalkıp Boz ile tokalaşırken Serkan direk kapıya yönelmişti.
Boz içinde ki merakı yenemeyip konuştu " Erkan?" Gencin kendisine döndüğünü görünce devam etti Boz. " ikizin türkçe bilmiyor mu?" Erkan gülerek önden giden kardeşine baktı. " emin olun istese çok güzel konuşur. "
O sırada koridordan çarpma ve kırılma seslerinin arasından gelen cümleye kulak verdi Boz.
- hay ben senin gibi şeyin a********
Kitap okumanın zararı da var elbette. Kitap bittiği zaman hayata geri dönüyor ve mecburen yaşamaya devam ediyorsun mesela.....
Denizc.i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz c.i.
FanfictionTanıyacağın tüm karakterlerin 1 gün içerisinde nasıl katledildiğine tanık olmak istermisin?! Onların birbirlerine, sizin onlara bağlanıp ayrılamayacağınız bir anda kaderin herkesi birbirinden ayırdığı 24 saatden bahsediyorum sizlere. YADA HERŞEYİ BO...