bölüm uyarısı: 💦💦 :'D
"Tanrım, bu kadar erken dönmek zorunda değilsin Louis." Zach'in annesi bayan Moll, Lou'ya sıkıca sarılırken üzgünce mırıldandı. "Bize istediğin her vakit gelebileceğini unutma. Seni terminale bırakabiliriz."
"Hayır, hayır yolumun üstünde, onu ben bırakacağım. Sen zahmet etme." Moll, başını salladığında, Harry rahatlarcasına gülümseyerek nefesini verdi ve büyük arabasına doğru ilerledi.
Louis, köşede duran Zach'in yanına gitti. "Böyle durma. Bir süre daha buralarda olacağım."
"Beni sattın." Louis dediklerini umursamadan, ona sarıldığında Zach kulağına fısıldadı. "Artık detayları anlatmak zorundasın."
Geri çekildiğinde, Louis güldü. "Çok kötüsün."
Büyük aile evinden ayrılıp, Harry'nin arabasına geçti. Louis, arka koltuğa uzanıp büyük çantasını düzgünce yerleştirirken öğretmeni de arabayı çalıştırmıştı.
Harry, o an bile öyle mutlu hissediyordu ki. Radyoda çalan şarkının sesini biraz daha açmak için uzandığında, Louis havadaki elini yakalayıp sıkıca tuttu. "Gülümsüyorsun ve gülümsemen resmen parlıyor. Ah! Ojelerin ne kadar da tatlı." Emniyet kemerini eliyle biraz daha gevşemesini sağlayıp, Harry'nin dudaklarına uzandı. Tanrım, onu öpeli çok da uzun süre olmamıştı ama Louis için fazla bir zaman geçmiş gibiydi üzerinden.
Harry'nin evine gelene kadar yol boyunca elleri hiç ayrılmamıştı. Louis, kendisi gibi onu da umutsuz bir romantiğe çevirdiğine inanamıyordu.
Beraber yatak odasının yolunu tuttular. Odaya girdiklerinde, kapı hızla kapanmıştı. Harry perdeleri sonuna kadar çektiğinde, tekrar Louis'e döndü. Beklediğinin aksine, ona sıkıca sarıldığında, Harry gülümseyerek karşılık verdi. Kolları onun omuzlarına sarılıydı. Louis'inkiler ise beline sıkı sıkıya bağlıydı. Birbirlerinin kollarından ayrılmadan tutkulu bir şekilde öpüşmeye başlamıştılar. Louis, öğretmeninin dudaklarını nazikçe ama tutkuyla öperken, Harry'de aynısını onun dudağına yapıyordu. İkisinin de ağzı biraz aralıktı, dili işin içine sokar gibi yapıp geri çekiyolardı. Harry sırıttı.
"Bu sefer sadece uzanıp kollarında olmak istiyorum. Bu öpücüklerimizle beraber." Louis cümlesinden sonra karşısındaki adama baktı. Harry başını salladığında beraber yatağa geçtiler. Birbirlerine sokulurken üstlerinden hiçbir şey eksilmemişti. Tutkunun birden alevlenmesi yerine yavaş yavaş ve zevkli bir şekilde büyümesini izleyeceklerdi o gece.
Louis, elini sivri yüz hatlarında dolaştırırken, bu kadar kusursuz olmasına şaşıyordu. Diğer şaştığı bir konuysa vücudunun her ayrıntısını bilirken, nasıl olur da yüzündeki benlerinin sayısını bunca zamandır ezberlememişti? Dudaklarının yumuşaklığını ve m şeklindeki üst dudağının kıvrımını ve dudaklarının sağ altındaki benini çok iyi biliyordu ancak geri kalan ayrıntılar o kadar sağlam yer etmiş sayılmazdı beyninde. Nasıl bu kadar pürüzsüz bir cildi vardı? Hem bu kadar erkeksi hem de bu kadar naif; birlikte nasıl olur da Harry'de çok güzel bir şöleni andırıyordu? Louis, parmak uçlarını dakikalarca sevdiği adamın yüzünde nazikçe dolaştırmayı sürdürürken, Harry yeşil gözlerini ona doğru tutmayı kesmiyordu. Sık sık gülümsemeye başladığında, çıkan gamzesi Louis'i de güldürmüştü. "Tanrım."
"Ne?" Harry, sonunda Louis'in elini kavradığında merakla ona baktı.
"Sana aşığım, Harry."
"Ben de sana aşığım Louis."
İkisinin dudakları aniden birleştiğinde, çoktan alevi canlandırmışlardı. Harry, onu dakikalardır kendisini tuttuğu için hızlı öpücükleriyle boğarken aralarındaki mesafeyi tamamen kapatmış ve heyecanlı, istekli elleriyle kendisini soymaya başlamıştı. İkisi de üstünde ne varsa çıkarttıklarında, Harry çıplak bedeninin onunkine temasını hiç kesmeden üzerine uzandı. Louis, ona olan bakışlarıyla erimek üzere olduğunu belirtircesine gösterirken, Harry alnını onunkine dayadı. Onun ne istediğini biliyordu ve tanrı da biliyordu ki Harry, Louis ne isterse o da aynısını istiyordu.
Harry artık dilin de işin içine kattıkları öpücüklerine ara verip dudaklarını aşağıya yönelttiğinde, Louis gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. Boynu yalanmaktan ıpıslak olmuştu ve yanan kasıkları, aynı durumda olan Harry'ninkilere durmaksızın temas ediyordu. Louis kafasını yastıkta çukur olacak kadar bastırırken, inlemelerini koyvermeye başlamıştı. Harry, kasıklarını oynatmaya başladığında, Louis istediğine ulaştığı için alt dudağını dişledi. Önsıvısı ikisinin de kasıklarına bulaşmıştı ki, Harry boynunun mosmor olmasını istemediği için yavaşça başını oradan çekti. Bayık bakan mavi gözlerle denk geldiğinde, sırıtarak dudaklarını yaklaştırdı. Louis, ön sevişmeye bayılıyordu. Artık Harry de öyleydi. Alnını, onunkine dayayıp kasıklarına sürtünmeyi hızlandırırken, Louis huysuz parmak uçlarını hızla vücudunun her bir noktasına sürtüyordu ve bu sırtı olsa bile, Harry'i her an daha da tahrik ediyordu.
Yavaşça kasıklarını kaldırıp, Louis mızmızlansa da, üstünden kalktı ve yanına geçti. Ona sırtını döndüğünde, Louis yapması gerekeni biliyordu. Büyük kaşık oldu ve kasıklarını onun sıcak, yumuşak kalçasına yasladı. Bu o kadar hoşuna gitmişti ki, nefesleri hızlandı ve ufak inlemeleri devam etti. Ön taraftaki eli, Harry'nin sertliğini kavradığında dudakları da birleşmişti. Dilinin ağzında dolaştığını hissediyordu, bir yandan sert aletini yasladığı kalçasının verdiği haz ve diğer yandan elindeki sertliğin verdiği zevk; hepsi bir araya gelmişti ve Louis yoğun bir şekilde titremeye başlamıştı. Dili hala içerideyken, kesik ve boğuk inlemeleri, Harry'nin kalçasını daha hızla hareket ettirmesine neden oldu. Birkaç saniye sonra, Louis yoğun bir şekilde oraya geldiğinde, hiçbir sevişmelerinin onu böyle uzun süre titretmediğini fark etti.
Başını, Harry'nin boyun girintisine koydu. Eliyle onu sıvazlarken gözleri de orayı takip ediyodu. Ne manzaraydı ama. Harry hala orgazm olmamıştı ve onu kendisininki gibi tatmin olmasını istiyordu. Aklındaki fikri deneyecekti, kendisi için bu biraz utanç verici olsa da. Nefes nefese kalan elleri arasındaki adama baktı ve dudağını ısırdı konuşmadan önce. "Oh, o kadar sertsin ki şu an." Cümlesiyle, Harry kapattığı gözlerini açıp, az önce Louis'in baktığı yere baktı. Tekrardan gözlerini kapatırken Louis kulağına yaklaştı. "Tekrardan sertleştiğimi hissedebiliyor musun? Hep seninleyken böyle oluyor. Şimdi içine gireceğim ve seni sertçe becereceğim." Louis, tekrardan sertleşen aletini kendi sıvısıyla ıslanmış Harry'nin kalçalarına yasladığında, ikisi de sertçe yutkundu. Bacaklarını aralayıp yanak arasında hızla kayarken, Harry kendisini önsıvısıyla ıslatmaya başlamıştı. "Hadi yap şunu!" Harry çaresizce inledi. Sertliğindeki elinin hızlandığını fark ederken sona yaklaştığını biliyordu. Sanki sadece ufak bir şeye daha ihtiyacı vardı.
Louis, kayganlık sayesinde içine kolayca kaydığında, Harry kasılmaya başladı. Boğazının sıkıca sarıldığını hissetti ve yumduğu gözlerini birden açtı. "Sakın gelme. Seni önce becereceğim."
Onu içinden ayrılmadan, yüz üstü yatağa yatırdı ve belini havaya bile kaldırmadan düz bir şekilde kalçasının içinde hareket etmeye başladı. Harry yüzünün altındaki yastığı zevk çığlıkları içerisinde ısırırken bir yandan aldığı hazzın göz yaşlarını akıtıyordu. Louis dar kalçası arasında hızla gidip geliyor ve ikisinin kasıklarının çarpışmasının sesi odada yankılanıyordu. Harry şiddetli bir şekilde sarsılırken, Louis hareketlerine sertçe devam etti. Harry'le birlikte ikinciye orgazm olduktan sonra onun üstünde gevşedi.Nefes sesleri yavaşladığında, Louis onun omzuna öpücükler bırakarak yavaşça geri çekildi ve onu da kendine çevirip göğsünü öpmeye başladı.
Harry gülerek saçlarını tuttu. "Bu gerçekten en iyisiydi. Sence birbirimize aşık olduğumuz için mi?"
"Olabilir. Bence kesin o yüzden." İkisi de kıkırdadı. Louis tekrar şehvetli bir şekilde dudaklarını öptü. Öpücükleri arasından ona asla doyamayacağını belirtirken hayatındaki en güzel geceyi yaşıyor gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cruel intentions
FanfictionAslında her kötü niyetin altında, saf bir arzu vardır. Ya da ; Harry üniversitede bir profesör. Louis ise çok da samimi olmadığı bir öğrencisi. Louis onun çekiciliğinden tam olarak haberdar değil ta ki Harry sevgilisine göndereceği çıplak resmini...