Yeni ev ve son günler

1.3K 127 279
                                    




Harry'nin New York'taki yeni tutacağı evle ilgili istediği üç özellik vardı: İki odası, özellikle çalışma odası için ayrı bir alan ve mutfağın salondan tamamen ayrı olması. Geri kalan detaylara çok da takılmıyordu en başından beri. Ancak Harry'nin isteklerine uygun olan evleri göstermekle ilgilenen emlakçı, onları daha girişten duyulan müzik sesinin bangır bangır çaldığı apartmanın çatı katına getirdiğinde, Harry ona karşı açık bir şekilde suratını buruşturmakta çekinmedi. "Burasının benim için uygun olduğunu sanmıyorum."

Aslında, Harry müzik ve ses konusunda abartıyor olabilirdi. Çünkü Louis buraya fazlasıyla ısınmıştı. Üstelik, New York'un göbeğindeydi; hem üniversite kampüsüne hem de Harry'nin hastanesine fazlasıyla yakındı. "Ben beğendim."

Emlakçı karşısındaki iki adamın suratına bakarken kimi dinleyeceği konusunda kararsızlıklar yaşıyordu. "Siz İngiliz misiniz? Yani aksanınızdan direkt olarak anladım zaten ama..."

"Evet." Harry Louis'in yanına geçti hemen. "İkimiz de Londra'dan geliyoruz." Samimi bir şekilde kolunu omzuma doladı sonra. Bu hareketi adamın ikisi hakkındaki düşüncelerini doğrulamıştı.

"Size yatak odasını göstereyim. Eminim fikriniz değişecektir bayım." Adam önden ilerlediğinde, ikili hiç gecikmeden onu takip etti. Yatakla neredeyse dip dibe olan tavan penceresi adamın öngördüğü gibi Louis'i fazlasıyla etkilese de, Harry için aynısı söz konusu bile değildi. Çünkü, en son İngiltere'deki evinde de tavan penceresine sahipti zaten. Bu yüzden, artık o kadar da önemli bir detaymış gibi gelmiyordu. Suratını ekşiterek başını iki yana sallamaya devam etti. O ev de, tıpkı ondan önceki üç ev gibi Harry'nin içine sinmediğinde, mecburen adımlarını merdivenlere yönlendirip bu sefer şehrin biraz daha uzağında kalan sokaklardaki evleri gezmek üzere yola koyuldular.

"Neden beğenmedin? O ev bence şimdiye dek en iyilerden bir tanesiydi." Louis arabanın yolcu koltuğuna geçtiğinde dahi söylenmeye devam ediyordu.

"Öncelikle, öğrencilerin kaldığı apartman dairelerini sevmem. İkincisi, ben bir profesörüm. Üçüncüsü, yıllardır çatı katı temasından sıkıldım Louis." Harry başını iki yana sallayarak gözlerini yolda tuttu.

"Üç senedir öğrenci yurdunda kalmış biri olarak söylemeliyim ki, fazla lükse alışmış birisin. New York'ta ev tuttuğunu hatırlatırım."

"Beşinci evimize de geldik." Emlakçı arabayı durdurup indiğinde, müşterileri de aynı şeyi yapmıştı. Sabırsızca indikleri arabadan hızlı adımlarıyla yan yana dizilmiş koyu renkteki yapışık binalara bakakaldı ikisi de. Apartman ve yol arasında kalan kaldırımlarda düz bir sıra boyunca yapraklarını dökmüş ağaçlar bulunuyordu.

Harry gözlerini evlerden alıp Louis'e çektiğinde, suratına sade bir tebessüm yayıldı. "İçimde iyi bir his var."

Binalardan birinin kapısına kısa bir merdivenle tırmanıp elindeki anahtarla açtığında, emlakçı girmeden önce gelmeleri için bekledi. "Tam olarak merkezde diyemeyebiliriz belki ama, sizin tüm isteklerinizi karşılıyor. Hatta fazlası, küçük bir deposu ve arka tarafta barbekülük açık bir alanı var."

Her zaman gövdesinde buluşturduğu kolları bu sefer serbestti. Aslında bu, Harry'nin eve daha ilk görüşte ısındığının göstergesiydi. "Pekala, sonunda hoşuma giden bir ev."

Emlakçı onlara giriş katındaki mutfak ve geniş oturma alanını gösterdi. Ayrıca bahçeye geçen merdivenlere de buradaki balkondan ulaşılıyordu. Adamın söylediğine göre depo alt kattaydı. Harry bu detayları pek önemsememişti gerçi, onu daha çok yatak odası ve çalışma odası ilgilendiriyordu. Büyük bir kütüphane istiyordu. Bir de yatak odasına bağlanan jakuzili bir banyo. Üst kata çıktığında daha fazlasını alacağından kesinlikle habersizdi merdivenleri çıkarken. Çünkü evin saunası bile vardı. "Tanrım." Gördüklerinden emin olmak istercesine cam kapıyı eliyle açtı ve içerideki alana bakmaya başladı. "Bu kadar lüks olacağını tahmin etmemiştim."

cruel intentionsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin