ağır bir bedel

1.5K 155 238
                                    

Louis'le konuştuktan hemen sonra, koşusunu tamamlayıp eve dönmüştü. Soğuk bir duş, üzerindeki yorgunluğu atmak için yeterli olmayacaktı, bu yüzden bornozuyla yatağa uzandı ve tamamen kurumadan düşünceleri arasında uyuyakaldı.

Louis'i görür gibi oldu önce, sonra yüzü daha da bulanıklaştı. Artık karşısındaki kişinin babası olduğunu biliyordu. Annesi de vardı yanlarında. Harry onları uzaktan izliyordu, hiç var olmadan. Annesi, karşısında ifadesiz duran adama büyük bir kutu bıraktı. Harry, o kutuyu görmek için adımladıysa da buna bir şey engel olmuştu rüyasında.

Aniden uyandı ve karanlıkta görmek için gözlerini hızlıca kapatıp açmaya başladı. Hangi ara akşam olmuştu da hava kararmıştı? Harry, zorlukla baş ucundaki lambayı yakıp ayağa kalkacaktı ki, karnının birden artan ağrısıyla yerine çakıldı. Yavaşça yatağına geri uzandı, sancının geçmesini bekledi. Alt tarafı bir gaz, diye düşündü.

Babasının sesini duyduğunda, hangi ara tekrar uyuyakaldığını bilmiyordu, Harry kendini gereğinden fazla halsiz ve yorgun hissediyordu. Alt tarafı birkaç kilometre koşmuştu ama sanki ölmek üzereymiş gibi hissediyordu. Bedenindeki her yeri sanki santim santim ağırlaşmıştı da Harry onları kaldırmak için yeterli gücü bulamıyormuş gibiydi. Babası, onun olağandışı halini fark eder etmez yanına üşüştü.

"Neyin var? Çok mu soğuk suyla duş aldın?" Harry, cevap veremezken babası ateşine bakıyordu.

Kesinlikle vücut ısısı normalin üzerindeydi. Onu hastaneye götürecekti ama Harry'nin yardımı olmadan bunu nasıl yapabilirdi bilmiyordu. Ona destek vererek kaldırmayı ve yürütmeyi denediyse de, sonuç olumsuzdu. Harry'nin bilinci birkaç dakika içerisinde tekrar gitmişti bile. Bu yüzden Andrew, ambulansı aradı tek çare olarak.

Onu hasta sedyesinde görmek, belki de tahmin ettiğinden daha zor olmuştu Andrew için. Genç adamınsa hiçbir şeyden haberi yoktu. Yoldayken birkaç kez daha kusmuş olması iyice onu germişti. Ciddi bir şey olmaması için dua derken hastanenin bekleme koltuklarında çaresizce oturuyordu.

Doktorlar en sonunda yanına geldiğinde, ne kadar süre olmuştu bilmiyordu, onun ufak bir zehirlenme yaşadığını ve midesini temizlemek üzere ameliyata alındığını söylemişlerdi. Andrew bunu duyduğunda derin bir nefes aldı ve yanından ayrılan doktorları izledi. Sabırla beklemekten başka bir çaresi yoktu. Ciddi olmadığı için sevinmişti. Ama bu sevinci uzun sürmeyecekti, çünkü Harry'nin yaşadığı zehirlenme o türden bir zehirlenme değildi. Andrew bilmiyordu. Yanına geldiklerinde 2 saati geçmişti ve Andrew mide yıkama ameliyatının bir saatten fazla sürmeyeceğini biliyordu. Bir şeyler ters gidiyordu ve bu çoktan Andrew'i fazla huzursuzlaştırmıştı.

Doktor ellerini önlüğünün cebine sokmuştu konuşmadan önce. "Harry'nin başka özel bir durumu varmış. Biz bunu testlerde fark etmedik." Derin bir nefes aldı devam etmeden önce, Andrew sabırlı olmaya çalışıyordu. "Yani biliyorsunuzdur, oğlunuza döllenmeye uygun yumurtalık yerleştirilmiş aylar önce. Ama gerekli kontroller yapılmadığı için, Bay Styles'ın karnındaki fetüs yaşayamamış. Onu karnında ne kadar uzun bir süre taşıdı kimse bilmiyor. Ölü fetüs yüzünden ölümcül bir zehirleme yaşamış. Onu kurtaramayabilirdik."

Andrew duyduklarından sonra sarsılsa da, tepkisini göstermemeye çalıştı. "Şu an durumu nasıl?"

"Gayet iyi. Kontrol altında kalacak birkaç gün. Geçmiş olsun bayım." Andrew doktor gittikten sonra düşündüğü tek şey Harry'nin bunları öğrendiğinde nasıl kaldıracağı olmuştu. Harry'nin bundan etkilenmeme gibi bir şansı yoktu.

cruel intentionsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin