0-9

34 11 7
                                    

Gün bittiğinde arabamıza binmiş eve doğru yol alıyorduk. Kafamda bir ton düşünce vardı ama hepsini düşünmeyi yatağa başımı koyduktan sonraya bırakmıştım.

"Cidden o en son ki piyano ve keman diğer tüm gürültülerin ağrısını alıp rahatlattı hepimizi" annemler gösteriye bayılmışlardı. Bitişinde de Barış'ı bekleyip tebrik etmemizi söyleselerde ben bunu reddetmiştim. Aklım bu gece çok fazla karışmıştı ve daha fazla karışmasını istemiyordum şuan. Ağzımı açmadığımı farkeden annem

"Lâl sen bir şey söylemedin" diye laf attı.

"Güzeldi anne işte. Yoruldum, sadece gidip yatmak istiyorum " diye kestirip attım konuyu. Eve girdiğimizde doğru odama çıktım. Kapıyı kapatmak üzereyken Burak girmişti içeri.

"Hey sen bana mı alındın yoksa? Sadece şaka yapıyordum. " dediğinde yatağa oturdum.

"Hayır Burak alınacak bir şey yok. Yoruldum sadece" olumlu bir şekilde başını sallayıp iyi geceler dilekleriyle beraber odamdan çıkmıştı.

Hızla üzerimi değiştirip yatağa uzanacağım sırada düşünmekten vazgeçip kitaplıktan bir kitap alıp okumaya karar verdim. Düşünülecek bir sey yoktu işte. Çocuğun bana karşı bir şey hissettiği yoktu. Dengesiz yapısına da zamanla alışırdım illa ki. Sadece haftasonu belirli saatlerde ders alacağım bir hocaydı o fazlası değil.

Yaklaşık iki saattir kitap okuyordum ve gözlerim ağırlaşmaya başlamıştı. Ama inatla kitap okumaya devam ediyordum. Son hatırladığım ise birinin gelip üzerimi örtmesiydi.

..

Parkta annemin elinden tutmuş dolaşırken etrafı inceliyordum. İstanbul'a her zaman gelmiyorduk sonuçta yeni açılan bu parktaki yapay yunuslar ne kadar da güzeldi öyle.  Kulağıma müzik sesleri gelmesiyle nereden geldiğini çözmeye çalışıyordum. Annemin diğer elinden tutan Duygu'ya döndüğümde o bana sesin geldiği yeri eliyle göstermişti.

"Anne müziği dinlemek istiyorum" diye kolundan asıldığımda bir yandan ben bir yandan da Duygu annemi sesin geldiği yere doğru götürüyorduk.

"Tamam kızlar sakin olun gidiyoruz işte" desede biz heyecanla asılmaya devam ediyorduk. Sonunda oraya geldiğimizde bu sesleri elindeki bir alet sayesinde çıkaran çocuğu gördüğümde minik bedenimi bir şaşkınlık sarmıştı. Bu geçen yıl beni araba çarpmasından kurtaran çocuktu. Duygu hayran hayran ona baktığında kızmıştım. Ama bu çok uzun sürmemiş geri kahramanıma bakmaya başlamıştım. Oda bana bakıyordu şuan. Çocuk kalbimin biraz daha hızlı attığını farkettiğimde biraz kafamı eğip gülsemde tekrar bakıyordum ona. Bu sefer de o gülümsemiş yanağında iki tane gamze çıkmıştı.

Çalmayı bitirdiğinde "bu çaldığın ne? " diye sormuştum.

"Keman" dedi tebessüm etmeye devam ederken.

"Bende çalmak istiyorum keman" dediğimde boynundaki kolyeyi çıkarıp bana vermişti.

"Al bu senin olsun . Belki birgün beraber çalarız. Ama onu hiç kaybetme olur mu? Onu bana annem almıştı" cevap vermeme bile fırsat kalmadan annem kolumu tutup

"Hadi kızım gidiyoruz " dediğinde "kendine iyi bak" diyebildim ona sadece.

"Beni bul" başımı olumlu anlamda sallayıp annemlerin yanına dönmüştüm. Duygu'nun hala ona bakıp

"Ben aşık oldum galiba " diye mırıldandığını duydum. Oyuncaklarımı elimden almasından daha fazla sinirlenmiştim şuan da.

"Hayır" dedim inatla. "Geçen yıl o beni araba çarpmasından kurtarmıştı. Önce ben aşık oldum." annem bizi sakinleştirmeye çalışırken hıçkıra hıçkıra ağlayarak kolyeyi boynuma takmıştım...

Ektem (Sır Saklayan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin