0-8

43 13 12
                                        


Saat 7 yi gösterdiğinde bende çoktan hazırlanmaya başlamıştım. Siyah balık model düşük omuzlu bir elbise giyindim. Bugün ki gösteriye nedense sade ve siyah renk tercih etmek istemiştim. Vizon renk topukluları ayağıma geçirdim.

İnce bir eyeliner çektikten sonra biraz pudra ve pastel renk bir ruj sürüp çok az da rimel sürdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnce bir eyeliner çektikten sonra biraz pudra ve pastel renk bir ruj sürüp çok az da rimel sürdüm. Saçlarımı da biraz dalgalandırmıştım. Aynaya baktığımda hoş göründüğümü fark ettim. Ayna karşısında oyalanırken kapım çalınmış ve Burak içeriye girmişti. Siyah pantolon üzerine beyaz bir gömlek onun üzerine de tek düğmesi olan siyah şık bir ceket giymişti. Beni gördüğü anda gözleri büyüdü.

"Şey ben ablama bakmıştım da. Size baksam daha hayıra geçecek galiba. Hani güzele bakmak sevaptır ya o bakımdan" söyledikleriyle gözlerimi devirsem de gülmeden edememiştim.

"Güzele bakmak değil, güzel bakmak sevaptır bir kere" bana doğru yaklaşıp elimi tuttu ve

"Neyse ne" deyip kendi etrafımda döndürdü beni. "Ben üstümü değiştirmeye gidiyorum çok sönük kaldım senin yanında" dediğinde kolundan tutup durdurdum onu.

"Saçmalama olmuşsun işte" dediğimde

"Emin misin?" diye sordu. O pek emin değildi görüntüsünden. Başımı olumlu anlamda salladığımda babamın sesi duyuldu.

"Hadi çocuklar geç kalacağız" Burak'la beraber kapıdan çıktığımızda bana uzattığı koluna girdim. Ayağımda topuklu olduğu için aynı boyda görünüyorduk şuan. Merdivenlere yöneldiğimiz sırada aşağıdan annemin sesi geliyordu.

"Şunu takar mısın hakan? " bir kaç adım daha attığımızda bakış alanımıza girmişlerdi. Annem asker yeşili bir elbise babamsa takım elbise giymişti. Babam annemin kolyesini takarken ikisininde bakışları bir anda bize döndü.

"Sizi ben mi doğurdum? " diye soran anneme gülümsedim. "Şunlara bak Hakan ne kadar güzel olmuşlar" annemin sözleri üzerine Burak bozulmuş görünüyordu.

"Yakışıklı diyeceksin yakışıklı" merdivenleri çoktan indiğimizde babam elime uzanıp bir öpücük kondurdu ve Burak'a döndü.

"Güzel ve yakışıklı. Evet bunlar bizim çocuklarımız" dedi gururla. Daha sonra "Neyse hadi geç kalmayalım" deyip kapıyı açtı.

Sırayla hepimiz çıktığımızda kapıyı kilitleyip arabaya yönelmiştik. Mekan biraz uzaktı galiba. Yarım saatlik bir yolculuğun sonunda arabayı valeye teslim etmiş ve içeriye girmiştik.

Kapıdaki adama davetiyemizi uzattığımızda listeden kontrol etti ve gülerek "Buyurun geçebilirsiniz. Ön sırada sizin yeriniz ayrıltılmış" dediğinde Barış'ın ayırttığını düşünerek gülümsedim. Annem de memnun olmuş görünüyordu. İçeriye doğru ilerlediğimizde buranın çok şık bir ortam olduğunu anlamıştım. Erkeklerin hepsinde takım elbise, smokin vardı ve bayanların hepsi birbirinden şık gösterişli elbiseler giyinmişlerdi.

Ektem (Sır Saklayan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin