3: "Güçlü ve Güçsüz."

2.8K 317 458
                                    

Taehyung çekingen bakışlarla spor salonun içini seyrediyordu. İlk defa bu tarz bir yere geliyordu ve oldukça gergindi. Ayrıca burdaki herkes çok fazla kaslıydı... Gerçekten içi fazla büyüktü ve burdaki herkes kastan oluşuyor gibiydi. Korkutucu gözüküyor olsa bile, fazla havalı gelmişti gözüne.

Jimin'in bahsettiği seokjin denen adamın da böyle şişme kaslara sahip olduğunu düşünmeye başlamıştı. Gözleriyle etrafı incelerken biraz ilerde kum torbasına vuran siyah saçlı bir çocuk ve kum torbasını tutup, eğitmenliğini yapan sarışın adama baktı. Adam, çocuğu her sert yumruğunda tebrik ediyordu.

Taehyung garip bir şekilde ikisini izlerken, siyah saçlı olan genç, amacına ulaştıkça gülümsüyordu. Sarışın olan ellerini çocuğun beline atıp, kendine çekti ve öpmeye başladı. Taehyung ise gördüklerini hayretle izlemeye başladı. Bunca insanın içinde utanmadan ve korkmadan bunu yapmalarına hayran kalmıştı.

Kendisi asla bu kadar cesur bir adam olmayacaktı. "Jooheon, her seferinde ödül bahanesiyle elli yumruk attırıp çocuğu öpmekten vazgeç." Taehyung ortamda yükselen sesin sahibine baktığında, diğer siyah saçlı çocuğun utanırken kızardığını fark etmişti. Jooheon denen çocuk ise arsız gibi sırıttı.

"İşime engel değil seokjin, hem ufak yaramazlıktan kimseye zarar gelmez." Seokjin onun umursamaz tavrına yarım ağız gülüp jungkook'un getirdiği çocuğun yanına ilerledi. Bu kısma genelde sorun olmadığında inmezdi. İlerdeki gördüğü beden ile biraz şaşırmıştı. Sabah, jungkook ve jimin'i kayıt için getirdiği okulun önünde çarpıştığı çocuktu bu.

Yanına yavaşça ilerlerken onu fazla korkutmamaya özen göstermesi gerekiyordu. Çünkü çocuğun ürkek biri olduğu hareketlerinden belliydi. Taehyung, seokjin denen adamın arkasındaki jimin ve jungkook'un bakışlarıyla rahatlamıştı. Sonuçta ondan da korkuyordu, tabii burdaki tanımadığı insanlardan da.

Seokjin'e baktığında sandığı gibi kas yığını olmaması onu biraz şaşırtmıştı ama yine de güçlü biri olduğu belliydi. Kolları az bile olsa kaslıydı ve geniş omuzlarına uygun uzun boyuyla adeta ben burdayım diyordu. Seokjin, ince ve şekilsiz uzun parmaklarını, kendinden yaşça küçük olan çocuğa doğru uzattı.

"Merhaba, ben kim seokjin." Taehyung hafif bir tebessüm edip, önünde saygı ile eğildi ve kendisine uzattığı elini tuttu. "Kim taehyung efendim." Seokjin, ellerindeki esmer ve cansız ellere uzunca baktı. Yaşına ve boyuna göre fazla zayıf duruyordu. Yüzü çökük ve bazı yerlerindeki morluklar canını sıkmıştı. Seokjin, taehyung'un ellerini birden kendine çekti.

Bu durum da taehyung ne olduğunu anlamadan seokjin ile burun burunaydı. Sıkça nefes alıyor ve adamın ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Seokjin parmak ucunu, çocuğun kaşının ordaki yaranın üstünde gezdirdi. "Sana kim yaptı bunları?" Taehyung nefesini tutmuş, ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu.

Tanımadığı biri hem tenine dokunuyor hem de yaralarının nedenini soruyordu. Şimdilik sehun'un ismini vermek istemedi çünkü daha fazla zorbalığa marus kalmak istemiyordu. "Okuldan birkaç kişi, tanımıyorum." Seokjin kaşlarını çatarak baktı çocuğun yarasına, bu durumdan hiç hoşlanmamıştı. Nasıl olur da bunu ona yaparlardı?

O okulda olan biten her şeyden haberi oluyordu. Nasıl yapılan kavgalardan haberi olmazdı? Sinirle dişlerini sıktı, aslında şaşırmıyordu. O böyle zorbalığa uğrayan çocukları görmeye alışkındı. Yavaşça, nazikçe bıraktı bileğini. Onun bu hali, ölen kardeşini hatırlamasına neden olmuştu...

"Anladım, senin eğitmenliğini ben yapacağım." Jooheon'a baktı ve gülümsedi. Az önce olanlara bu çocuğun nasıl baktığını görmüştü. "Merak etme onun gibi bir eğitmenlik yapmam." Taehyung'a göz kırpıp önden yürümeye başladı. Hala olduğu yerde bedeninin bıraktığı boşluğa donukça bakan çocuğa döndü. "Düş peşime ufaklık." Taehyung ise çok fazla gergindi.

İmpotente ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin