Taehyung sırtındaki ağrıyla hafifçe inleyerek arkasını döndü. Gözleri birkaç kez yorgunlukla aralandığında en sonunda karşısındaki görüntü netleşti. Tüm güzelliği ile karşısında melek gibi uyuyan bir seokjin vardı. Dudakları nefes alırken hafif aralanıyor, siyah saçları alnına dökülmüşken güzel bir görüntü sunmuştu.
Taehyung parmaklarını saçlarına attığında kulağının arkasına iliştirdi. Uyanması gerektiği için biraz izledikten sonra seslenmeye başladı. "Hyung?" Fısıltılı çıkan sesinin ona etki etmediğini anladığında biraz daha yükseltti sesini ve normal tonda konuştu. Sonunda sesini duyan ve yerinde kıpırdayan seokjin'i fark ettiğinde hemen adamın saçlarındaki elini çekti.
Seokjin ise taehyung'u görür görmez kollarını çocuğun ince beline sarıp kendine daha çok çekti. Taehyung bu hareketi sabah sabah beklemediği için şok olmuş şekilde seokjin'e bakıyordu. Nefes almayı bile kısa süreliğine unutmuştu. Resmen hyung'unun dudakları çok yakındı. Seokjin'in sıcak nefesi ve güçlü kolları beynini bulandırıyordu.
Seokjin yavaşça kokusu yüzünden kapattığı gözlerini aralayıp gülümsedi. Sabah sabah gördüğü en güzel şey kesinlikle Taehyung olmuştu. Ne zaman bu çocuğa bu kadar yakın hissediyordu kendini bilmiyordu ama bildiği tek bir şey vardı o da bu çocuğun büyülü bir güzelliğe sahip olmasıydı.
"Günaydın ufaklık," taehyung'u oldukça ateş basmıştı çünkü seokjin gitgide daha çok yaklaşıyordu ve kalbi ağzında atıyordu resmen. "Hyung." Seokjin burnundan solumaya başladı çünkü sinir oluyordu. Hyung kelimesi çıkan ağzını bazen cidden sikesi geliyordu. Sanki ismi ile hitap etmek çok mu zordu?
Masumca kendisine bakmasını bile umursamadan tişörtü sayesinde açık kalan boynuna yaklaşıp dişlerini geçirdi. Taehyung aniden üzerine kapanan adamın dişlerini boynunda hissettiğinde acıyla bağırıp kollarından kurtuldu. Hızla elini ısırdığı yere bastırdı. Gerçekten gözleri bile dolmuştu sert ısırdığı için.
"Ne yapıyorsun seokjin delirdin mi sen?" Canı ciddi anlamda acımıştı çünkü hayvan herifin sapıklığı bitmiş şimdi köpekliği başlamıştı. Seokjin ise sonunda kendisine ismi ile hitap etmesiyle beraber sırıttı. "Ne yani bana ismim ile hitap etmen için ısırmam mı lazım?" Acıyla yüzünü buruşturan çocuğun üzerine emekleyerek yürüdü
Daha sonra taehyung'un sırtını yatak ile buluşturdu. Taehyung o an acısını ciddi anlamda unutmuştu çünkü şu an karşısında yunan tanrısını andıran biri vardı. Seokjin esmer boynunun kızardığını görünce kendini kötü hissetmişti. Sadece onun artık kendisine ismi ile hitap etmesini istiyordu.
Burnunu taehyung'un burnuna nahifçe sürttü. "Özür dilerim, çok mu acıdı?" Taehyung onun bu tavrı karşısında resmen bayılacaktı. "Biraz" fısıltılı çıkan sesi seokjin'in kalbini titretmişti. Seokjin onun acısına rağmen belli etmiyor oluşuna gülümsedi ve yavaşca boynuna sokuldu. Isırdığı yeri önce ıslakça öptü sonra dilini üstünde gezdirdi.
Kendinden etkilendiğini ve aralarındaki çekimin farkındaydı. Seokjin altında titreyen bedenin kollarını okşadı ve boynuna fısıldadı. "Sakin ol ufaklık." Bir şey olmayacaktı aralarında bu yüzden heyecanlanmasına gerek yoktu. Seokjin, boynuna son kez öpücük bırakıp taehyung ile yüz yüze geldi. Ellerini kırmızı saçlarına atıp biraz okşadıktan sonra gülümsedi.
"Deden uyanmadan gideyim, kahvaltı ettiğinde mesaj at seni alırım." Taehyung onun düşünceli halleri hoşuna gittiği için gülümsedi. "Kendim gelebilirim ki." Seokjin onun bu tatlılığına dayanamıyordu. Koskoca adam küçük bir çocuktan delicesine etkileniyor ve kafasındaki planları tek bir gülüşü ile alaşağı ediyordu.
Bu ağır düşünceler yüzünden sertçe yutkunup, taehyung'un yumuşak yanağına öpücük bıraktı.İkisi de o yataktan kalkmak istemese bile hızlıca hazırlanmış ve taehyung'un dedesi uyanmadan aşağı inmişlerdi. Taehyung kahvaltısını güzelce ederken dedesiyle sohbet ettikten sonra üstünü giyindi ve kapıda bekleyen seokjin'in yanına doğru ilerledi.
Yine kendini yiyecek gibi bakan adama göz devirmeden edemiyordu ama bu halleri hoşuna gidiyordu. "Seksi bir bebek." Taehyung, seokjin'in bu dediğine heyecandan midesi kasılırken belli etmeden gülümsedi. "Bebek mi?" Seokjin kahkaha attı çünkü ona seksi demesini umursamamıştı.
"Gerçekten buna mı takıldın?" Taehyung bu dediğine sırıttı ve arabaya yerleşirken spor çantasını arka koltuğa attı. Seokjin direksiyonu sertçe kavradı ve kalkış için hazırlandı. "Yarın mı okula gideceksin?" Taehyung yine sehun ile aynı ortama gireceği için huzursuzdu. Seokjin ile iki hafta içinde ciddi bir ilerleme kaydetmişti ama yine de gitmek istemiyordu.
Seokjin yanında olduğu sürece mutlu ve huzurluydu. Sanki o olmadan yapamıyormuş gibi hissediyordu ve bu güven vericiydi. "İyi misin ufaklık bir sorun mu var?" Taehyung derin bir nefes aldı. Bundan ona da bahsetmek istiyordu. "Orda mutlu değilim ve gitmek istemiyorum." Seokjin arabayı sağa çekip durdurdu.
Ardından Taehyung'u kolundan tuttuğu gibi hızla çekip kucağına aldı. Taehyung kocaman gözleri ile ona bakarken ne yaptığını çözmeye çalışıyordu. Resmen şu an kucağındaydı... "Ne yapıyorsun?" Seokjin biraz daha kıpırdandı olduğu yerde. Taehyung kucağındayken, rahat etmesi için koltuğa iyice yerleşti. "Ne yaptığımı siktir et, seni okuldan almamı ister misin?"
Taehyung şu an olan durumu takmamaya çalışsa da utanıyordu. Onun kucağında olmak alt kısmının hareketlenmesine neden olabilirdi. "Gerek yok hyung hem ondan korktuğumu düşünmesini istemiyorum." Seokjin ufaklığının saçlarına ellerini attı ve gülümsedi. "Korkmuyor musun?" Taehyung onun sevecen tavrına gülümsedi hafifçe.
Doğruyu söylemek gerekirse seokjin'den sonra garip bir şekilde özgüveni yerine gelmişti. "Korkmuyorum artık." Seokjin saçlarını okşamaya devam ederken onu öpmenin hayalini kurmadan edemiyordu. "Artık mı?" Soru sorarcasına tek kaşını kaldırma sebebi, kesinlikli onun için neyin değiştiğini öğrenmek istemesiydi.
"Seninle tanıştığımdan beri hiçbir şeyden korkmuyorum. Ufaklığını güzel yetiştirdin." Seokjin bu söylediğine kahkaha attı çünkü çok hoşuna gitmişti. O gerçekten çok akıllı ve güzel bir çocuktu. Canını yakmak istemiyordu onun ama içindeki intikam ateşine dur diyemiyordu. Malesef yapacaktı, ne olursa ve kim olursa olsun bunu yapacaktı.
Kim seokjin; kim taehyung karşısında ağzından kanlar akarken ve elini uzatsa kurtarabilecekken bile yapacağı tek şey arkasını dönüp gitmek olacaktı. Bu yüzden şu an kucağında hayat bulurken, ne kadar zor olduklarını gözlerine bakarak haykırdı. Taehyung bunu iltifat olarak alırken aslında ikisinin en büyük gerçeği bu cümle olmuştu.
"Bir ihtimalken bile güzelsin ufaklık."
Seksi boks hocası seokjin :")
Seokjin'in kırmızı afeti taehyung :")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpotente ✓
Fanfiction"Yumruklarım, senin kalkanın." kim taehyung lise son sınıf öğrencisi, kim seokjin boks eğitmeni.