"Aferin taehyung daha sert vur!"
Taehyung sabahın erken saatlerinde salona gelmişti ama seokjin'i malesef bulamamıştı. Taehyung kendi kendine çalışırken spor hocalarından biri olan bogum, yardım için yanına gelmişti. Seokjin yokken onunla çalışmak biraz garip gelse bile buna devam ediyordu. Çalışma saatlerini aksatmak asla istemiyordu.
"Şimdi dirsek atarak çalışmaya devam edelim." Taehyung soluklanırken belirtmek istedi çünkü bilmiyordu. "Seokjin hyung bu hareketi öğretmedi." Bogum elindeki eldivenlerini iyice sağlamlaştırdı. Vururken kaymasını asla istemiyordu. "Bence öğrenme vaktin gelmiş. Nefis bir vücudun var." Taehyung onun dediği sözlerle kaşlarını çatarken bogum hemen lafa girdi.
"Yani seni iyi çalıştırmış vücudun iyi durumda demek istedim." Tabii ki sözleri birer yalandan ibaretti. Taehyung'u oldukça beğenmiş ve ilgisini çekiyordu. Bogum onunla yakın olmak adına samimiyetsizce gülümsedi. Buraya geldiğinden beri onu gözüne kestirmişti. Taehyung bogum'un dediklerini anladığına dair kafasını salladı. Bogum ona hareketleri biraz öğrettikten sonra denemeye başladılar.
"Dirseğini karnına doğru getir ki omzunu göreyim." Taehyung onun dediklerini yaptı ve hareketleri iyice kavradı. "Şimdi üzerine doğru geleceğim ve sen omuz atarak beni engelleyeceksin." Taehyung bogum'u onayladığında dediğini yapacağı sıra seokjin adeta kükreyerek ismini bağırdı. Bu sabah biraz geç kalmıştı.
Taehyung'u hatırlayınca oldukça hızlı bir şekilde salona gelmişti ama manzara hiç hoşuna gitmemişti. "Taehyung!" Bogum ile çalışırken isminin haykırılması yüzünden irkilerek seokjin'in olduğu tarafa doğru döndü. Siyah saçları alnına düşmüş ve ateş saçan gözleri ile kendisine bakıyordu. "Hyung?" Neden onun bu kadar sinirli olduğunu anlayamamıştı taehyung.
Seokjin ise kendisine hyung dediğini duyunca gözlerini yumup sinirle soludu. "Hyung diyen ağzını sikeyim!" Taehyung ile bogum'un üzerine hızla yürüyüp ringe girdi. İkisinin arasına geçti ve sinirle bogum'a baktı. "Taehyung benim, sen onunla ilgilenemezsin." Taehyung ne olduğunu yavaş yavaş anlıyordu ama benim kelimesinde takılı kalmıştı.
Aptal kalbi oldukça hızlanmış, mutluluktan gülmemek için alt dudağını ısırmıştı. Bogum ise alayla yüzüne baktı. "Senin? Ondan bir malmış gibi bahsetme." Bogum olayları her zaman çarptırmada başarılı olmuş biriydi ama bu seokjin için geçerli değildi. Taehyung ise kavga olmasın diye araya girmeye çalışırken aslında daha çok seokjin'in sinirlenmesine neden oluyordu.
"Hyung sorun yok. Ben geldiğimde kimse yoktu ve tek çalışıyordum. O sadece yardım etmek istedi." Seokjin kaşlarını havaya kaldırdı. Gerçekten büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu. Daha kendisine bile hyung derken o şerefsize böyle hitap etmesi delirmesine bile yeterdi. Daha fazla burda durup sinirinin artmasına izin veremezdi.
Bu yüzden hızla ringten indi ve ortamdan uzaklaştı. Taehyung ise ne olduğunu anlamamıştı ama bogum'un pis sırıtışını görünce anlamıştı. Hızla seokjin'in peşinden gideceği sıra bogum'un kolunu tutmasıyla yerinde durdu. "Çalışmaya devam edelim mi?" Taehyung onun hala yüzsüzce konuşuyor olmasına sinirlendi ve sertçe çekti kolunu.
"Gerek yok bundan sonra muhattap olmayalım bay park. Zaten benim bir öğretmenim var." Taehyung sözlerinden sonra koşarak uzaklaşırken arkasında sinirden moraran bir bogum bırakmıştı. Alt katta olan garaj kısmına inerek seokjin'in peşinden koştu. Arabasına sinirle giden adamın kolunu tutup kendine çekti.
"Nereye?" Seokjin sinirle solurken onunla konuşmak bile delirmesine yetiyordu. "Siktir git çalışmana bak." Taehyung kolundan kurtulan aptal adamın arkasından bağırdı. "Seokjin ben seni istiyorum ama!" Genç adam olduğu yerde dururken onun ne demek istediğini çözmeye çalışıyordu. Taehyung'a doğru döndü ama sinirini hemen yatıştıramazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpotente ✓
Fanfiction"Yumruklarım, senin kalkanın." kim taehyung lise son sınıf öğrencisi, kim seokjin boks eğitmeni.