3. BÖLÜM.

1.6K 92 10
                                    

İyi okumalar...

Konakta büyük bir sessizlik vardı. Herkes bervine bakıyordu. Bervin ise barzan'a. İnanamıyordu genç kız. Bu kadar benzerlik nasıl olabilir diyordu içinden. Barzan berkenin kopyası gibiydi. Genç kız nasıl bir talihti bu diye düşünüyordu. Bu adamla evlenince her gün berk'i hatırlayacaktı. Hergün onun ölmüş hali gelicekti gözlerinin önüne. Gözleri dolmuştu genç kızın. Şimdi hiç evlenmek istemiyordu. Nasıl kaçabilirdi ki bu evlilikten. Annesi için yapmalıydı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Hasan ağa kızına kaş göz yapıyordu ama bervinin ona baktığı yoktu. Barzan ise genç kızı baştan aşağ süzdü. "Masum" dedi içinden "çok masum". Gözlerinde takılı kalmıştı genç kızın. İstemsiz kaşlarını çatmıştı. Bervinin gözleri hala kan çanağıydı. Göz altları ise şişti. Barzanın içini merak duygusu kaplamıştı. "Ne olmuş olabilir " dedi kendi kendine. Aklına gelen tek şey onunda bu evliliği istemediğiydi. Barzan konağa gelmeden önce zorda olsa ayrılmıştı sevdiğinden. Ne olursa olsun evleneceği kadına bunu yapmak istememişti. Sevdiğinede yapamazdı. Hasan ağa konuşmaya başlayınca ikiside gözlerini birbirinden ayırmıştı.

"Kızım misafirlerin ellerini öpsene ayıp " bervin babasının sesini duyar duymaz içi ürpermişti. Sesine bile tahamülü yoktu. Babasının yüzüne bakmadan kayınvalidesinin ve kayın pederinin elini öpüp yerine geçmişti. Annesi "hadi kızım muftağa" deyince el mecbur mutfağa yönelmişti.

"Noldu daye " demişti bıkkınlıkla.

"Kahve yapasın kızım adettendir." demişti annesi. Bervin "daha ne gelebilir başıma" diye geçirdi içinden. Zorla evlendiği yetmiyormuş gibi birde kahve yapacaktı. Sadece kafa sallayıp cezveyi aldı eline. Nasıl içiyorlarki diye düşündü ama sormak istememişti hepsine sert kahve yapmak istedi. Kahveler hazır olunca yine berk düştü aklına. Kahvesini ne çok beğenirdi. "Sakın istemeye geldiğimde tuz atma cennetim senin gibi tatlı olsun " derdi. Nasıl yapacaltı onsuz. Her dakika aklındaydı. Dayanamıyordu.

"Hadi keçamın kahveler soğudu" annesinin sesini duyar duymaz kendine gelmişti. Tepsiyi eline alıp avluya yöneldi. Önce misafirlere ikram etti en son barzana. Tekrar tekrar bakmıştı bervin. Bu kadar benzerlik mümkün olabilir miydi? Yoksa aklı ona oyun mu oynuyordu.

************Bervinden devam************

Annem hep "insanlar çift yaratılmıştır" derdi de inanmazdım. Karşımdaki evleneceğim adam mıydı yoksa berk miydi ? Anlamamıştım. Delirmek üzereydim. Anlamıyordum, anlayamıyordum. Kahveleri verdikten sonra yerime geçtim. Başımı yere eğip sabırla bekledim. Ama gücüm yoktu o kadar halsizdim ki ayakta zor duruyordum. Pala bıyıklı söze girip beni istemişti. Babam ise sanki nazlanıyordu. Eninde sonunda vericekti. Beni mal gibi satmıştı. Üstüne sevdiğimi öldürmüştü. Yüzündeki zafer gülüşü beni daha da sinirlendiriyordu.

"Verdik gitti. Hayırlı uğurlu olsun " demişti babam. İkisi ayağa kalkıp el sıkıştılar. Sanki hayvan satın alıyorlarmış gibi davranıyorlardı. Daha fazla dayanamayacağımı anlayıp koşarak odama girdim. Sırtımı kapıya yaslayıp yere çöktüm. İşte yine ağlıyordum. Kurutan göz pınarlarım yine ıslanmıştı. Ellerimi ağzıma götürüp çığlık attım. Ne kadar çığlık atarsam atayım atamıyordum içimdekileri.

"Nerdesin berk kurtar beni. Beni bu cehennemde bırakma. Yanına al sevdiğim al ki benimde ruhum huzur dolsun, sen dolsun. Öyle bir sar ki beni kokunla sarhoş olsun bu bedenim. Öyle bir bak ki gözlerime , senden başkasını görmesin gözlerim. " hıçkırıklarım gittikçe çoğalıyordu. Birden kapının tıkşanmasıyla yerimde zıpladım. Annem gelmiştir diye vakit kaybetmeden açmıştım. Ama malesef babamdı. Yüzündeki sinir o geceyi hatırlatıyordu bana. Elini kaldırıp sert bir tokat attı. O kadar çok serttiki kendimi yerde bulmuştum. Ağzıma metalik bir tat gelince dudağımın kanadığını anlamıştım. Babam hiç vakit kaybetmeden saçlarıma asılmıştı. Canım yanmıyordu artık. İçimin acısı büyükken fiziksel acı verir miydi? Vermezdi.

GUPSE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin