İyi okumalar...
Hani bazen içinde kötü bir his olur, sanki çok kötü şeyler olucak gibi. Bütün gün o his içini kemirir , bitirir. Şu an aynen onu hissediyordum. Kendime avutucak şeyler söylüyordum ama olmuyordu. O his bütün vücudumdaydı. Çoktan kanıma geçmişti. Bütün vücudumu dolaşıyordu. En çok kalbimi etkiliyordu. Normalinden daha fazla atıyordu. Hasan ağa karşımda duruyordu. Hem gerçekleri öğrenmek istiyor, hemde istemiyordum. Korkuyordum belkide. Kaldıramayacağım bir şey olmasından. Ya da barzana konduramıyordum. O kadar iyi ki. Kötü bir şey yapmış olmasını yediremezdim.
"Gerçekleri öğrenmek istiyor musun kızım" demişti hasan ağa. Halimizden eğlenir gibi bir hali vardı. Şimdi düşünüyorumda ben zamanında nasıl sevmiştim bu adamı.
"Bana kızım deme." ağzımdan çıkan tek söz buydu. Bozulduğunu anlamak çok zor değildi. Barzan yanımıza gelip beni hasan ağadan uzaklıştırdı. Konağa sokmak için sürüklüyordu. Kolumu sıktığının farkında değildi. Canım acıyordu ama sesimi çıkaramıyordum.
"Bervin dur. Söyleyeceklerim berkle ilgili" dediği an olduğum yerde durdum. Şimdi daha çok ilgimi çekiyordu. Barzanla berkin ne alakası olabilirdi? Kolumu barzandan kurtarıp hasan ağanın yanına gittim. Havanın birden soğuması normal miydi? Esen rüzgar içimdeki fırtına gibiydi.
"Söyle " sesimin bu denli soğuk çıkmasına ben bile şaşırmıştım.
"Bervin buraya gel hemen " barzanın sesi buz dağı gibi sertti. Yağmur damlaları yüzümü ıslatmaya başlamıştı. Esen rüzgarla birlikte üşütüyordu. Barzanı dinlemiyordum. En az bende onun kadar korkuyordum duyacaklarımdan. Barzan yanıma gelip yine kolumdan tutmuştu.
"Bırak" diye bağırdım. Beni dinlemeden sert bir şekilde konağın içine itti. Kapıyı üstüme kapatıp gitmişti. Hızla kapıya gidip "aç " diye yumrukluyordum. Ama ne açan vardı ne ses veren. Ellerimin acısından durmak zorunda kalmıştım. Ne kadar vurursam vurayım, ne kadar bağırırsam bağırıyım açmıycaktı. Herkes etrafımda toplanmıştı. Konuşmak istemediğim için hızla odama çıkıp yatağa attım kendimi. Hıçkırırak ağlıyordum. Aklımı yitirmek üzereydim. Benden sakladıkları sır ne olabilirdi? Düşünmekten yine başıma ağrı girmişti. Barzana kızgındım. Beni bir paçavra gibi konağın içine atıp gitmişti. Canımı nasıl yaktığını bilmiyordu. O sırrı öğrenmemem için elinden geleni yapıyordu. Kapının açılmasıyla yataktan kalktım. Barzan başı eğik bir şekilde yanıma gelmişti.
"Özür dilerim"
"Ne için ? Benden sakladığınız sır için mi? Yoksa beni bir paçavra gibi konağın içine atıp gittiğin için mi? Hangisi için barzan" göz yaşlarım benden bağımsız akıyordu artık. Sinirden gözüm dönmüştü. Ona baktıkça kalbime bir ağırlık çöküyordu. Sarılmak istiyordum ama gururum engel oluyordu. Onun gözünden akan iki damla yaşı silmek istiyordum , aklım engel oluyordu. Ben onu delicesine severken , onun kalbi canımın yanmasına nasıl razı oluyordu. Sevda dedikleri bu muydu? Severken nasıl canı yanabilirdi bir insanın. Yanıyordu işte. Yakıyordu her bir hücremi. Küle dönüştürüyordu. Biliyordu kalbim, iki çift güzel laf etse affederdi. Yine delicesine atardı durmadan.
"Herşey için. Seni korumak istedim. Duydukların ne sana iyi gelirdi ne bana. Kaldıramazdın. Giderdin.." gider miydim? Bu muydu tek açıklaması. Benim için yaptığını söylüyordu,kendi için yaptığını bilmeden. Her cümlesi darma duman ediyordu. Yıkıyordu...
"Sakladığınız sır ne?" cevap vermesi için dua ediyordum. Eğer onun ağzından duyarsam öfkem daha az olurdu.
"Sır yok bervin. Bende bilmiyorum" söylenebilecek en kötü yalanı söylemişti. Bal gibi biliyordu. Bilerek söylemiyordu. Yanıma yaklaşıp kolumdan tuttu. Ağzımdan bir inleme kopuverdi. Kolumu bir refleksle çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GUPSE (Tamamlandı)
Fiksi Umum"Neden beni sevdin" diye sordu genç adam. Sevdiği kadın ona yaklaşıp elini yanağına koydu. Şefkali bir şekilde okşadı. "Çünkü sen Gupse'sin" dedi genç kadın. Adam anlamamıştı ne söylemek istediğini. "Gupse? " diye sordu yanağındaki eli tutarak. Kad...