4.BÖLÜM

1.5K 85 9
                                    

İyi okumalar...

"Berk kim?" Demişti barzan. Kendime gelemediğim için göz yaşlarım akmaya devam ediyordu. Hala rüyanın etkisindeydim. Rüyamda bile onu kaybediyordum. Göz yaşlarımı silip yataktan kalktım.

"Senin ne işin var burada?" dedim zar zor. Nefes almakta zorlanıyordum. Barzan yanıma gelip omuzlarımdan tutmuştu.

"Sen iyi misin?" dedi. İyi miydim? Değildim hemde hiç iyi değildim. Ağzımdan bir hıçkırık koptu. Barzan başımı göğsüne yasladı. Ağlamam daha da şiddetlendi. Sırtı mı sıvaslayıp "tamam geçti" demişti. Geçmiyordu. Bende çok isterdim geçmesini ama geçmiyordu işte. En azından hayatta olsaydı. Nefes aldığını bilirdim. Kendime geldikten sonra barzandan ayrıldım.

"Hadi elini yüzünü yıka hazırlan kahvaltı yapıp temiz hava alalım iyi gelir " demişti. Kafamı sallayıp banyoya yöneldim. Birşey söyleyecek gücüm yoktu. Soğuk suyu açıp yüzüme çarptım. Aynaya baktığımda korkunç gözüküyordum. Göz altlarım çökmüş, gözlerim hala kan çanağıydı. Rüyam gelmişti aklıma. Neler demişti berk? Hayatına giren insana şans vermemi istemişti. Nasıl yapardım. Onu unutup nasıl başka birine aşık olurdum? Olamazdım ki. Onu unutamazdım. Daha fazla düşünmek istemediğim için banyodan çıktım. Odaya geri döndüğümde barzanın olmadığını gördüm. Dolabıma gidip yine beyaz bir elbise çıkardım. Hızlı bir şekilde hazırlanıp aşağı inmeye başladım. Barzan ve hasan ağa sohbet ediyordu. Artık ona baba bile demek istemiyordum. Hasan ağaya bakmadan barzana "hazırım" dedim. Barzan müsade isteyip konağın kapısına doğru ilerledi. Bende arkasından gitmeye başladım. Arabanın içine girdikten sonra bende arka tarafa oturmak için yönelmiştim. Binicekken "öne bin " diye emir vermişti. Yine birşey demedim. Dediğini yapıp ön tarafa geçtim. Barzan arabayı çalıştırıp sürmeye başladı. Ne o konuşuyordu ne ben konuşuyordum. Zaten ne konuşabilirdik ki? Daha tanışalı 1 gün bile olmamıştı. Mardinin çıkışına doğru gidiyorduk. Araba durduğunda nereye geldiğimize baktım. Manzaralı köye yakın bir yere gelmiştik. Arabadan inip uçurumun kenarına doğru ilerledim. Aklıma gelen tek bir şey vardı. Yapabilir miydim.?

********************yazardan**************

Bervinin aklına kötü şeyler geliyordu. Atmak istemişti kendini. Sevdiğine kavuşmak... Cesareti yoktu. Çok isterdi ama yapamazdı. Berk onun yaşamasını mutlu olmasını istemişti. Masum kalmasını... Ama dayanamıyordu. Ona kavuşmak istiyordu. Hayat omuzlarına yükleniyordu. En küçük bir darbede çökerdi. Yavaş yavaş daha da ilerledi uçurumun kenarına. Neredeyse en ucunda duruyordu. Barzan kızı farkedip ona doğru ilerledi. Korkmuştu genç adam. Bu masum kızı kaybetmekten korkmuştu. Kalbine çöken ağrıya mani olamadı.

"Bervin yapma" diye bağırmıştı. Genç kız barzanın sesini duyar duymaz ona dönmüştü. Nasılda benziyordu sevdiğine. Hayat ona nasıl bir oyun oynuyordu.

"Gelme sakın " diye bağırdı bervin. En ufak bir harekette kendini uçurumun dibinde bulucaktı. Barzan temkinli bir şekilde yaklaşmaya başlıyordu.

"Bervin yapma bak derdin neyse çözeriz ne olur gel buraya " kafasını olumsuz anlamda salladı bervin.

"Benim derdim çözülmez barzan. Tek çözebilecek ölüm" diye bağırmıştı göz yaşları eşliğinde. Barzan anlayamıyordu. Bu kız ne yaşamıştı ki ölmek istiyordu. Farkettirmeden bir adım daha yaklaşmıştı barzan. Şu an tek düşüncesi onu kurtarmaktı.

"Bak ben sana yardım edeceğim. Ama kendine bir şans vermelisin. Kendini öldürünce eline ne geçicek. Hiç birşey. Sevenlerini arkadanda bırakmak ister misin? "

"Benim sevenim yokki barzan benim sevenimde sevdiğimde öldü. Yaşamak için bir nedenim yok ki"

"Umudun var bervin. Umudunu yetirme. Senin yaptığın Allah'a karşı gelmek. Senin bu dünya da bir sevenin daha var oda Allah. " barzan bu sözlerin kızı vazgeçireceğini umuyordu. İşe yaramıştı. Bervinin aklı karışmıştı. Ne kadar inkar etse de barzanın söylediklerine hak veriyordu. Barzana doğru ilerlerken ayağı kaymıştı. Düşmek üzereyken barzan kolundan tutmuştu. Bervin çok korkuyordu. İlk defa ölmekten korkmuştu. Barzan bir çırpıda yukarı çekti bervini. Çeker çekmez sımsıkı sarılmıştı. Bervin hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sakinleşmesini bekliyordu genç adam.

"İyi misin? " diye sormuştu barzan.  İyi olmasını canı gönülden istemişti.

"İyiyim çok teşekkür ederim beni kurtardığın için"

"Önemli değil. Nedir seni ölüme iten sebep " diye sormuştu. Çok merak ediyordu kızın ne yaşadığını. Bervin düşündü "anlatmalıyım ?" diye. Aslında anlatmak mantıklı geliyordu.

"Evet" demişti kısaca. Manzaraya karşı yanyana oturdular. Bervin söze nasıl başlayacağını bilmiyordu.

" 4 yıl önce istanbula gittim okumak için. Babam çok karşıydı ama bir şekilde ikna ettim. O kadar mutlu olmuştum ki benden mutlusu yoktu. 2. Senemde onunla tanıştım. Berk... Hayatıma güneş olmuştu. Beni aydınlatıyordu. Her gün değerli olduğumu hissettiriyordu. Gerçekten hayatım boyunca ilk defa değerli olduğumu hissediyordum. Onunla çok mutluydum. Lise bitince üniversiteyi kazandım. Ünüversiteye gitmeden önce annemi görmek istedim. Mardine geldim 1 hafta önce. Berkte benimle gelmişti. O otelde kalıyordu. Konağa geldiğimde herşey çok güzeldi. Ta ki akşama kadar. Babam beni verdiğini söylemişti. İnanamamıştım. Olmaz , hayır baba dediysemde dinlemedi. İstemedim. Sevdiğim varken nasıl başka biriyle evlenirdim. Annemden yardım istedim. Kabul etti. Gece kaçacaktım. Herşey çok güzeldi. Hiç bir kusur yoktu. Gece evden çıkıp otele, berkenin yanına gittim. Otobüs biletlerimiz hazırdı. Tam otobüse binicekken babamlar geldi. " derin bir nefes aldı bervin. Kelimeler boğazında düğüm olmuştu. Gözünden akan yaşlar yüzünü ıslatmıştı. Barzan cebinden mendil çıkararak kızın göz yaşlarını sildi. Bervin anlatmaya devam etti.

"Kaç dedim ona çünkü başına gelecekleri biliyordum. O ne yaptı biliyor musun? Gitmedi. Elimi tuttu. Bırakmadı beni. Babamın adamları bizi kolumuzdan tutup konağa geri götürdüler. Babam dövmüştü beni. Berk dokunma ona deyince babam silahını çıkarıp ona ilerledi. O kadar çok korkuyordum ki. Özür diledim babamdan, yapma etme dedim dinlemedi. Kaçmamın bedelini sevdiğim adam ödedi. Babam gözümün yaşına bakmadan gözümün önünde" devam edemedi bervin. Hıçkırırklarının arda ardı kesilmiyordu. Boğazları acımıştı. Canı bir kez daha yanmıştı genç kızın. Başka biri olsaydı kaldıramazdı. Barzan duyduklarını idrak etmeye çalışıyordu. Neler yaşamıştı bu masum kız. Bir ara onunda gözleri dolmuştu. Nasıl dayanmıştı. Bu bedeni nasıl kaldırmıştı yaşadıkları.

"Öldürdü... Onu hiç acımadan öldürdü barzan. Onun bir suçu yoktu ki. Sadece beni korumak istemişti. Ölürken öyle bir gülüşü vardı ki görmen lazımdı. Son sözü bile "seni seviyorum" oldu. Halbu ki ölecek olan biri güler mi? Hiç korkmaz mı? Korkmamıştı barzan. Benim yüzümden öldü. Benimle buraya gelmeseydi hala yaşıyor olurdu. "

"Bervin ben özür dilerim. Ben istemedim bu evliliği inan bilseydim ne olursa olsun mani olurdum"

"Merak etme seni hiç suçlamadım. Sen nerden bilebilecektin. Seninde sevdiğin var mı barzan "

"Vardı"

"Yoksa o da mı?"

"Yok hayır seni istemeye geleceğimiz akşam ayrıldım. Bu kötülüğü ne ona ne sana yapamazdım" kız duyduklarına şaşırmıştı. Ne kadar iyi bir insan diye düşünmüştü. Her yönüyle berk' e benziyordu. Oda böyle yapardı. Üzüldü genç kız. İkimizinde hayatı mahfoldu diye düşündü. Berk rüyasında hayatına girecek olana şans ver demişti. Düşündü kız. İkimizinde yaraları büyük şans verebilir miyim ? Diye sordu kendine. Ama yapamazdı. Onun sevdiği hala hayatta idi. Onların kavuşma şansı vardı. Sevdiği gibi ölmemişti ki. Aklına yine mezarı olup olmadığı geldi. Dinen göz yaşları yine akmaya başladı. Barzanın içi acıdı. Üzülmüştü bu kıza. Onunda sevdiği vardı ama hiç bir zaman sevdalı olmadı. Barzan onun arkadaşlığını , güvenirliğini ve her zaman destek olmasını sevdi. Aşk'ı hiç tatmamıştı. Tekrar sildi kızın göz yaşlarını.

"Biliyor musun ? Mezarı var mı yok mu onu bile bilmiyorum" demişti bervin. Bağıra bağıra ağlıyordu. Barzan dayanamıyordu artık. Kendinden beklenmedik bir şey yapmıştı. Bu yaptığının nelere sonuç vereceğini bilmeden.

GUPSE (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin