Kapıdaki Sandra'ydı.
-Sandra?? Dedim şaşırarak.
-Ella, merhaba. Dedi.
O kadar şaşırmıştım ki öyle salak gibi bakakalmıştım.
-Beni içeri davet etmeyecek misin? Dedi.
-ıı.. tabii, geç. Dedim
İçeri geçti. James, Parker ve Blake'de oturdukları yerden hızlıca ayağa kalktılar.
-S-sandra?! Dedi James.
-James... seninle özel bir şey konuşabilir miyim? Dedi Sandra.
-Olur.. Hadi gel. Dedi James. Ve yukarıya çıktılar.
-Sandra burada olduğumuzu nerden biliyo? Dedi Parker.
- bilmiyorum.. dedim ben de.
Acaba Sandra James'le konuşuyordu? Gerçekten çok merak ediyorum...Yarım saat sonunda James ve Sandra aşağıya indiler. James'in yüzü düşmüştü.
-Sandra.. artık bizimle kalıcak. Dedi James.
-Aa.. olur tabii ki kalsın. Dedim. Sandra gülümsedi.
-Gel ben sana odanı göstereyim. Dedim. Sandra'da kafasını salladı. Beraber yukarı çıktık.
-Burası çok güzel bir evmiş Ella. Dedi Sandra.
-Evet.. dedim.
Kısa bir sessizliğin sonrasında;
-Şey... çok özel değilse... James'le ne konuştunuz? Diye sordum. İyi yapmamış da olabilirim. Ama çook merak ediyorum!
-James'le mi? Iıı.... Ella ben... diyecekken telefon çaldı. Tanrım! Tam zamanında Tammy arıyor.
-Efendim Tammy.
-Alo Ella... ben şey diye aradım, bugün abim sizi bizim eve çağırmak çok istiyor da... bu akşam bize yemeğe gelmek ister misiniz? Dedi.
-Iı.. ben diğerlerine de sorayım.. bir dakika bekle. Dedim ve telefonu kapattım.
-o kim? Diye sordu Sandra.
-Tammy... buradaki komşularımız. İyi insanlar. Dedim. Sonra aşağıya inip;
-Hey! Bugün Tom'lar bizi kendi evlerinde akşam yemeğine çağırıyorlar. Ne dersiniz? Gidelim mi? Diye sordum.
-BENCE GİDELİM! Dedi Blake bir anda. Güldüm.
-Tamam... bence de gidelim.. zaten sıkılıyorduk. Dedi Parker.
-James? Sen ne düşünüyorsun? Dedim.
-Ne? Hangi konuda? Dedi. Tanrım nereye daldı bu?
-Tom'lar çağırdı da...
-Tamam tamam... gideriz. Dedi ve odasına çıktı.
Acaba Sandra ne söylemişti ki ona? Bu kadar dalmasının sebebi neydi??
Daha saat 17:20 olduğu için gitmemize çok vardı. O yüzden Parker ve Blake çok istedikleri korku filmini izlediler. Ben Sandra'yla okuldan nasıl kaçtığını?, bana kızgın mı olduğunu? Hepsini sormayı düşünüyordum. James'te odasından hiç çıkmamıştı.
Sandra'yla benim odama geldik. Ve yatağıma oturduk.
-Odan ne güzelmiş! Dedi Sandra.
-Teşekkür ederim... şey Sandra.. aslında sana soracaklarım var. Dedim.
-Sor tabii. Dedi.
-Bana kızgın mısın? Diye sordum.
-Neden sana kızgın olayım ki? Dedi.
-Okulda seni bırakıp kaçmak zorunda kaldık. Dedim yere bakarak.
Sandra gülümseyerek;
-Aslında bir süre yalnız kalmam iyi oldu.. ama sıkıntımız var... Sierra.. kamptan döndüklerinde çok sinirliydi. Sizin kaçtığınızı anlamıştı. Ben de bir yere saklandım. Çünkü beni bulursa, bana zarar vermekle tehdit edip, sizi çağıracaktı. Sierra o kadar sinirliydi ki, adamlarını sizi aratmak için gönderdi. Burası uzak bir yer... ama Sierra'nın bulamayacağı bir yer değil. Dedi.
-Oh! Olamaz... umarım bizi burada bulmaz. Bulursa yine o lanet olası okula gitmek zorunda kalırız! Dedim.
-Merak etme.. o okula gitmeyeceğiz! Dedi.
Gülümsedim. Hala Sandra ve James'in ne konuştuğunu merak ediyordum. Ama şimdi sormamalıyım. Belki özel bir şey. Sandra isterse bana anlatır zaten..
-Şey... ben biraz uyuyacağım. Dedi Sandra. Ve odadan çıktı.
Ben de yatağımda uzandım. Ne garip şeyler yaşıyoruz böyle!
Bir anda karşımda bir çocuk görmemle irkildim.. suratı gülümsüyordu ama çok ürkütücüydü.
-Sen kimsin! Diye bağırdım. Kız bir anda çığlık atmaya başladı. Öyle bir bağırıyordu ki, ben de çığlık atmaya başladım. Kulaklarımı tıkadım. Kız git gide bana daha da yaklaşıyordu. Bir anda arkasından bir sürü daha kişiler gelmeye başladı. Aralarından biri;
-Ella... sen ne biçim bir insansın! Arthur senin yüzünden ölmüş bile olabilir ama sen kendi keyfinin derdindesin. BENCİL! Diye bağırdı. Korkudan kalakalmıştım. Hiç bir cevap veremiyordum. Kız eline bir bıçak aldı ve bana doğru yaklaşmaya başladı. Gözlerimi kapatıp yüksek sesle çığlık attım. Kapı sesiyle irkildim.
İçeriye Parker ve Blake girdi.
-Hırsız mı var?! ELLA! Diye bağırdı Blake.
Blake eline tava, Parker da eline bıçak alarak gelmişlerdi. İnsanlar hala orada mı diye baktım. İnsanlar gitmişti ama, küçük kız hala elinde bıçakla karşımda duruyordu.
-ELLA? KONUŞ! Diye bağırdı Parker.
-GÖRMÜYOR MUSUNUZ? KARŞIMDA BİR KIZ VAR! Diye bağırdım.
İkiside şaşkın şaşkın bakarak;
-Ne kızı? Nerde? Dedi Parker.
-Ben de görmüyorum. Dedi Blake.
-NASIL GÖRMÜYORSUNUZ? TAM KARŞIMDA! Diye bağırdım.
-Ella.. bence sen biraz yorulmuşsun. Bak burada kimse yok. Sen biraz yat dinlen. Dedi Blake. Ve odadan çıktı. Parker'da yanıma gelip;
-Kırmızım... bak kimse yok. Eğer biri olsaydı ben onu öldürürdüm zaten.. sen kafanı hiç takma hadi uyu biraz. Dedi yanağımdan öpüp odadan çıktı.
Kız orda mı diye tekrar baktığımda yoktu. Sadece bir ses duydum;
-SEN HAYATIMDA GÖRDÜĞÜM EN İĞRENÇ İNSANSIN ELLA...
Tanrım... bana noluyor böyle?! Niye halisülasyon görmeye başladım! Korkuyorum...Artık sesler yoktu.. yüzümü soğuk suyla yıkadım. Saat 19:35 olmuş. Altıma siyah kot pantolon üstüne beyaz t-shirt giydim. Saçlarımı tarayıp açık bıraktım. Bugün makyaj yapmadım. Ve en sevdiğim parfümümü sıkıp aşağıya indim. Herkes koltukta oturuyordu.
-Ella.. çığlıklar duymuştum. İyi misin? Dedi Sandra.
-İ-iyiyim. Biraz yorulmuş olmalıyım. Dedim.
-Ben de hazırlanayım çıkalım. Dedi Parker ve hazırlanmaya gitti.
Ben de Sandra'nın kulağına;
-Sandra... hani bana James'le konuşmanızı anlatacaktın? Dedim.
-Boşver.. dedi ve mutfağa gitti.
Konuşmak istemiyordu.Bir kaç dakika sonra Parker'da hazırdı. Hepimiz arabaya bindik ve Tom'ların evine geldik.
Zili çaldığımızda kapıyı Tom açtı.
-Aa.. hoş geldiniz! Buyrun içeri. Dedi Tom.
Biz de içeri geçtik. Evleri çok güzeldi. Salona girdik. İçerisi serindi. Herkes koltuklara oturdu.
Tammy'de gelip hepimize selam verdi.
Sonra sohbet ettik.
45 dakika falan sonra. Evlerini gezmek çok istiyordum. O yüzden;
-Ben tuvalete kadar gidiyim. Dedim ve kalktım. Yukarı kata çıktım. Tabii ki de amacım tuvalete girmek değildi. Odalarına bakmaktı. Çünkü ev muhteşem di.
Bir odaya girdim. Pespembe bir odaydı. Büyük ihtimal Tammy'nin odasıydı. Çok tatlı prenses odalarına benziyordu. Odayı incelerken kapı sesiyle irkildim.
-Ella? Sen ne yapıyorsun burda? Dedi Tammy.
-Şey.. ben tuvaleti ararken kayboldum da. Dedim.
Tammy güldü.
-Hazır burdasın gelde seninle kız kıza konuşalım. Dedi.
-tamam. Dedim. Ve Tammy'nin yatağına oturduk.
-Ella... ben sanırım Blake'ten hoşlanıyorum. Dedi.
-Aa. Ne güzel! Bence Blake'de senden hoşlanıyor. dedim sırıtarak. O da gülerken birden yüzü düştü ve;
-Ama korktuğum bir şey var... dedi.
-Ne var? Bana anlatabilirsin. Dedim.
- ortaokul 8 de bir çocuktan hoşlandım. Ama feci bir halde. Platonik olmuştum..
Sonra bir gün karşıma bir sürtük çıktı ve sevdiğim kişi ondan hoşlanmaya başladı. O günlerde hep ağladım.. hep. Hala daha unutmuş değilim. Ama artık kafama takmıyorum diyelim..
Bir de Ella.. eminim ki 2 erkek veya daha fazlası sana aşık olmuştur.
Anlamıyorum sende ne buluyorlar ki? Dedi. Bir anda şaşkınca bakmaya başladım.
-Şaka yaptım canımm! Dediklerimi sakın ciddiye alma. Dedi gülerek. Çok garip.. ama az evvel şaka gibi söylemiyordu.
-Neyse hadi gel aşağıya inelim. Sizin için ellerimle çok güzel yemekler yaptım! Dedi ve elimden tutup ben aşağıya sürükledi.Yemeklerimizi de yedikten sonra. Artık gitmeye karar verdik. Ne de olsa artık geç olmuştu.
-Hadi biz kalkalım artık. Her şey için teşekkürler. Dedi Blake. Ve kalktık. Tammy yemeği çok lezzetli yapmıştı bu arada. Ama hala bana odada dedikleri aklımdaydı. Amaan! Sadece şaka işte. Ön koltuğa oturdum. Arabayı da Parker sürüyordu. Tam giderken arabanın önünde Arthur'u görmemle;
-DUR! Diye bağırdım. Parker ani bir frenle arabayı durdurdu. Ne olduğunu anlamadan bakıyordu. Hemen arabadan indim ve arabanın önüne geldim. Arthur yok olmuştu. Tabii ya.. yine halisülason. Arabaya tekrar bindim.
-Noldu Ella? Dedi Parker.
-Halisülason gördüm.. dedim.
-Bu aralar neden halisülasyon görüyorsun acaba? Diye sordu Blake.
-Bilmiyorum... dedim.Eve vardığımızda. James ve Sandra kavga ediyorlardı.
-BİR TÜRLÜ ANLAMIYORUM NE BİÇİM İNSANSIN SEN! Diye bağırdı Sandra.
-SANDRA BEN SENİ HİÇ BİR ZAMAN ALDATMADIM! ALDATMAMDA ZATEN! BUNU NASIL DÜŞÜNEBİLİRSİN!
-BURADA SENİ İSTEDİĞİMDEN DURMUYORUM JAMES! SAKIN KENDİ ÜSTÜNE ALINMA!
-O ZAMAN HİÇ DURMA!
-SENİN ÇOCUĞUNA HAMİLEYİM GERİZEKALI...
***-Sandra hamile mi?
-Ella neden halisülason görüyor?
-Arthur nerede?Merhaba güzel insanlar! Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir!
Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin seviliyorsunuz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ꭶıᖇ
Fantasy-Neden bana söylemiyorsunuz?! Diye bağırıyordum. -Ella... dedi Arthur. -Bu... bu bir L͛a͛n͛e͛t͛. Dedi Arthur korkarak. Lanet mi? -Ama sadece bir Ꭶıᖇ demiştin?! Dedim korkarak. Ella ve babası, şehirden uzak dağlık bir yere taşınırlar. Evet, buraya k...