26

13.5K 741 302
                                    

Sabaha kadar ağlamıştım ve yarım yamalak uyumuştum. Annem odama geldiğinde beni görünce yüzünde bir endişe oluştu.

"Günaa- Güzel kızım iyi misin?"

İyi olmak. Kesinlikle şuan çok iyiydim değil mi? İnsanlar günde çok kez bu soruyla karşılaşırlardı. Kimisi geçiştirmek için iyiyim derdi kimisi karşısındakine nedenini açıklamamak için. Çünkü bilirdi. Eğer kötü olduğunu söylerse nedenini de söylemesi gerekirdi.

Gözlerim kıpkırmızı bir halde yüzümde sahte gülümsemeyle anneme dönüp cevap verdim.

"Çok iyiyim anne!"

"Cemre bu halin beni korkutuyor..."

"Anne gerçekten sorun yok. Sadece bugün okula gitmesem iyi olur"

Cevabını beklemeden arkama dönmüştüm. Bugün okula gidip Deniz'i görmeye hazır hissetmiyordum.

"Tamam, istediğin gibi olsun. Ama kahvaltını güzelce yap olur mu? Ayrıca ne zaman konuşmak istersen buradayım. Biliyorsun."

"Biliyorum anne. Teşekkür ederim."

Aklıma gelen düşünceyle birden arkamı döndüm.

"Anne?"

Gelip yatağımın kenarına oturunca doğruldum ve yatağın üstünde bağdaş kurdum.

"Efendim balım?"

"Babam beni neden sevmedi, güzel değilim diye mi?"

Bunu sanki annesinden pamuk şeker isteyen çocuk gibi söylemiştim. Annem sorum karşısında gözlerini kaçırdı. Sonradan tekrar çok özendiğim masmavi gözlerini bana çevirdi.

"Sen çok güzelsin balım."

"Sorumun cevabı bu değil..."

"Bak. Bir şeyler olduğunu anlayabiliyorum. Eğer birinden istediğin değeri alamıyorsan üzülme olur mu? Kalbi temiz insanların karşısına her zaman kendi gibi bir insan çıkar. Sadece birazcık zaman gerekir. Kendini sakın yıpratma. Ben seni çok seviyorum ve üzülmene dayanamam. Anlıyorsun değil mi beni?"

Belli belirsiz kafamı salladıktan sonra aramızdaki mesafeyi kapatıp ona sarıldım. "Ben de seni çok seviyorum güzel annem benim. İyi ki varsın." mırıldanarak söyledim bu cümle annemin gülümsemesine sebep olmuştu.

"Sabah, sabah bu duygusallık fazla. Makyajımı bozacaksın. Hadi çıkıyorum ben."

Son kez yanağımı öptüğünde tekrar arkamı dönerek uzandım.

Kapı sesinden annemin odadan çıktığını anlamıştım. Aslında kimine göre saçma gelecekti. Belki de abartıyordum. Ama sevdiğim çocuğun en yakın arkadaşlarımdan birinden hoşlanması canımı yakmıştı. Bunu ne kadar sürede atlatırım, bilmiyordum. Ya da atlatır mıydım ondan bile emin değildim.

Kafamı iyice yastığa gömdüm. O an güzel olmayı diledim. Sadece güzel olmayı...

İrem okula geleli birkaç gün olmuştu. Ama benden daha fazla arkadaşı vardı. Çünkü o güzeldi. İnsanlar onun yanında bulunmaktan hoşlanıyorlardı.

Belli bir amaçları olmasa da sohbet etmeye çalışıyorlardı onunla. Ben ortaokulda farklı bir okula nakil aldırdırmıştım.

Yeni çevrelerden hoşlanmazdım. Çünkü kolay kolay uyum sağlayamazdım. İlk günlerde eve gelince sürekli ağladığımı hatırlıyordum.

Uzun bir süre arkadaşım olmamıştı. Teneffüs zili çalmasın isterdim. Çünkü en azından derste yalnız gözükmüyordum. Yanımda birisi oturuyordu. Arkamda, önümde birileri vardı. Ama zil çalınca herkes en yakın arkadaşlarını alıp dışarı çıkardı. Ben kaldırdım öylece sınıfta...

Uyuyamayacağımı anladığımda yataktan doğruldum ve ayağa kalktım. Sanki gücüm çekilmiş gibiydi.

Gece telefonumun şarjı bitmişti ve kapanmıştı. Sanki anlamıştı beni, anlamıştı telefonu açmaya gücüm olmadığını.

Normalde ilk işim telefonu şarja takmak olurken bugün takmadım. Lavavoya doğru ilerledim.

Yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime baktım. Berbat gözüküyordum. Tek kelime ile berbat.

Annem ne kadar bir şeyler yememi istese de canım hiçbir şey istemiyordu.

Bu kadar güçsüz, savunmasız olmak artık canımı sıkıyordu. Herhangi bir darbede hemen yıkılabilecek, enkaz altında kalmış bir bina gibiydim.

Bir anda zilin çalmasıyla irkildim. Şu an kimseyi istemiyordum yanımda. Büyük ihtimalle gelen görevli abiydi.

Zil susmak bilmeyince adımlarımı kapıya doğru yönlendirdim.

Kapıyı açtığımda karşılaştığım manzara beni bir hayli şaşırtmıştı.

"Kübra?"

"Almayacak mısın beni içeri?"

Kapının önünden çekilip içeri geçmesi için ona yol açınca ayakkabılarını çıkarıp mutfağa doğru gitti. Beni umursamadan elindeki poşetlerden bir şeyler çıkarıyordu. Sonunda aklına gelmiş olmalıyım ki konuşmaya başladı.

"Pelin teyze aradı beni. Senin için endişelendiğini söyledi. Bugün de zaten çok sıkıcı dersler vardı. Ben de biricik kankama moral olmaya geldim"

"Teşekkür ederim ama gerek yoktu.. Yani benim için okulu asmana-"

"Tamam, tamam sus. Konuşacağız. Ama önce bir şeyler yemem lazım. Bilirsin aç ayı oynamaz"

Onun bu en kötü zamanlarda bile pozitif hali tebessüm etmemi sağlamıştı.

~

Bölümler yavaş yavaş uzuyacak bundan sonra. Bu bölümü de geçiş bölümü gibi düşünün,,

110 yorum 25 oy'a yeni bölüm en kısa zamanda gelir. (Emoji atmak yerine paragraflara yorum yaparsanız beni daha çok mutlu edersiniz)

Bölüm hakkında düşüncelerinizi paylaşmayı ve oy vermeyi unutmayın, öptüüm :'')

Sevsene BeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin